Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Nisan '16

 
Kategori
Deneme
 

Postmodern memleket...

Postmodern memleket...
 

lacasayouth.com


Bir ülkede bütün değerler bir birine karışmışsa; bir bakıma, değerler alt üst olmuşsa.. Kimisinin ak dediğine, diğerleri kara diyorsa… Kimin yalancı, kimin doğrucu olduğu belli değilse; insanlık erdemlerinden vazgeçmişse… Ahlak ahlak diye diye, ahlak yitip gitmişse..
 
Böyle bir ülke nasıl bir ülkedir…?
 
Bazıları diyebilirler ki :  Süper bir ülkedir; veya Ultramodern bir ülkedir… Ama ben diyorum ki böyle bir ülke postmodern bir ülkedir. 
 
Aslında ülke modern bile olamadı… Asrı bile yakalayamadı… Sadece ellerinde gavurların yaptığı akıllı telefonlar; diğer yanda altlarında Amerikan, Alman, Japon arabaları… Kendilerini bir şey sandılar. “Kendi kendilerine “Biz galiba kalkındık..” dediler ve işin doğrusu el tulumbasıyla gerdeğe girmeye çalıştılar…
 
Nafile günler yaşıyoruz.
 
Kendimizin nerede olduğunu bile bilmiyoruz. Kendimizi ölçüp, tartamıyoruz.. Hep hayaller, düşler peşindeyiz… Kendimizi olduğumuz gibi değil, rüyalardaki gibi algılıyoruz. Tabii, bütün bu yanlış algılamalar bizim feleğimizi şaşırtıyor. 
 
Ondan sonra birileri başımıza vuruyor; hatta kalbimizden vuruyor ve istemeden şehit düşüyoruz. Neden..? Neden…?
 
Çünkü kendimizi dünyanın en güçlü ülkesi sanıyoruz; kendimizi en çok dinine, diyanetine bağlı ülkesi sanıyoruz; kendimizi ülkesini en çok seven insanların yaşadığı ülke sanıyoruz…
 
Ama bu ülkede bizi sevmeyenler var; kendilerini sevenler var… Bunlar çekip silahlarını her gün bizi doğruyorlar. Şehit oluyoruz, gazi oluyoruz.. Her gün bir çok güzel vatan evladı gerçekten birliğimizi, beraberliğimizi sağlayamadığımız için ölüp gidiyor. 
 
Kimileri kendilerini başka bir ırktan, kimileri başka bir dinden mezhepten saydığı için ayrı baş çekiyor; bu insanların yolundan ayrılıp dağa çıkıyor. Herkese yazık oluyor. Bir anlaşmazlık var; bir niza var ama bunu bile kabullenemiyoruz.
 
Post-modern bir dünya… Ne demek?
 
Post-modernist anlayışa göre “Genel ahlaksal anlayışlar ve ilkeler artık geçerliğini yitirmiştir; ahlaksal normların kaynağı yaşanan koşullar, çağın gerekliliğidir. Postmodern Etik, modernizmin evrensel ve sabit ahlak ilkelerinin geçersizliğini göstererek, genel ahlak ilkelerini görelileştirir. Dinden sonra bilimin egemenliginin de yıkılmasıyla, "her şey olabilir" noktasına varılmıştır. Bu önerme, öncelikle bilimin durumunu ve doğruluk savlarını göreselleştirmek üzere, bir bilim felsefecisi olan Paul Feyerabend'ten gelir...” 
 
Postmodern açıklamaların ortaya çıkmasında Nietzsche ve sonrası felsefecilerin rolü de büyük olmuştur.
 
Yani ne olmuştur; dini açıklamaların eski gücünü yitirmesiyle dinsel aktöre (ahlak) açıklamaları da yavaş yavaş alt üst olmuştur. Kimin doğru; kimin yanlış olduğu anlaşılamamıştır. Veya artık her şey, kavramlar, bireysel yorumlara kalmıştır. “Ak” veya “Kara” kavramlarının açıklaması artık görecelidir; kişiden kişiye değişir. 
 
Uğruna yüzbinlerce vatan evladını (bir rakama göre 253 bin kayıp vermiştik..) Çanakkale’de, ilk kez kullanılan vatan, millet kavramları… uğruna şehit verdiğimiz insanları bir yanda hayırla anarken; diğer yanda diğer bazı insanlar ; Çanakkale’den, çok değil, iki yıl sonra, İstanbul teslim olmuş, bütün o Çanakkale boylarında dizilip bekleyen zırhlılar, İstanbul’da Padişah sarayının karşısında, toplarını İstanbul camilerine çevirmişlerdir… Bazıları, peki, bu ülke o yüzbinlerce şehidi niye vermiştir, diye sormaktadır.
 
Hadi buyurun cevap verin… Elbette, Çanakkale savaşı yapılmalıydı; bu ülke o kadar kolay teslim edilmemeliydi… Ama hemen sonra ne oldu da bütün o düşman ordularını İstanbul’a buyur ettik (veya kim etti..) … Bu iş bu kadar kolay mıydı?
 
İşte size akıl karıştıran bir çok gerçekler..?? Niye, Niçin?   
 
Bu ülkenin tarihinde böyle yapılmış öyle büyük hatalar var ki, insan hesabını tutamaz…
 
Gerçi derler ki, “İnsan aklı nisyan ile maluldür” yani çok çabuk geçmişi unutur ve yoluna devam eder. Ee.. geçmiş bu kadar çabuk unutulursa, elbette bu kez yine yapılacak hatalar çok olur ve daha da büyük olur. Onun için demişler ki..:
 
Mehmet Akif Erson’un dizelerine bakınız:
 
“Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
Tarih”i tekerrür diye ta’rif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?”
 
Hadi buyurun. Bir akıllı adam durumu anlatmaya çalışıyor. İşte bu noktada “Tarih”in önemi ortaya çıkıyor. “Biraz tarihten ders almak gerekir..”
 
Ama Postmodern zamanlarda artık ders alınacak hiçbir şey kalmamıştır. Onun için Büyük devletler kendi anladıkları “gerçekleri” geri kalmış ülkelere dikte ettiriyorlar. Onlar da büyük patronun sözünden çıkmamak için ellerinden geleni yapıyorlar.
 
Yani bazıları, dünyayı alt üst etmeye çalışırken, biz ortada duruyoruz. Yani bizim için bu alt üst oluşun pek fazla önemi kalmıyor. Bize ne, birileri alt üst ediyomuş…
 
Tavrımız öyle… Bakıp duruyoruz : Neler oluyor, diye .. Ve kuşkusuz önümüzden çağdaşlık treni geçip gidiyor.
 
 
 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..