Türkiye gibi bir ülkede insanların çöpten ekmek topluyor olması devletin başarısızlığını gösterir

Tabii ki dünden bugüne, kendileriyle ilgili gerçekleri anlatan bu yazıyı, halen hayatta olan eski ve yeni yöneticilerimiz okumuş olsalar… Anlarlardı ne kadar doğru söylediğimizi ki zaten biliyorlardır; ancak görüyorum ki her şeye rağmen halkın karşısına çıkıp saygı bekleyebiliyorlar.

Yöneticilerimiz Somali’yi ya da Etiyopya’yı yönetmiş olsalardı onlar için bu yazıyı yazar mıydık? Bakın 14 Aralık 2008 tarihli bir yazımızda ülkemizi nasıl anlatmışız. “Etiyopya’mı burası? Yoksa ot bile bitmeyen Sahra Çölü mü? Buzlarla kaplı Kuzey Kutbu mu? Sibirya mı? Allah bize daha nasıl bir ülke verecekti? Üç tarafı denizlerle çevrili. Sayısız nehirler göller. Ya iklim? Yazları sıcak ve kurak kışları ılık ve yağışlı. Diğer bölgeler de buna yakın. Asya'daki gibi Muson yağmurları her şeyi sürükleyip götürse. Ya da Afrika'daki gibi sıcakla kavrulsa dağ taş. Ya da 8 ay kar-buz kalkmasa. Ya da fırtınalar kasırgalar yaksa yıksa ortalığı. Kuru odunu toprağa sokuyorsun filiz veriyor, hemen dal budak salıyor. Böyle bir ülkede insanlar çöpten ekmek topluyor. İnanılacak gibi değil”

Şimdi bu söylediklerimize itirazı olan yoktur sanırım. Almanya’nın toprağı bizden daha mı iyi veya Japonya’nın. Üstelik savaştan çıktılar. Onlar dünya lideri, biz 94. sırada… Sayın Demirel’e, yaşasaydı Özal’a, Ecevit’e, diğer yöneticilere ve Tayip Erdoğan’a sormak isterdim, “Neden biz böyle olduk?”

Her şey toprak değil diyecekler… Aahh şu Türkiye’nin düşmanları olmasa… Gerçekten ben merak ediyorum, Türkiye 70 yıldır dış düşmanlar yüzünden mi buralarda… Ayrıca Türkiye’nin bu durumunu iyi olarak görme pişkinliği de var… Başbakan Türkiye’nin çok büyük bir ülke olduğunu söylüyor, ben Singapur belgeselini seyrediyorum yalana yalana!

Neyiniz eksikti ha neyiniz! Evet, biliyorum, bu  halk ülkesini kalkındırmak yerine sokaklarda “ideolojilik” oynayıp sonra da “dış düşmanlar” şarkısıyla ağlıyordu ama işin zor tarafı buydu, bunu çözmek zorundaydınız. Tayip kaldırım yapıyor,  hükümet çalışıyor yatırım yapıyor. Neymiş efendim, kendisini istemeyenler, şunlar, bunlar isyan etmişler. Demokratik yürüyüşlere müdahale et… Sokak savaşları,yıkılan, dökülen, kırılan… Bütün emekler heba oldu… Dahası devamı var, belki 12 Eylül öncesi gibi… Gitti on yıllık icraat… Hep böyle; 70 yıldır böyle…

Gitme üzerlerine, yürüsünler… Hükümet Gezi Parkına müdahale etmeseydi hiçbir şey olmazdı. İnsanlar konuşur, yürür, protesto eder, evlerine dönerlerdi. İnsanlar ölmezdi, dünyaya rezil olmazdık, milyar dolar zarar da yerinde dururdu. 

Ama olur mu hiç, gücünü gösterecek illa ki… Gösterdin, noldu,senin umurunda mı, kayıp Türkiye’nin… Beylerin kahraman olmaları için ülkenin hep kurtarılacak durumda olması gerekiyor. Düşün yani, Ergenekon darbe yapabilmek için ülkeyi kaosa sürüklemeyi planlıyor. Yani sözde kurtarmak için önce karıştıracak…

Ben bu ülkenin başında olsaydım, hatta bazı ülkelerde olduğu gibi kırk yıllık kral olsaydım valla billa Türkiye şu anda dünyanın bir numarasaydı. Ben deli miyim Amerika’ya bağırarak enerjimi harcayacağım! Alırdım elime kazmamı küreğimi, gözlerimi kapatır, kulaklarımı tıkar, şurada şu olmuş, burada bu olmuş duymam, ilgilenmem, işime bakardım. Başbakan bir gün bir yere doğru bağırıyor, öbür gün başka yere; sana ne ya, sen dünyanın kadısı mısın? Herkes çözsün sorununu kardeşim, biz dert babası mıyız, Makro Paşa mıyız?

Yahudilerin Türkiye gibi bir ülkesi olsaydı şimdi Mars’taydılar. Hani çalışan olmasa, hani yetişmiş insan gücü olmasa, ülke dünyanın ulaşılamaz bir yerinde olsa… Dünyanın merkezinde geri kalmış ülke olur mu! Koca meclis türban mıdır nedir alt tarafı bir bez parçası için toplanırsa olur tabi! Muhalefet partisinin kırk yıllık ülke politikası Atatürk’ten nağmeler…