Muharrem İnce, Kılıçdaroğlu'na, "Artık Yeter, Oyundan Çık, Kaptanlığı da Bırak" Demeye Getiriyor

CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce,  CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile dünkü görüşmeleri sonrasında  yaptığı açıklamada, Kılıçdaroğlu'na, "Onursal Başkanlık Teklif Ettiğini" söyledi...

Bu açıklama üzerine, Kılıçdaroğlu'ndan jet yanıt geldi; O da, "Özel yemeğin, bağlamından koparılmasının siyasi nezaketsizlik" olduğu açıklamasını yaptı...

Ve böylece, Muharrem İnce ve Kılıçdaroğlu'nu bağlayan ipler de kopmuş oldu...

*

Aslında, önemli olan, "Kılıçdaroğlu ile Muharrem  İnce arasındaki iplerin kopması" değil; ondan daha önemlisi "Kılıçdaroğlu ile CHP arasındaki iplerin de kopma noktasına gelmiş" olmasıdır...

En az, iki yıldan bu yana, Kılçdaoğlu'nun ve Genel Başkanı olduğu CHP'ni başarısız gidişatı ile ilgili olarak, şu anda sayısını hatırlayamadığım kadar blog yazdım...

Şimdi, bu bloglardan seçtiğim ve güncele uygun düştüğünü sandığım bir bloğumun, "özetinin özeti" olacak  şekilde bazı aktarmalar yapacağım... Bakalım, Kılıçdaroğlu ve CHP'nin bugünlere gelişinin yolunu çizmiş miyim?

*

20 Mart 2016 tarihli bu bloğumun ana başlığı, aynen şöyle :

-- CHP TIKANDI KALDI. ARTIK POLİTİKA ÜRETEMİYOR... ÇÜNKÜ, "TAŞIMA SUYLA DEĞİRMEN DÖNMEZ"...

Alt başlığı da şöyle, "CHP GEMİSİNİN YELKENLERİ DE RÜZGAR TUTMUYOR ARTIK... TAYFALAR DA AHENKLİ KÜREK ÇEKEMİYOR... GEMİ ROTASINDAN ÇIKMIŞ, SAĞA SOLA SALLANIP DURUYOR..."

Biraz da bloğun içerisine bakalım...

-- Kılıçdaroğlu, kızgınlık dolu... Hep bağırıyor... Dişe dokunur bir şey de söylemiyor. Kendi seçmenlerini olduğu kadar, toplumun diğer insanlarını da geriyor.

Kızgınlığını, sürekli olarak Cumhurbaşkanı'na ya da iktidara yöneltiyor... O'na, "Başkan olamayacaksın, milletin kanında boğulacaksın" diyor... Yoksa bir darbe mi bekliyor?... Yoksa, CHP yanlısı bir gazetenin manşetine takılıp Mısır mı geliyor aklına?

Yapılan anketler gösteriyor ki, halkın geneline yakın kısmı da bunları dinlemekten bıkmış...

-- Kılıçdaroğlu'na destek veren delege oyları da azalıyor... (Bir önceki) Cumhurbaşkanlığı seçiminde Ekmeleddin  İhsanoğlu'nu  Cunhurbaşkanı adayı göstermesi, parti içinde huzursuzluk yarattı... Kılıçdaroğlu ağır eleştirilere  uğradı; parti içinde kızgınlıklar oldu... Güven tazelemek istedi. Ama bu sefer ilki gibi olmadı. Genel Başkanlığı yara aldı. İlkinde, 1200 delegenin oyunu almışken; bu kez 740 oyda kaldı. Güvenirliliği oldukça zedelendi...

-- İster bir Amerikan, ister Cemaat Projesi "yenileşme"deyin, "Yeni CHP" adıyla başlatılan ya da başlatıldığı sanılan "yenileşme" de, ne partisi (CHP) içinde ne de seçmenleri arasında tutmadı; başarılı olmadı...

Bu projenin tutmamasının tek nedeni, CHP'nin bir yandan Cemaat'e olan bağlantısı, bir yandan da HDP ile kankalığa dönüşen birlikteliğidir.

-- Bu arada, Kılıçdaroğlu'nun, "YPG, bizim için terör örgütü değildir; YPG, kendi vatanını kurtarmak için örgütleniş bir oluşumdur" dediğini de kaydetmeliyim... Bir de şunu sormak lazım Kılıçdaroğlu'na; "Hemen güneyimizde kontrol altına aldığı bir parça Suriye toprağını, YPG'ye kim vermiş, vatan olarak?"...

-- Kılıçdaroğlu, kendisine ve CHP'ye tavır koyanlara önce, "Kırmızı Kart" gösteriyor; sonra da, ya Disiplin Kurulun'a veriyor ya da oyundan atıyor... Bazıları da, kendiliğinden partiden ayrılıyor...

* Ankara Milletvekili Birgül Ayman güler, "CHP'nin Paralel Yapı ile ittifak yaptığını" söylediği için CHP'den dışlanmıştır.

* Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan, "Partinin bölünmesi söz konusu ise, bunun sorumlusunu herkes biliyor. Bir hesap uzmanı, bu kadar hesap hatası yapar mı? Yaptı işte" dediği için oyundan atılmadı mı?

* Ankara Milletvekili Süheyl Batum da, aynen Birgül Ayman Güler gibi, "Hem Kılıçdaroğlu'nu hem de yanındaki isimleri Paralel Yapı ile yakın olmakla" eleştirdiği için partiden ihraç edilmedi mi?

* İstanbul Milletvekili İhsan Özkes, Kılıçdaroğlu'na, "Delege ağaları var. Bunlara eyvallah etme" dedi ve Kılıçdaroğlu'nun gazabına uğramamak için kendiliğinden istifa etti.

*

"Özetinin özetini" verdiğim bu bloğumu şu sonuçla bitirmiştim...

ARTIK CHP'NİN YAPACAĞI BAŞKA ŞEY KALMAMIŞTIR...

Yukarıda da değindiğim gibi, CHP gemisinin yelkenleri tutmuyor; tayfaları da ahenkli kürek çekemiyorlar... Gemi, rotasından çıkmış sağa sola yalpalıyor...

Yapılacak tek şey kaldı... Biraz zor da olsa, gemiyi AKP iskelesine yanaştırmaktır... Sonra da, gemide bazı tamiratlar yapılmalı ve bazı eskimiş parçaları da değiştirmelidir...

Bence, öncelikle şunlar yapılmalıdır...

- Cemaat ile irtibatın son vermeli...

- PKK  yanlısı ve Kandil'in emri ile hareket eden HDP ile ilgisini kesmeli...

- Parti ayrık otlarından temizlemeli (Gülen Cemaati imamları, HDP yandaşları, başta DHKP-C olmak üzere bazı yasa dışı gruplara göz kırpmayı bırakmalı. Bu arada, CHP içinde, Deniz Baykal'a düzenlenen kaset olayında marifeti olanlar da unutulmamalıdır.

- En önemlisi de, bir lidere en çok yakışan "dik duruş" göstermeli; verdiği sözün arkasında durmalıdır...

2011 Genel Seçimleri'nde önce, "Seçimlerde %40 oy alamazsam yönetim ile birlikte istifa edeceğim" dediği hala halkın kulaklarını çınlatmaktadır... İstifa etmedi... Kemikleşmiş oyları ile günümüze kadar geldi..

-- Eğer, CHP, bunları yapmazsa, destek vermediği "Başkanlık Sistemi"ne geçildiğinde, oluşacak "milliyetçiler" ve "muhafazakar demokratlar" arasında paylaşılarak dağılabilir...

*

SON SÖZ :

Ondan bundan "nakledilenlerle" politika üretilemez... Yani, "taşıma suyla değirmen dönmez"

*

Bugünün (3 Temmuz 2018) NOTU:

Ne dersiniz?... Perşembe'nin gelişi Çarşamba'dan belli olmuş mu?

*

CHP, MYK Perşembe günü (5 Temmuz 2018), saat 11:00'de toplanacak... Bakalım neler olacak?

cdenizkent