Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ağustos '12

 
Kategori
Dostluk
 

Sosyal medya arkadaşlığı 4N 2A

Sosyal medya arkadaşlığı 4N 2A
 

4N, 2A


İnsanlar eskiden web sitesi ziyaretlerini gerçekleştirdikleri zaman internetten var olduklarını kimsenin bilmesini istemezlerdi. Herkes internetteki web sayfalarında sahte nicklerle gezinerek kimsenin onlardan haberdar olmasını ve onların herhangi bir sosyal sitelerde gezindiğini bilmesinden utanırlardı. Örneğin, eskiden İnsanlar, mırc chat programında sahte nicklerle gezinerek arkadaş bulmaya sohbet etmeye çalışırlardı. Zamanla sosyal medya öyle bir boyuta geldi ki artık kişiler sadece ismini web sitelerinde değil yaşamlarının tümünü artık sitelerde geçirmeye başladılar.

Günlük olarak nereye gittiklerini, nerede ne yediklerini, kiminle görüştüklerini resimlerle, videolarla ispatlayarak sosyal medyada hayatlarını sergilemeye başladılar. Sosyal medya son zamanların şüphesiz ki vazgeçilmezlerinden biri olmuş durumda. En çok kullanılan sosyal medya siteleri Facebook, Twitter ve Google+ olarak karşımıza çıkıyor. Bunun yanında; İnsanlar sosyal medya sitelerini (Twiiter, Google Plus veya Facebook) kullanarak iş ağlarını, arkadaş çevrelerini hızla genişletmeye başladı. Yani kişiler artık sosyal medya sitelerinde hayatlarını sere serpe yaşamaya başladılar.

Sosyal medyanın birçok artısı olduğu yadsınamaz. Tek tıkla dünyanın her yerindeki insanlara kolaylıkla ulaşılabiliyor, dünya gündemi takip edilebiliyor. İnsanlar kullanıcısı olduğu sosyal medya sayfalarını kontrol etmeden evden çıkmıyor, hatta dışarıda da telefonlarından sürekli sosyal medya sitelerini takip ediyor. Bu noktada sosyal medyanın insanları sosyal mi asosyal mi yaptığı tartışma konusu haline gelmiş durumda.

Gerçekten birilerinin dediği gibi sosyal medyayı kullananların başka işi gücü yok mu? Sosyal medya denilen yer deli dünyası mı? Orada oyunlar oynayıp, “Bu böyle demiş, bu böyle yapmış” diye mi yaşıyorlar? Onları zırdeli olarak görmeli? Bu insanlar psikopat mı, kafayı mı yemiş? Oradaki insanlar utanç dahil insani duygularını kaybetmiş mi?

Kurulan sanal dostluklar ve arkadaşlıklar, insanların yüz yüze kurabileceği arkadaşlıkların önüne geçmeye mi başladı? Telefondan da kolayca bu sitelere ulaşabilmek, insanları gün geçtikçe yüz yüze ilişkiler kurmasını zorlaştırıyor mu? Sosyal medya sitelerinde arkadaş olan insanlar, gerçek hayatta birbirleriyle karşılaşınca yüzüne bakmaz hale mi geliyor? Arkadaş buluşmalarında, insanlar birbirleriyle konuşmaktan çok, telefonundan sosyal medya sitelerine girmeye mi başlamış? Birçok insan, yüz yüze sohbet etme alışkanlığını git gide azaltıyor mu? Sosyal medyada sosyalleşen insanlar, gerçek hayatta asosyalleşmeye ve daha az konuşmaya mı başlıyor?

Aslında etrafımda gerek twitter, gerek de facebook için "amaan sanal ortam neticede, insanlar hep sahte" düşüncesi taşıyan çok insan var ve bu görüşlerine zerrece değil ama kısmen katılıyorum. Evet pek çoğumuz sanal medya üzerinde geziniyor olsak bile gerçeğiz. Blogger'da, twitter'da, facebook'ta ya da başka sosyal paylaşım ağlarında yazdığımız yazılar tamamen bizim düşüncelerimiz. Hani gözle görülür, elle tutulur derecede gerçekler, çoğu zaman hissettiklerimizi, düşündüklerimizi, siyasi, politik, ideolojik düşüncelerimizi günlük hayatta tanıdığımız her insanla paylaşamıyoruz ama burada öyle değil, yazıyoruz ve yazdığımız metine denk gelen, aynı şeyleri düşünen herkes okuyor ve paylaşıyor. Beynimizin içinden geçenlerden arkadaşlarımız haberdar oluyor. En güzeli de, iş hayatında ya da sosyal hayatta takınamadığımız pek çok politik tavrı burada sergiliyoruz. Yani en azından kendim için söyleyebilirim ki, canımın sıkıntısından tut da, tepemin tasının attığı en ufacık şeylere kadar her şeyi yazıyorum bu alana, yazdıkça rahatlıyorum, sevdiğim müzikleri, resimleri paylaşıyorum, hatta sosyal medya sayesinde blog açıp yazı yazma becerimi geliştirdim epeyce. Başkalarının benim hissettiklerimi yazdıklarında onları okudukça da mutlu oluyorum. Bir de kurulan arkadaşlıklar var tabii.

Garipseyenler, aynen şöyle söyleyenler var "ya hiç tanımadığın, belki hiç nasıl biri olduğunu görmediğin biriyle nasıl arkadaş olabilirsin, anlamadım." Arkadaş olabilmek için aynı şehirde yaşamak, aynı insanları tanımak, akraba olmak, beraber sosyal ortamlarda bulunmak mı gerekir? Sosyal medya ortamını bilmeyen insanların sosyal medyada muhatap olduğumuz kişileri de "sanal" görmesi çok mu mantıklı? Halbuki konuştuğun kanlı canlı insanlar, verdiği olumlu ya da olumsuz tepki tamamen kendi kişiliğini yansıtıyor. Pek çoğumuz aynı ortamda yaşamıyor olduğumuz için mi arkadaşlıklarımız sanal oluyor? En komiği de dizi karakterlerini gerçekmişçesine takip eden insanların bu alandakilere sanal yaftası yapıştırması, çok ilginç.

Hoş kim ne derse desin o arkadaşlıklar, dostluklar sağlam doğru mesnetler üzerine oturuyorsa sorun yoktur. Sosyal medya alanlarından biri sayılabilecek 2010 yılında Hürriyet Benim Sayfamla tanışıp başlayan halen devam eden arkadaşlarım ile facebookta, twitterdaki tüm sosyal medya arkadaşlarımı selamlıyorum.

Ülkesini seven, hayatın içinde, olaylara duyarlı, rasyonel düşünebilen, Atatürkçü, çağdaş, aydın, dürüst, erdemli, namuslu, ahlaklı, sözlerinin eri, kadın olsalar da anlam içeriği açısından adam gibi adam olan; Özellikle, Nur (İsminur), Nur (Halenur), Nesli (Neslihan), Nihal, Ayşegül (B), Ayşegül (G); (4N, 2A) arkadaşlarımı sevgi ile selamlıyorum.

Burada tanıdığım ve iyi ki tanıdım dediğim insanlardan sadece 6’si, ben onlara çok saygı duyuyor ve hepsini çok seviyorum. Aynı şehirde, aynı çevrede, aynı mekanda yaşayıp yaşamadığımız da hiç önemli değil, önemli olan aynı yaşam felsefesini özümseyip, isteyip, bu doğrultuda paylaştığımız güzellikler üzerine kurulu olan arkadaşlığımızdır.

Yüz yüze iletişim kuşağının insanları olsak ta, teknolojik gelişmelerin oluşturduğu gerçek dostluklar kadar nitelikli tüm sosyal medya arkadaşlıklara selam olsun.

Salıpazarı/İSTANBUL

Nizamettin BİBER

Uzman İnşaat Mühendisi

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..