Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ekim '12

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Üretim için tüketim şart, sen tüketmezsen ben de üretemem

Üretim için tüketim şart, sen tüketmezsen ben de üretemem
 

Halka kazandığı parayı harcama konusunda bir baskı ve yaptırım yok. Zaten olamaz da. Herkes paramız olsa harcarız modunda. Ama görünen köy öyle demiyor. İnsanlarımızın şurada burada sakladığı paralar ekonomiye dönse bir anda belki 200 milyar dolar gibi dev bir rakam ortaya çıkacak. 200 milyar dolar ile ülkenin dört bir yanında yatırımlar yaptığınız zaman ekonomi şaha kalkar; ne işsizlik kalır, ne fakirlik. Siz hükümete/devlete ne bakıyorsunuz. Onlardan size hayır yok. 100 yıl önce de bu ülkede devlet vardı. Allah rızası için devletler, hükümetler bu ülkede neyi değiştirdi.

Ülkenin kaderini ancak o ülkenin halkı yani sizler değiştirebilirsiniz. Tarlayı sulamak için su gerekiyorsa ekonomi için de para gerekir. Bizim için ülke ekonomisinden daha önemli bir konu olamaz. Ayağındaki ayakkabı delikse üç kuruş paranı yastık altında sakladığın içindir. Damlalar birikir deniz olur, küçük paralar birikip ülkemizin yarınları için umut olur.

Bırak bu eski kafaları. Para parayı yaratır. Paranın amacı budur. Para yatırım olur, ülke kaynaklarıyla birleşip bereket olur yağar. 200 milyar dolar ekonomiye aktarılmadan böyle kenarda duruyorsa ülkem fakir demeyeceksin; ben akılsızım diyeceksin.

Sor bakalım 200 milyar dolarla ne yapılırmış. Senin yastık altında 200 milyar dolar yatıyor çocuğun 5 yıldır sokak sokak iş aramak için sürünüyor. Yatırım yoksa iş yeri yoksa oğlun kızın Oksford üniversitesini bitirse neye yarar. 

Biz insanlarımızın cehaleti nedeniyle fakiriz. Aynen bizim gibi cahil atalarımız ak akçe kara gün için demişler. Sakla samanı gelir zamanı demişler. Ne yapacağım samanı, inek miyim ben. Türkiye’nin sözde idealist öğretmenleri bu saçma sapan, dede baba masallarını çocuklara öğretiyorlar. Büyük Türkiye’nin büyük öğretmenleri, nasıl gurur duymayalım. Türkiye’nin en cahil adamı Kerim Korkut bir hesap yapsın. Ortalama bir kişi bir günde 20 lira harcar.75 milyon kişi günde 1,5 milyar lira yani 1 milyar dolar para harcıyor. Nerede bu para? Bu kadar harcama varsa bu kadar da üretim olmalı. Bu para kadar üretim yapmış olsak dünyayı biz doyururuz. Bu para Sofya’larda yeşil masalara mı, Havai-Dubai bankalarına mı yoksa Moskova otellerine mi akıyor? Bu kadar üretim yok. Olsa köylü ağlar mı? Fabrikaların işçilerinin ücretini bile devlet veriyor.

İkinci hesap. Kişi başı günde 50 lira kazanıyor(ortalama böyle) her birimiz günlük 30 lirayı harcamıyoruz. Saklıyoruz. Akıllıyız ya, gayrimenkule yatırıyoruz. Adam trilyoner ama cebinde 5 kuruş yok. Geri kalmış ülkelerin insanları böyle davranırlar ve zaten bu nedenle geri kalırlar. Her gün 30 liramızı yarını düşünerek sakladığımız zaman ne geçiyor elimize? Para kâğıt değildir bir köşede duramaz; para para kazanmalıdır. Her gün kenara koyduğunuz 30 liranız bütün ülke insanları dikkate alındığında bu parayla her gün bir fabrika yapılır.

Hadi bunu yapamadınız, harcarsınız. Cebinizdeki parayla Manila’dan granit taşı mı alacaksınız? İhtiyacınız olan ve birilerinin üretmek zorunda olduğu ürünleri alırsınız. Bu ülkenin bilinçsiz patronları harcadığınız paraları yatırıma aktarmak yerine Havai de Dubai de yeseler bile yine de bize bir şeyler kalır. Ülkemizin fakir oluşunun nedeni halkımızın bu konudaki cehaletidir. Biliyorum fakirsiniz ve genele vurunca böyle çıkıyor ama çoğumuzun kenara koyacak böyle paraları da yok. Ama bütün ülke dikkate alındığında  ciddi bir yatırım gücü meydana gelir.

Cepleri para dolu olanlar sizlerin gayrimenkullerini bekliyorlar. Biraz ucuz verirseniz alacaklar. Kıçı kırık tarlana 10.000 veriyorlar. 15 eder ama sen ver gitsin. Ekemezsin, dikemezsin. Bekle bekle bir şey olacağı yok. Toprak ölmez yitmez diyorsun ama kendin öleceğini unutuyorsun. Yarınını düşünmeden önce sen bugününü kurtar. Fakülte bitirmiş oğlun işsiz. Alaçamdaki on binlik tarla oğluna iş bulsun o zaman. “İleride işine yarayacak” Bana şimdi, bu genç yaşımda lazım, ileride kim öle kim kala.

Sen satın alacaksın ki ben üreteceğim. 500 bin üniversite mezunu iş bekliyor. Üretim yapmazsak ülkede kriz olur. Zaten üç kuruş kazancın var, neyini artırıyorsun? Biliyoruz harcadığınız paraların bir kısmı Havai Dubai’ye gidiyor. Yine de bu yol doğru; sen harcamazsan ben nasıl üreteyim. Biliyorum çoğunuz borçla yaşıyorsunuz, aldığınız ev kirasına, faturalara bile yetmiyor. Biliyorum olmadığı için harcayamıyorsunuz ama inanın ülkenin kurtuluşu için üretim, üretim yapmak için de sizlerin paranızı (tabii ki ihtiyacınız olana) harcamanız şart. Siz harcamazsanız adamın ürünü satılmıyor, fabrikayı kapatıp beni işten çıkarıyor.

Hepinizin küçük ya da büyük az ya da çok paraya çevrilebilecek değerleriniz var. Çocuğunuz şehit olduğunda vatan sağ olsun diyorsunuz. Vatana aslan gibi evladınızı veriyorsunuz da kıçı kırık tarlayı vermiyorsunuz. Atıl duran varlıklarınızı paraya çevirin. 5 kuruşunuzu bile kenarda tutmayın; hesabını tutarak yatırıma aktarın. Ülkeniz yoksa siz de yoksunuz, ak akçeniz olsa neye yarar. İnşallah ülkemizde Ağaç Hareketi düzenini kurduğumuzda “Halk Yatırımları” nı başlatacağız. Varımız yoğumuz ekonominin emrine girecek. Dağlardaki taşları bile işleyeceğiz. 75 milyon insan bu topraklarda Satürn çağının kapısını aralayacak olağanüstü bir medeniyet yaratacağız. Nasıl olacak deme; bana değil kendine güven. Hazır olduğunda haber ver yola çıkalım!

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..