Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Haziran '14

 
Kategori
Güncel
 

Medya, siyaset, iyiler ve kötüler; asimile edilenler!

Medya, siyaset, iyiler ve kötüler; asimile edilenler!
 

Medyanın, Kendileştirdiği Toplum! Kediler ne idi? Nankör!


Ortadoğu ülkelerinin tabi tutulduğu değişim-dönüşüm operasyonu sürüyor.

Operasyonun amacı; Milli devlet niteliğinin çözülmesi, siyasi coğrafyanın küçülmesi, millet bilincinin dağıtılıp etnik ve mezhepsel kompartımanlara bölünme, geleceğe yönelik ortak hedeflerden vazgeçilerek özgür ülkenin yurttaşlığından amaçsız sürüye dönüşümün tamamlanmasıdır.  Türkiye Cumhuriyetinde İnsan olan herkes, bu konuda çok bilinçli ve dikkatli olmalıdır!

Önemli Bir Uyarı: Suriye, İran’a giden yolda, Jeopolitik konumu itibariyle engel teşkil etmektedir. Suriye’nin toprak bütünlüğüne sahip çıkalım! Çünkü Suriye giderse, İran’da gider. Ondan sonrasında, İstanbul’a atılacak olan bir ‘’Nükleer Bomba’’ ile sıra bizdedir! 

Kitleler; çoğu kez yaşanılan toplumsal, siyasal sürecin arka planını anlamakta zorlanır. Yaşanılanlar tarih olduktan sonraysa yapılacak bir şey kalmaz. Geçmişi kitaplardan okuyup belleğine eksiksiz kazıyan insanoğlu yaşananların nedenlerini ve olası sonuçlarını algılamakta nedense aynı feraseti gösteremez.  

Kaderini ve geleceğini belirleme iradesini kaybetmiş, emperyal sistemin verdiği rolü itirazsız benimseme psikolojisinin yönetimden başlayarak, tüm halkı etkisi altına alması için adeta toplu hipnoz seansı yapılmış gibidir. Bu hipnozun bilincinde, farkında olanlar ise sadece Türkçülerdir.

Tarih bize; devletlerin güç katsayısının sahip bulundukları ekonomileri olduğunu göstermektedir. Ekonomik olarak komşularından üstün olanın siyasal, askeri gücünün de yüksek olması doğaldır. Ekonomik üstünlüğü sağlayıp çekim merkezi olan, diğerlerinin ekonomik gelişmesini engelleyip kendisine rakip olmalarının da önünü kesmektedir.

Milli dirençle karşılaşmadan sonuçlandıracak psiko kültürel tasfiye programı uygulanıyor. Kız ve Erkek evlatlarınızla bu işe çoktan başladılar! Halkın derin bilinçaltında yaşattığı kolektif duyarlılığını köreltip, milli kimliğe, kültüre dönüşüp harmanlanan din algısının yok edilmesini bu nedenle zorunlu görmektedirler. Bunların oyununu ancak TÜRKÇÜLÜK akımı bozar ve bozacaktır da. Yaklaşan o bela zamanı geldiğinde zaten hepiniz, birileri demeden Türkçü Milliyetçi olacaksınız! (2020)

Varolan rejimlerin tasfiyesiyle, ekonominin, siyasetin, devletin denge kurumlarının, kısacası sistemin baştan aşağı emperyalizmin arzuları doğrultusunda yeniden düzenlenmesi operasyonunu, halkın stratejik olarak algılayamadığı görülmektedir. Özellikle okumuş aydınların ise cesaretsizliği buna en güzel örnektir. 

Türkler; tarih boyunca mazlumun mağdurun zayıfın yanında yer almıştır. Ne yazık ki şimdi ise koltukları ikballeri için zalimin güçlünün eli kanlı olanların yanında el pençe duruyorlar. Bu ne İslam’ın özüne, ne de Türklüğün özüne yakışır. Türk gençleri bir gün bunlara dur diyecektir. Bu gençler:  Ziya Gökalp ve Hüseyin Nihal Atsız ile beraber, Atatürk Nutuk’unu ve Kuran-ı Kerim Türkçe Mealini çok iyi okumuş ve yorumlamış gençler olacaktır!

Sömürgeci, soykırımcı eli kanlı demokrasi havarileri yalan üzerine kurulu demokrasi, insan hakları özgürlük refah söylemleri ilehalkaları kendi çıkarlarına göre yeniden düzenlemeye, köleleştirme yöntemlerinde değişime ve dönüşüme devam ediyorlar.

Medya ilizyonuyla topluma şırıngaladığı psiko kültürel narkozun etkisinin, değişim dönüşüm operasyonu tamamlanıncaya kadar geçmemesini istemektedir. İnsanların feraset testinde kalıp kalmayacağı verilen narkozun etkisinden kurtulup kurtulamamasına bağlı görülüyor.  Bu narkozun panzehiri TÜRKÇÜLÜK AKIMINDADIR…

Medya ile kitlelerin algılamalarında değişim dönüşüm oluşturulmaya devam ediliyor.

Medya; kitlelerin bilinçlenmesinde başroldedir.

Medya, kitlelerin zihninde oluşturduğu imajla;haini kahraman, kahramanı hain gösterebiliyor. Dün savunduğunu bugün yerebiliyor, dün yerdiğini bugün savunabiliyor. O yüzden Deccalın en iyi silahı bugün medya’dır. Ama onlara zaman geldiğinde ateşin dili bile ağlayacak, en çokta süslü püslü, sanki evrenin sırlarını açıklar gibi kasılıp haber sunan kime hizmet ettiğini bilmeyen spikerlere yazık! İşsiz mi kalsınlar, kalmasınlar!

Ey Medya! Ateşten Yorgan ve Döşek; Sahiplerinizle Beraber Sizleri Bekliyor Olacaktır. 

Bir kısım medya mensupları;ne yazık ki insan hakları, özgürlük, demokrasi sakızını çiğniyorlar ve çiğnetiyorlar. Akıl hocalığını kendilerinde hak olarak görebiliyorlar.  Özellikle Mevlana adlı çikleti çiğneyenler; bunlara bilinçsizce destek veriyor.

‘’BİZ TÜRKÇÜLERE GÖRE MEDYA BU OLMALIDIR’’

 Medya’nın temel görevi; bireyi, toplumu, devleti ve insanlığı ilgilendiren olaylarda, bilgilendirmek, aydınlatmak, eğitmek, kamuoyu oluşturmak, toplumu siyasi, sosyal, ekonomik, dini, askeri ve teknik gelişmelerden haberdar etmektir. Yanlı davranmamaktır!

Medya; kamuoyu oluşturmada en önemli araçtır. Medya’nın bu süreçteki yeri, rolü ve işlevi nedir, ne olmalıdır, sorusu her zaman sorgulanmalıdır.

Medya: Daha çok kültürel ve toplumsal programlar yapmalıdır. Kim olduğunu, nerden geldiğini ve nasıl yaşadığını anlatan; Kabuktan öze doğru eğitsel ve bilinçsel toplumu kendine getirici programlar, yapmalıdır.

Medya: Toplumun, o kültürel değerlerine, İnançlarına aykırı ve yaşantılarına mikrop bulaştıran, dizi, film, klip ve o Mecus programlardan uzak durmalıdır… Durmalıdır, çünkü çocuklar için uzak durmalıdır. Dünün çocuklarına bulaştırdıkları o mikroplar, bugün yüz binlerce boşanmalarla, psikolojik sorunlu ne istediğini bilmeyen evde kalmış kızlarla- erkekler, cinsi sapıklıklar ve bebeğinin ağzını bantlayarak, soğukta çöp taşımalığına bırakacak kadar o vicdansızlarla daha anlatamadığımız çöktürdükleri, kaybolan insanı değerlerle sonuçlanmıştır, bu toplumsal öksürüklüklerin hastalıkların en büyük mikropsal nedeni, bugün MEDYA’DIR. Ayağını, ona göre denk almalıdır! Almalıdır, bu dünya kimseye kalmayacaktır. Hesabı ve vebali büyük olacaktır… Bela zamanı hesabını önce onlar verecektir. O gün geldiğinde Mevlana çikleti çiğneyenler de artık kalmayacaktır.

Yıkıcı, ayrıştırıcı, çözücü her türlü düşünce ve eylem;Medya’nın karşı olması gereken faaliyetlerdir.  Körüklemeye ve yalakalık yapmalarına da gerek yoktur.

Medya;olması gerekene ulaşmada itici rolü üstlenmelidir. O Milli gücün Çekişini ilerleyişini ve o ilerleyişin hazzını tüm topluma hissettirmelidir.

Medya etiği ve sorumluluğu, duyarlı mensuplarınca anlam kazanacaktır. İletişim fakültesinde okudukları,  Ivy Lee ve Edvard Bernays’ların oluşturdukları, o halkla ilişkiler modellerinin özüne, etiğine aykırı davranmadan tarafsızca halkın, milletin ve onların çocuklarının, torunlarının çıkarlarına göre hareket etmelidirler. Paranızı bizim sayemizde kazanıyorsunuz. Asıl patronunuz TÜRK MİLLETİDİR!

Son Söz:

Sayın Özal; Dün Cem Uzan’ları zengin etmişti… Şimdi ki iktidarın, adamı ise medyacı, iş adamı Ferif Şahenk’lerdir

Ülkemde kendini adam sananlar yine koltuklarına yapışır. İşte NTV’nin sözüm ona aktivizmi bu, doğuş ilerlerken, şirin görünmek için makyaj yapan bir kanal. Yeşili sev doğayı koru. Ama kanal sahipleri ve kapitalist patronları hiçte öyle değildir…

Sofraların vazgeçilmezi Pirinç, marketlerde neden birden bire 5 TL oldu? Doğayı Sev, Yeşili koru diye entel dantel programı yapan dönmelerin, medya devlerinin iki yüzlülüklerini bir sonraki, ‘Çorum Kargı- Sinop Boyabat Barajı ve Çeltik Tarımı’’ adlı yazılarımda göreceksiniz!

 Okumayan, düşünmeyen sorgulamayan insanın köleleşmesi kaçınılmazdır.

Bu Topluma: Hep Medya ile iletişimde tersten çakanlara, Tokadı tersten çakan TÜRKÇÜLER her zaman var olacaktır… En büyük Fikirsel tokat, ‘’TÜRKÇÜLÜK BİLİNCİNE’’ sahip olanların tokadıdır.

Çok yönlü, oynak merkezli taktik ve stratejik çalışmalarla

2020’ye Dolunay’a doğru…

Çemberli Taş Basın Müzesi İstanbul!

A. Ümit YILDIZ

 
Toplam blog
: 67
: 4037
Kayıt tarihi
: 24.04.07
 
 

17 Şubat 1986'da: Soğuk karlı bir Şubat gecesi Koca Karı olan ebenin ellerine ''bilim otoritelerinc..