Yüksek Askeri Şura neyin gölgesinde?

Yüksek Askeri Şura bugün başladı. Kimileri YAŞ'ın ''Balyoz gölgesinde'' başladığını yazıyor. Kimileri ise Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yapılan bir komplodan, hatta bir sivil darbeden söz ediyor.

Doğrusu ne?

''Balyoz Planı'' diye salçkım saçak sunulan plan nedir? Bazı hukukçular bunun bir darbe planı olduğunu iddia ediyor ve dava açıyor. Bazı hukukçularsa bunun bir komplo olduğunu, TSK'lerine karşı yürütülen darbenin bir parçası olduğunu savunuyor.

Darbe mi, koplo mu?

'BALYOZ'' diye adlandırılan plan, gazetelerden yansıdığı kadar bir ordu semineri konusu. Seminerde 1nci Ordu Komutanlığı birlik komutanları yer almış. Burada bir senaryo yazılmış. Bu senaryoda çeşitli seçenekler ve hareket tarzları yer almış. Ordu, komutanlarını her türlü olası duruma karşı tedbir almak, fikri ve zihni alternatifleri değerlendirmek; harp bilgilerini pekiştirmek, olası durumlara karşı uygulanabilecek hareket tarzlarını belirlemek için çalışma yapmış. Yani personelini eğitmek için sanal durumlarla eğitim yaptırmış.

Sonuç: Bir darbe olmamış. Planda görüşülenler(ki anlaşıldığı kadar ihbar edilen durumlarla senaryo metni uyuşmuyormuş...) Seminer dosyalarda kalmış. Aradan bilmem kaç yıl geçmiş. Ortada fol yok yumurta yokmuş... Bir ihbarcı çıkmış vay 1nci Ordu darbe yapacaktı diye feryad-ı figan eylemiş... Birileri de fırsat bu fırsat deyip Ordu'ya hücüma geçmiş. Biz söylenenleri aktarıyoruz....

Varsayalım ki senaryo gerçek. 1nci Ordu'nun komutanları seminer vesilesiyle izi ize uydurup darbe çalışması yapmışlar. Eee nerdede darbe?? Kim yapmış. Suç oluşmuş mu?

Ki biz o darbeci diye suçlanan komutanları yakından tanırız. Onlar bu ülke için en ufak kötülüğe izin vermezler. Değil kendileri... Onları biz vatansever biliriz. Kendimiz kadar eminizdir ki hukuka, anayasamıza aykırı hiç bir şeye yeltenmezler, yeltenenlere izin vermezler. Demokrasinin, Cumhuriyet'in yılmaz savunucularıdırlar. Türk Milleti'ne güvenleri tamdır.

Hele onlar bir camiye saldırı, kendi halkına kötülüğü akıllarından bile geçirmezler. Çünkü onlar Atatürk çocukları, onun yılmaz takipçileridirler.

O zaman ne oluyor? Bir savcı, bir mahkeme ''Balyoz''adlı davada suç unsuru bulmaz ve tahliye kararı verirken başkaları TERFİ SIRASINDA OLANLAR İÇİN, TAM DA ASKERİ ŞURA ÖNCESİ neden yakalama kararı çıkartıyor? Aralık ayında görülmesine karar verilen bir dava için neden bugünden yakalama kararı?.. Hukukçular bile akıl erdiremiyor. ''Bu ne perhiz bu na lahana turşusu'' diyenler hayli fazla.

Oluşmadığına dair genel kanat oluşan bir suçtan karalandığı iddia edilen subaylar ve generallerin hakları ne olacak? Onlar iddia edildiği gibi birilerinin komplosuna maruzlarsa kaybettiklerini kim geri verecek? Haksız yere suçlanıyor ve bu nedenle hak kaybına uğruyorlarsa bunun neticesi ne olacak? Yapanın yarına kar mı kalacak? Bu askerler devlete karşı dava açarlarsa(ki eminiz karalamacılar bir kez daha onları hain ilan etmekte gecikmeyecek), ve kazanırlarsa kim tazmin edecek? Kayıplarını iftiracılarından alamayacaklarına göre kim verecek cevabını?

Birilerinin Cumhuriyet'in savunucusu ve yılmaz bekçisi Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı darbe yaptığı söylentilerine inanmak dahi istemiyoruz. Tanrı Millet'imizi ve Cumhuriyet'imizi korusun.

Ne olur gerçek olmasın!

Tanrı namerde, düşmana kanat vermesin.

Siyasetin tüm çirkinliklerine karşı, demokrasi için, Devlet'imizin bekası için adalete, demokrasiye ve en önemelisi Türk Halkı'nın sağduyusuna inanıyor ve güveniyoruz.

Unutulmamalıdır ki '' addalet herkese lazım''dır.