Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Kasım '14

 
Kategori
Blog
 

Teşekkür

Teşekkür
 

Geçenlerde yurtdışındaki arkadaşım telaşlı bir sesle beni aradı. Bir hafta olabilirmiş, hani ikinci haftayı da anlayabilirmiş, ama tam üç haftadır yazı yazmıyor oluşum onu ciddi şekilde endişelendirmiş. Merak etme dedim gülerek, sadece çok yoğunum onun için vakit ayıramıyorum. Gülmemin nedeni, yazılarımı henüz kısa zamandır okuyor olan arkadaşımın ilk başta onlara “uzun” olmaları nedeniyle mesafeli durmasıdır. Uzun durduklarına bakma, bir başlarsan hemencecik bitirirsin dedim ve sanırım haklı çıktım.
 
Ancak arkadaşımın telefonundan sonra yazılarıma bir süre ara vermiş olmamı, onları takip etme inceliğini gösteren okurlara bildirmem gerektiğini düşünerek, bu satırları kaleme almaya karar verdim. Gerçekten de bu aralar oldukça yoğunum ve dünya ile memleket meseleleri hakkında ince fikrimi belirtmeye zaman ayıramıyorum. Bunun çok da büyük bir kayıp olmadığının farkındayım, ancak yine de bu vesileyle uzun zamandır paylaştığım yazılarımı sürekli veya aralarla okuma inceliğini gösteren herkese teşekkür etmek istiyorum. Her daim yorumlarını ve ilgilerini eksik etmeyenlere ise gönülden teşekkürler! Bu arada kalemimiz sürçtüyse ve gönül kırdıysak da samimiyetle özür dileriz.
 
 
Biraz ara verdiğimize göre, sezon finali tadında bir derleme yakışır diye düşünüyorum:
 
Ulus933 sürekli yayınlandığı için Gazetemen’deki en çok okunan yazım:
 
 
 
Bir zamanlar harika okunma rakamları olan Milliyet Sizden Size’de en çok okunan üç yazım:
 
 
 
 
 
Milliyet Blog’da editörün önerdiklerinin arasında yer alan yazılarım:
 
 
 
 
 
 
 
Milliyet Blog’da en çok okunan yazılarım (tekrar olmayan üç tanesi):
 
 
(“Nietzsche, Kant ve Kuran”)
 
 
 
 
Radikal Blog’da en çok okur beğenisi alan yazılarım (resmin sağ altındaki yıldız sayısı):
 
 
 
 
 
 
 
 
Radikal Blog’da en çok okunan yazılarım (tekrar olmayan üç tanesi):
 
(“Nietzsche, Kant ve Kuran”)
 
“Tecavüz nedir?” (tıklayın)
 
(“Kör ve ahlaksız mıyız?”)
 
(“Başörtüsü de bölünmedi mi?”)
 
 
 
 
Bu arada köle işçiler ve Santana ile ilgili yazılarımın bende hep ayrı bir yeri vardır:
 
 
 
 
Yazma aşkın ne halde diye soracak olursanız, o yerinde duruyor da, ülkenin kısır ve de kavgalı gündemi fena halde boğuyor. Bu durumda en iyisi olabildiğince kendi işine yoğunlaşıp, üretken ve yapıcı olmaya çalışmaktır diye düşünüyorum. Bunun dışında ne övgüde ne de yergide aşırıya kaçmamalı, zira ikisinin de sonu her daim herkes için hüsrandır diye de eklemek istiyorum.   
 
Toplumsal kutuplaşmaya karşı en iyi ilaç bu hikmetli sözlerde olsa gerek:
 
“Her söylediğin doğru olsun fakat her doğruyu her yerde söylemek doğru değildir.”
 
Az ve öz yazılarda buluşmak dileğiyle...
 
Zuhal Nakay
 
Toplam blog
: 102
: 618
Kayıt tarihi
: 24.08.13
 
 

Mimar / Blog Yazarı ..