Nereden nereye!

Saatler, borçlar, nemlendiriciler, okunacaklar, sökülecek diller ve eski kazaklar... Everest gibi burnumuzun dibinde, komodine 45 derece kitaplar! Bu cezayı hak ediyor muyuz?

Midemiz mi huzursuz? Bir fincan rezene çayı deneyebiliriz, bir dilim limon ve bir çay kaşığı bal ile. Yüzümüz mü düştü, amuda kalkmalıyız. İş yerimizde arkadaş bilerek çelme mi taktı, süslü bir pakette bir ayna armağan edebiliriz! Pireyi yakalayamayınca çekinmeden yorganı küvette yakabiliriz.

İnsanlar da, hayvanlar gibi güdüleriyle yaşıyor, ayrımı şurada: Her bir edime bir kulp uyduruyorlar; Güzel Sanatlar Oyuncuları'nın Çık İşin İçinden-2'sinin ardından Paramparça Aşklar Köpekler’ i bir daha izledim. Yine Iñárritu'nun 21 Gram ve Babil'indeki gibi. Tarantino'nun Ölüm Geçirmez ve Dehşet Gezegeni’ndeki gibi. Lars von Trier'den Dancer in the Dark değil ama Dogville'lerindeki gibi.

Çık İşin İçinden, geçen oyun döneminde oynanan iki evli ve iki eşli bir adamın başına gelen gülünç karışıklıklar ve gerçek anlamda bir kahkaha tufanıydı; Çık İşin İçinden-2 ise her iki evde birer çocuk olup büyüyüp de birbirlerini Internet'te tanıyıp görüşmek istemeleriyle çıkan gülünçlükler oyunu. Sahnede, Velázquez'in, meleksiz ve aynasız Rokeby Venus'ünü asılı görünce Turgut Özakman'ın Romantika'sını andım. Nereden nereye!

İyi pazarlar!