Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Nisan '12

 
Kategori
Eğitim
 

Üçgenin alanı nasıl bulunur?

Bu  da sorulacak soru mu yani? İlkokulu bitiren herkes bu soruya cevap verebilir diye düşünürüz.

Ama gerçek böyle değil? Daha doğrusu acı bir gerçek ortada duruyor, bunun bence kimse farkında değil.

Geçen gün yolda yürüyorum. Bir genç yanıma yaklaşarak, " öğrenciyim, turistik bir mekanla ilgili  anket yapabilir miyim?" dedi. Tamam dedim. Ancak önce bir soruma cevap vermelisin dedim ve iznini alarak  sordum. "Üçgenin alanı nasıl bulunur ? "

Öğrenci gencimiz, sorumu bitirdiğim an, hızla yanımdan uzaklaştı. Sanki elektrik çarpmış gibi oldu.

Ben bunun böyle olacağını biliyordum. Belki yanılırım diye düşünerek sormuştum bu meşhur sorumu.

Meşhur sorumu diyorum, zira bu soruyu bir çok öğrenciye hatta üniversite giriş sınavına hazırlanan öğrencilere de sormuştum.

Bilene rastlamadım.

Bir kısmı "amca bunun formülü var, hatırlamıyorum" dedi. Bir kısmı ise unuttuğunu söyledi, bir kısmı daha oraya gelmedik dedi.

Benim bu meşhur sorularım yalnız geometri ile ilgili değildir. Coğrafya ve edebiyat konularında da çok soru sorarım.

Baltık Denizini ve Cebelitarık Boğazını bilmeyen, hatta hiç duymamış çok kişiye rastladım. İsveç, Norveç, Danimarka, Kanada' nın başkentlerini bilen yok gibidir.

Divan edebiyatından üç tane yazar veya şair adı söyle dediğim bir çok öğrenci, şaşkınlıkla suratıma bakıp, unuttum amca demiştir.

Hele lisan eğitimi içler acısıdır. Kaymakamlarımız, valilerimiz, hatta Bakanlarımız, Başbakanlarımız lisan bilmezler.

Neden kardeşim, neden?

Bunları neden yazıyorum?

2012 yılı YGS sınavında 50 bin öğrenci sıfır puan almış. Bu ne demek? Bu, amiyane tabirle, 50 bin öğrenci  bilgi yönünden TIN TIN  demek. Hiçbir şey bilmiyor demek. Son derece yetersiz eğitim görüyorlar demek. Elim varmıyor ama, hocalarımız dalga geçiyor demek. Okullarımızda denetim yok demek.

Acaba 4+4+4 sistemi eğitimdeki bu bilgi yetersizliğini çözer mi?

Ben inanmıyorum.  

Öğretmenlerin maaşları yetersizse,yaşam şartları zorsa, gerekli pedagojik ve bilimsel yeterliliğe sahip değillerse, sınıflarda  yetmiş ila seksen öğrenci bulunuyorsa, okullarda araç gereç noksanlıkları diz boyuysa, velilerin  çoğunluğu ilkokul mezunu ise, eğitimden ne netice alınabilinir ki?

Öğrenciler üçgenin alanını da, dairenin çevresini de, ay tutulmasının ne olduğunu da, barajları da, şeker fabrikalarımızı da bilemezler.

Ben çok yakından biliyorum. 1950 'lerin Fransız eğitim sistemini bile halen yakalamış durumda değiliz.

Hatta sadece " EĞİTİM ŞART " DERİZ , AMA EĞİTİMİN NE OLDUĞUNU BİLMEYİZ.   

 
Toplam blog
: 472
: 959
Kayıt tarihi
: 26.01.10
 
 

1945 yılında Adana'da doğdum. Galatasaray Lisesi ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültes..