Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ağustos '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Moskova' dan sıcak sıcak izlenimler..!!

Moskova' dan sıcak sıcak izlenimler..!!
 

Hep duyarız büyüklerimizden, "Ahh ahh bizim zamanımızda böyle değildi. Herşey bir başkaydı, eski Ramazanlar, eski düğünler ...", dedelerimiz ve ninelerimiz hep hep söylenip dururlardı, yeni nesilin çok farklı olduğunu. Bu tür yakınmaları hep duyardım çocukluğumda, yalan yok çoğu zamanda pek anlam veremez, haksız olduğunu düşünürdüm. Çocuklukta insan ancak bu kadar görebiliyordu hayatı. Günler geçti, çocuklar büyüdü, bakışlar genişledi, şimdi gerçekten çok iyi görebiliyorum yaşadığımız kültürel erezyonu. Bu da bizi biz yapan değerleri günden güne yitip yittiğini sessizce izledikçe içten içe üzüyor beni.

Geçen Çarşamba günü şirketimizin Rusya' da Moskova' ya 120 km mesafede vurduğu beyaz eşya ve televizyon fabrikasında aylardır süren çalışmaları daha yakından görmek ve haftalardır ailelerinden uzak çalışan arkadaşlarımızla hasret gidermek, onlara destek olmak için Moskova' ya gittim. Bu ana kadar Rus kültürüne ve aile yaşamını sadece tatil esnasında şahit olmuş biriydim.

Moskova kalabalık nüfusu ve farklı yapısıyla oldukça değişik bir yer. Trafiği de İstanbul'u pek aratmıyor. Yalnız söylemeden pek geçemeyeceğim, biz Türk sürücüler kesinlikle Rus' lardan daha yetenekliyiz. İnanmayacaksnız ama Rus' ların pek azı geri geri gitmeyi becerebiliyor, komik ama gerçek. "Yiğidi öldür ama hakkını ver..!" sözünden hareketle bizden çok daha kuralcı ve sabırlı olduklarını söylemek zorundayım.

Kabus gibi ölümcül bir kazanın neden olduğu trafikle boğuşa boğuşa 3 saat süren bir yolculuktan sonra fabrikaya ulaştık. Herkes hummalı bir şekilde çalışıyordu. Önceden tembihlendiğimiz için montlarımızı yanımıza almıştık. İstanbul' da gelirken sıcaklık 36 derece iken burada sadece 12-13 derece civarıydı. Ağustos 12' de sıcaklık 12 derece, garip bir durumdu, ama bu mevsim normaliydi, yani gelip geçici değildi.

Sabahleyin otelden servisle fabrikaya giderken insanları da izleme fırsatını buluyorduk. Alexandrov denen bir yerde kalıyorduk, kentin ahalisi saat sabah 7 gibi içmeye başlıyordu. Genç yaşlı herkesin elinden bira, votka şişeleri eksik olmuyordu. Günün her saati bu görüntü pek değişmiyordu. Fabrikada çalışan işcilerin çoğunluğunu da Ruslar oluşturuyordu. Aldığım bilgiye göre pek çok kişi de iş saatlerinde içki içip sarhoş gezmekten dolayı kovulmuştu. Zaten Rus çalışanların yüzlerine bakıldığında pek azında çalışma istediği görülüyordu. Çoğunluğu içki şişesine kavuşma hayalini kuruyordu.

Kahvaltı ve öğle yemeği bir şekilde fabrikada yeniyordu. Akşam yemeği için gidilecek adam gibi bir yer yoktu. Sadece eğlence amaçlı yapılımış diskotek türevi yerlerde yiyecek birşeyler bulmak mümkündü. İşten gelmişsiniz amacınız sadece iyi bir akşam yemeği yemek, gittiğiniz yer bir diskotek. Zaten ortalama bir yemeğin gelmesi 1 saat. Bu arada yüksek sesli müzik yetmezmiş gibi bir de Rus kadınlarla uğraşmak zorundasınız. Gelip kolunuzdan tutup sizi zorla dansa kaldırmaya çalışıyorlar, ilginç tarafı bunların pek çoğunda kocası da hemen yanıbaşında. Bir aile görüyorsunuz, anne, baba ve çocuk. İlerleyen saatlerde anne ve baba sarhoş, kimin ne yaptığı belli değil, zavallı çocuk uyuması gereken saatte sarhoşların arasında geziniyor. Daha o yaşta ilerdeki hayatının ne taban üzerine kurulacağı belli oluyor.

Eski nesiller yetişme ve çok okuma anlamında takdire şayanken yeni nesilde en ufak bir çaba yok. Zaten çalışan kesimin çoğunluğunu da 40 yaşın üstü oluşturuyor. Bayanlar çoğunlukta, erkekler genelde içtikleri için pek çalışmaya fırsat bulamıyorlar. Boşanmalar oldukça fazla ve genelde de kadınlar erkekler içki yüzünden boşuyor. Hem kendine, hem çocuğa ve hem de ayyaş kocaya bakmak fazla geliyor olsa gerek.

Rejim değişiminde sonra halk demokrasiyi pek sindirememiş, hep uçlarda gezinir olmuş. Eskinin üzerine en ufak bir şey konmamış. Şahit olduğum onlarca olayı maalesef burada paylaşmak sizlere saygısızlık olur. Ancak şunu açıkca söylemek gerek oldukça kötü bir durumdalar, ahlaki herhangi bir değerleri kalmamış. İlerleyen dönemde taşlar yerine oturursa belki millet olarak eski güçlü günlerine dönebilirler, aksi halde işleri çok zor.

Bu ziyaretin bana tek artısı, bu kadar kaybolmuş veya azalmiş değerlerimize rağmen diğerlerine göre hala çok iyi durumda olduğumuzu anlamam oldu. Kötünün iyisi insanı sevindirir mi, ne yalan söyleyeyim ben sevindim.

Hoşcakalın...

 
Toplam blog
: 410
: 3283
Kayıt tarihi
: 13.04.06
 
 

Bilgisayar, elektronik, internet alanındaki son gelişmeler. Tüketici elektroniğindeki trendler. Otom..