Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Mayıs '12

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Kızım evlendi..

Kızım evlendi..
 

Kızımı aldı gitti...


26.05.2012 Cumartesi..

Bugün kızım evlendi. Keçiören Aktepe’deki Keçiören Gücü Tesislerinde bulunan geniş, nezih ve güzel bir düğün salonunda kızımın düğünü vardı bugün..

Dünürlerimiz ile bizim davet ettiğimiz yüzlerce misafir, keyif ve özenti ile eğlendiler, coştular, kurtlarını döktüler kızımın düğününde..

Özenti ile diyorum çünkü;  Şimdiye kadar katıldığım düğünlerin bir çoğundan daha neşeli, canlı ve görkemliydi bu düğün.. Benim, eşimin, kızımın, oğlumun, damadımın işyerlerinden tüm arkadaşlarımız oradaydı.

Damadım İnşaat mühendisi, kızım ve eşim sağlık sektöründe, ben ve oğlum da Medikal Piyasasında olduğumuzdan, doktor, mühendis ve medikal sektöründen olan davetlilerin sayısı, neredeyse diğer davetlilerin sayısı kadardı..

Bu arada damadımın arkadaşı olan THM sanatçısı Ömer Danış’ın verdiği konser ve salonun kadrolu sanatçılarının icraatları ile halay çeken, dans eden, Ankara Oyun Havallarına yorulmadan katılan gençlerin heyecanı ve coşkusu salondaki havayı sürekli canlı tuttu.

Şimdiye kadar katıldığım tüm düğünlerde az-çok oynamışımdır. Ya da en azından eşimle dans etmişimdir. Oğlumun düğününde de oynadığımı hatırlıyorum.

Gariptir..

Kızımın düğününde hiç oynamadım.Gelen davetlilerle ilgileniyormuş gibi  gözükerek aslında vakit geçirdim.

Dalgındım içimde anlayamadığım bir burukluk, sanki suçluymuşumda birileri her an o suçu yüzüme haykıracakmış gibi bir eziklik vardı... Arada bir kusacak gibi oluyor, atlatmak için kendimi dışarı atıyordum..

Çok sevdiğim iş arkadaşlarımın neşesi ve hatta Gül’ün tüm sevecenliği, kahkahaları, Remziye’nin her zamanki delikanlı ağır abi tipi, İsmail ile Ayşegül’ün çaktırmadan bakışmaları, Halil, Tolga, Bülent ve Yalçın ile Cengiz’in arada bir laf atmaları, Leyla’nın her zamanki hanım efendiliğiyle oturması, arada bir müziğe uyarak yerinde oyun oynaması, patronum ve eşi hanımefendinin halimden anlayarak teselli edici sözler etmesi de pek etkilemiyordu beni..

Diyorum ya aylak aylak geziniyordum ortalıkta. Düğünün dışındaydım, daha doğrusu bedenim salonda, ruhum kızımın onbeş yaşındaki halinin yanındaydı..

Zormuş dostlar kız çocuğunu evlendirmek.. Derlerdi de inanmazdım..

Damat, efendi, entel ve kültürlü bir çocuk. İnşaat mühendisi, kazancı iyi evleri ve arabaları var. Yani her hangi bir geçim sıkıntısı yok. Evin tek oğlu.. Her şeyden önemlisi kızımı seviyor.

Kızım güzel, sevecen, neşeli, dürüst.. İşi var geliri iyi, hastane muhasebesinde tanınan ve saygı duyulan bir tecrübeye sahip. O da eşini seviyor..

Kayınpeder emekli, efendi, iyi kalpli bir adam. Kayınvalide kendi halinde hanım hanımcık bir kadın..

Eh bundan iyisi Şam’da kayısı dediğinizi duyar gibiyim.. Doğru, özellikle günümüzde; Böyle kaliteli iki insanın bir birini bulup severek evlenmesi bence şans.. Bu şans da damadım, kızım ve dünürümle bizlere denk geldi.. O yüzden bir kere daha sevinmeliydim.. Ama olmadı işte içimdeki o burukluğu bir türlü atamadım düğün boyunca üzerimden. Arada bir eşimi ve oğlumu gözlemliyordum çaktırmadan. Yüz halleri, tavırları (sanırım ruh halleri de ) aynen benim gibiydi. Oğlum düğünün sonlarına doğru biraz oynadı ama o da zorakiydi eminim. Onlarda eğlenemiyorlardı bu en mutlu günümüzde benim gibi.. Dokunsan ağlayacak gibiydik üçümüzde..

Düğün bitip eve geldiğimizde, kayın biraderimin ağlamasının tetiklemesi “dokunması” ile birlikte eşim oğlum ve benim zembereklerimiz boşaldı. Saat  24.00’den 02.00’ye kadar ağlaştık.

Dünkü kına gecesi sonrası ve ondan önceki üç ay boyunca en çok eşim ağladı, oğlum ve ben arada bir ağlıyorduk.. Dedim ya dostlar; Kız çocuğunu gelin etmek gerçekten çok zormuş.

Oğlum evlenip çıktığında evde üç kişi kalmıştık, boşandı geri döndü yine dört kişi olduk.. Şimdi kızım evlendi çıktı yine üç kişi kaldık.. Tez elden dördüncüyü yani oğlumun müstakbel hanımını getirip kareyi tamamlamamız lazım.. Bunu anlattım, bu seferde eşim ve kayın validem, oğlum ve kayın biraderim katıla katıla güldük..

İşte böyle bir Cumartesi geçirdim.. Daha doğrusu deldi geçti..

Çok çok sevdiğim, gözümden bile koruduğum,üzerine titrediğim kızım, daha düne kadar baba beni balkona çıkar diyerek mızmızlanıp, omuzumdan inmeyen, gece yarıları beni dondurma, çikolata almaya gönderen, her türlü nazını çektiğim, her türlü isteğini yerine getirdiğim, gözünde hiç bir şeyi koymadığım ( bu konuda vicdanımda içimde çok rahat) sevgili kızım artık bir hanım efendi, bir kadın ve umuyorum çok güzel çocukları olacak. Çünkü kendisi çok güzel, eşide yakışıklı sayılır.. Her genç kızın böyle bir evlilik ve böyle bir damatla karşılaşmasını ve her damada benim kızım gibi bir kızın rast gelmesini dilerim.

Unutmadan; Düğünümüzü onurlandıran, Beyaz Pınar Tıp Merkezi ve Pınar Fizik Tedavi Merkezi doktor ve çalışanlarına, Büyük Ortadoğu Tıp Merkezinden Dr. Can Uygurer ve nazik eşine, Dr. İmdat Beyaz pınar ve nazik eşine, Sayın Ümit Ünal ve eşi Feride Hanımefendiye, Şahin Abi ve eşi Celile teyzeye ve Nokta Medikal, Artı Medikal, Göknil Itriyat Deposu çalışanları ile küçük Nilsu hanımefendiye sonsuz teşekkürlerimi sunarım.. Kız ve erkek tarafından düğünümüze katılan tüm davetlilere saygılarımı sunarım..

Bizlere ve kendilerine bu mutluluğu yaşatan Damadım Durmuş ve kızım Şebnem’in gözlerinden öperim.

Düğün fotoğraflarının yer alacağı galeri önümüzdeki haftalarda hazırlanacak sayfamızda ve Facebook’ta yerini alacaktır...  

Saygılar..  

27.05.2012

 
Toplam blog
: 243
: 760
Kayıt tarihi
: 26.03.07
 
 

1957 Kars doğumluyum. Emekliyim. Gazi Üniversitesi İİBF İşletme bölümü ön lisans mezunuyum. Yazı ..