Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Haziran '07

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Sözlük ve salkım söğüt

Sözlük ve salkım söğüt
 

Sevgili arkadaşım Halide (Sureyyam) vaktinde yazmaktan sıkılan ve konu kıtlığı çeken bir blog arkadaşımıza şöyle demişti:
-Konu mu yok. Aç sözlüğü, kapat gözlerini, parmağını gezdir şöyle ve duuur! Ne çıkarsa yaz!

O da uygulamıştı bu yöntemi ve çıka çıka "yeşil ördek" çıkmıştı. Tamamen doğaçlama. Yazmıştı aklına ne gelirse yeşil ördek hakkında. Bizler de yorumlarımızla yeşil ördek türküleriyle ve simgeleriyle süslemiştik sayfasını. Aman ne çok ördekli türkü varmış, çeşit çeşit demiştik. Gerçi birkaç gün yazdı arkadaşımız. Taşıma suyu ile değirmen o kadar dönüyor, kafaya koymuştu gitmeyi ve de gitti. İyi yazan iyi okunan bir kalemdi ama, anlaşılamıyor öyle insanlar. Amaçları ne? Buradan beklentileri ne? Neden mutsuz oluyorlar okunsalar bile...bilinmez. Belki kıyıdan köşeden yine izliyorlar olanları, hakkında yazılanları...merakla, duygulanarak, belki üzülerek. Dönseler de eski tadı vermiyor. Terkedilenler terkedenleri sevmiyor.

Bugün ben de konu olmasına rağmen aklıma geldi. Ne çıkarsa bahtıma dedim. Kocaman bir sözlükle oturdum. Biraz farklı olsun dedim ve 2 tane sözcük seçeceğim. Bakalım ne çıkacak, ben de merak ediyorum. Veee işte karşınızda...

Sözcükler: Salkım ve hamak...ilginç. Aklıma Salkım Söğütler geldi. Hamakla uyum sağlıyor. Kurarsın bu sıcak günlerde gölgede bir yerde. Ya müzik dinlersin, ya kitap okursun ya da uyursun...

Sevgilerimle.

Nazım'dan güzel bir şiir, iyi okumalar.


Salkım Söğüt
Akıyordu su
gösterip aynasında söğüt ağaçlarını.
Salkımsöğütler yıkıyordu suda saçlarını!
Yanan yalın kılıçları çarparak söğütlere
koşuyordu kızıl atlılar güneşin battığı yere!
Birden
bire kuş gibi
vurulmuş gibi
kanadından
yaralı bir atlı yuvarlandı atından!
Bağırmadı,
gidenleri geri çağırmadı,
baktı yalnız dolu gözlerle
uzaklaşan atlıların parıldayan nallarına!

Ah ne yazık!
Ne yazık ki ona
dörtnal giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak,
beyaz orduların ardında kılıç oynatmayacak!

Nal sesleri sönüyor perde perde,
atlılar kayboluyor güneşin battığı yerde!

Atlılar atlılar kızıl atlılar,
atları rüzgâr kanatlılar!
Atları rüzgâr kanat...
Atları rüzgâr...
Atları...
At...

Rüzgâr kanatlı atlılar gibi geçti hayat!

Akar suyun sesi dindi.
Gölgeler gölgelendi
renkler silindi.
Siyah örtüler indi
mavi gözlerine,
sarktı salkımsöğütler
sarı saçlarının
üzerine!

Ağlama salkımsöğüt
ağlama,
Kara suyun aynasında el bağlama!
el bağlama!
ağlama!

1928
Nazım Hikmet

Resim alıntıdır:
upload.wikimedia.org/.../260px-Willow.jpg

 
Toplam blog
: 480
: 2046
Kayıt tarihi
: 27.03.07
 
 

Üstkimliği ile insan, altkimliği yeterince kalabalık birisi; Eş, anne, öğretmen emeklisi. Doğa, H..