Nasıl sayın yazar oldum

Günlük yaşantımızda ve her geçen gün güvenilir insanların sayısı azalmaktadır. Var olan güvenli insanların değerini bilmek ve onları örnek almalıyız.

Güvenilir bir insanda sahip olması gereken özelliklerin başında iyi niyetli olmalı, yüreğinde Allah korkusu bulunmalı, kendisine tevdi edilen emanete karşı ihanet etmemeli.

Yardımsever olmalı. Yalan söylememeli ve dürüst olmalı. Bağımsız ve hür olmalı. Sadece kendi vicdanını dinlemeli. Kimseye yaranmak için, kimsenin gözüne girmek için bir çaba içinde olmamalı.

Böyle insanlar ülkelerine, toplumuna, içinde bulundukları cemiyete, ifa ettikleri görevde yararlı ve başarılı olurlar.

İnsanlar eğri oturabilir, yalnız doğru konuşmalı. MB olmasaydı kim bize sayın yazarımız diye hitap ederdi.

Kim sayın yazarımız  MB yazarı …………size şu yorumu gönderdi veya ………..Blog yazarı bir blog yazısı ekledi diye haber verirdi.  

Şimdi kendi adıma teşekkür etsem yağ yapıyor diyecekler, hal bu ki yağdan, tuzdan nefret ederim.

Ne yemede, ne içmede ve nede yaşamın diğer kural ve kaidelerinde yağı, tuzu hiç sevmem. Kırk yıllık dostum, arkadaşım, sırdaşım, haberdarım Milliyet Gazetesini okurken bir de baktım ki “ Tıklayın sizde blog yazarı olun! Aklınızdan geçenleri paylaşın” 

Acaba tıklasam mı, tıklamasam mı? Bir kaç gün düşündükten sonra hadi bir tıklayalım dedik. İnanın bir kez tıkladım kısa bir müddet sonra birde baktım ki sayın yazarımız diye hitap ettiler. Artık bu biçare de olmuştu yazar. Daha ne olsun.

İşte böyle zahmetsiz bir şekilde MB üyesi yaptılar. Bence yağsız, tuzsuz teşekkürü hak ettiler. Düşünebiliyor musunuz MB olmasaydı yüz yıl ömrümüz olsaydı kim bize sayın yazarımız derdi.

Ne demişler gözleri görmeyen, bir tek göz istemiş kapılar açık bir anda al sana iki göz demişler misali MB üyesi ve sayın yazarı olduk. Girdik meclise bu meclis o meclise benzemiyor öyle 500-550 üyeli değil on bine yakın üyeli MB yazarı var.  

Peki, MB da ne yapıyoruz, ne yazıyoruz. Yüreğimizde yosun tutmuş birikimler var onları yazıyoruz. Kimileri aşkı, kimileri öykü, kimileri şiirler, kimileri anılar, kimileri mizahlar, kimileri siyaset, kimileri güncel ve kimileri de denemeler yazıyor.

Aslında o kadar kategori var ki hangisini yazarsanız yazın okunuyor, her kes haberdar ediliyor ve birde yorumlanıyor. Daha ne olsun.

MB da günde 8 saat çalışma mecburiyeti yok. Dileyen dilediği kadar çalışır ( yazar ) Günde 3 blog, günde 2 blog, günde 1 blog, iki günde 1 blog, haftada 1 blog, ayda 1 blog yazan yazarlarımız var.

Hatta üç ayda 1 blog yazan yazarlarımız dahi var. Kıdemli, kıdemsiz, eski, yeni, eski olup uzaktan seyreden yazarlarımız bile var.

Yani anlayacağınız MB da hürriyet var, özgürlük var. Parti yok, gruplar var. Ah birde benlik, senlik olmasa ABD MB a selam durur.

Belirli bir yorum yarışı var, yorumlar artık blogların önüne geçti hatta daha da kıymetli hale geldi.

Bir de görselleri ya da görüntüleri dahi görünmeyen, bilinmeyen, tanınmayan Naşirlere ( Editörlere ) naz var, saz var, sitem var, bazen de isyan var.

Editörlere de Allah'tan ihsan edilmiş sabır, metanet ve tahammül gücü var.  

Her kim iç dünyasında birikmiş, yosunlaşmış duygu ve düşüncelerini dış dünyasına yansıtmak istiyorsa hemen Milliyet Blog ‘un davetine icabet etsin tıklasın anında yazar olsun.

Böyle biçare yazımızın sonuna geldik. Dileğimiz MB Editörlerine, yazarlarına selam olsun, sağlık ve mutlulukları daim olsun,

Kıymetli okurlarımıza saygılar sunuyorum.

Mehmet BURAKGAZİ / MERSİN