Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Kasım '07

 
Kategori
Dostluk
 

Kaybettik biz bu yüzyıl sevgiyi

Bu hayat çok keyifsiz, samimiyetsiz, sahteymiş.
Dostluklar, arkadaşlıklar, evlilikler, aile ilişkileri hepsi boş.
Çırpınmak, didinmek hele hele emek vermek anlamsız. Yapılacak en iyi şey kendin için yaşamak, kendinle iyi arkadaş ve dost olmak, kendine yatırım yapmak, yapmak istediğin hiçbir şeyi ertelememek olmalı.

İnsanlara değer ve emek vermek sadece zaman kaybı. Kimse iyilikten, değerden anlamıyor çünkü.

Ne kadar az değer verirseniz, ne kadar önemsemez ve umursamazsanız, ne kadar kaçan olursanız o kadar değerlisiniz.

Ne hayatınızda deliler gibi sevdiğiniz eşiniz, ne aşık olduğunuz sevgiliniz, ne değer verdiğiniz dostlarınız, aileniz
için önemlisiniz. Her zaman ''veren'' değil ''alan'' , ''seven ''değil sevilen olmalısınız. Bir şarkıda olduğu gibi:

''Sevil de sevme, ağlama ağlat . Yoksa zehr olur bu tatlı hayat'' dizelerinde olduğu gibi.

Bir kere önce kendinize değer vermeli, kendinizi sevmeli, kendinize saygı duymalısınız. Çok ama çok güçlü olmalısınız. Ne aşkta ne de maddiyatta birine bağlı olmamalısınız. Kesinlikle bir işiniz olmalı, kendi paranızı kendiniz kazanmalısınız. Çok aşık olup evlensenizde asla işinizi bırakmamalısınız. İnsanlarla zaaflarınızı, güçsüzlüklerinizi asla ve asla paylaşmamalısınız. Mümkün olduğunca eğilmemeli ve karşı tarafa koz vermemelisiniz.

Birine çok bağlanmamalısınız. Birine çok güvenmek ve ona bağlanmak, bir gün onun tarafından terk edilmeyi göze almaktır.
Hayat çok acımasız, çok. Kimseden kimseye fayda yok. İnanın tek gerçek dostumuz kendimiziz.

İnsanlar hazımsız, kıskanç, samimiyetsiz. Her zaman söylediğim gibi:''insan oğlu ; düşünen bir yaratıksa asla samimiyetine ve iyi niyetine güvenmemelisiniz.''

Gülüşler bile sahte. Şöyle bir bakın çevrenize gerçekten dost, kalben gülen, mutlu, yaşamından keyif alan kaç insan var ?

''Para icad oldu mertlik bozuldu''diye düzeltiyorum o bildiğiniz atasözünü, günümüze uyarlıyorum.

Sahip olduğumuz hiçbir şey bize ait değil oysa. Hepsi emanet, biz bile. hepsi yapay hayatlar, ilişkiler...

Kredilerle sahip olduğumuz evler, arabalar, kıyafetler. Bizim sandığımız ama asla bize ait olmadılar ve olmayacaklar.

Ama insanlığı ne hale çevirdiler. Dinimiz imanımız madde oldu. Sonrada maneviyat aramaya başladık. Çünkü aslolan sevgi ve hiç bir maddenin gücü bunu satın almaya yetmez.

Şimdi madde uğruna , umarsızca tükettiğimiz sevgiyi arıyoruz her taşın altında, sevgi ve bir tek gerçek dost için yapamayacağımız yok. Yardım dernekleri, vakıflar, huzur evleri, arkadaşlık sitelerinde arıyoruz sevgiyi, huzuru, maneviyatı. Organ bağışlıyoruz, yaşlıları ya da çocukları sevindirmeye çalışıyoruz.
Ama biliyoruz ki geç kaldık ve bu yüzyıl zor bulabilmek umarsızca tükettiğimiz ''sevgiyi.''

sevgiyle kalın.

 
Toplam blog
: 147
: 1030
Kayıt tarihi
: 01.07.07
 
 

14/02/1973 İstanbul doğumluyum.İstanbul Üniversitesi Turizm İşletme mezunuyum.İngiltere ye gittiğim ..