Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mart '14

 
Kategori
Güncel
 

"Can'dan Can'a fısıldamalar 78"

"Can'dan Can'a fısıldamalar 78"
 

‘’NALINA’DA MIHINA’DA 78’’

BEN LAFA DEĞİL İCRAATA BAKARIM ARKADAŞ…

İnsan tabi o reklamları izleyince derin bir mutluluğun girdabına koyveriyor kendini. Yüzüne bir gülümseme geliyor. Derin bir nefes alıyor, vücuduna oksijen pompalanıyor. Hatta adrenalin kanımızın her damlasına girip bedenimizi yerinde tutamıyor. Canlanıyorsun yani.

Meselâ, Nallıhan’a öyle yatırımlar yapılmış’ki ağzımız açık kalıyor. Dostlarımız ağzımızı kapatıyor.

-Le, gacim; ağzın açıkken pek hoş görünmüyorsun.

Meselâ,

Ankara-İstanbul otoyolu Ayaş dağlarının inadına rağmen bitmiş. Vatandaşlarımız iki şeritli yol beklerken üçerden altı şeritli yol yapılmış. Hatta yol kenarlarındaki ceplerde Nallıhanlı çifçiler ürettiklerini pazarlamaya başlamış. Ceplerine para girmiş. Köylü Ahmet amca satmış altındaki samandan kamyoneti Audi cip almış. Eşi ile beraber kışları Havai adalarına gidip birkaç ay kafa dinleyip, yaz aylarının yorgunluğunu Havaide geçiriyorlar. Tarımda üretim Nallıhan’da son on yıl içinde katlandıkça katlamış. Zenginleşmişiz yani.

Hatta ve hatta hızlı tren projesi uygulamaya geçince, halkımız Ankaraya dostlarına misafirliğe gidip geliyorlar. Hani, akşam oturması babından. E, ne olcak; Ankara-Nallıhan arası onbeş dakika hızlı tren ile. Nallhan’da artık iki akşamdan birine sinema ve tiyatro etkinlikleri de düzenleniyor.

Sağlık için meselâ artık hizmet ayağına geliyor. Muayene bedava. İlaç desen eczacılar tarafından evine kadar getiriliyor. Yani telefonla muayene sırası almak 5 lira değil, doktor ücreti 3 lira değil hatta ilaç parası emekli maaşından kesimiyor. Nallıhanlılar çok happy anlayacağınız.

Yeni imar planı ile Nallıhan’ımız yeniden imar edilmiş. Kendine özgü, Nallıhanlılara özgü yeni evlerimiz olmuş. Hele öyle evlerimiz yapılmış ki, yurt dışından sırf evlerimizi görmek için turistler geliyor. Nallıhan çayından pırıl pırıl bir su akıyor.

Mutluluk güzel şey be kardeşim.

İnsan gülümsüyor, gülümseyince daha güzel oluyor tabi.

E, bunlar yok ki?

Tabi yok hemşerim, Nallıhan’a sıra gelinceye kadar Havai’ye kar yağar. Peki, ne var?

Meselâ senin ilçe sınırları içinde kömür madenlerin var.

Elektrik üreten santrallerin var.

Domatesin, arpan, buğdayın, keçilerin hatta dağlarında avcı turistler vurabilsin diye ceylanların var.

Binlerce vergi mükelleflerin var meselâ. Tıkır tıkır ödenir vergiler.

Ben ödemiyorum deme, artık tuvalete ödediğin parada bile vergisi var.

Sen buğdayını satarken bile vergi ödersin. Çünkü anlamak zordur bazen nasıl yönetildiğini.

Biz Nallıhanlılar yıllarca vatandaş olarak üzerimize düşeni fazlasıyla yaptık. Ve bir tek şey bekledik. AKP hükümetinin bize hizmet getirmesini?

Geldi mi?

Benzin 5 lira 16 kuruş. Tabi bizler 2500-3000 yuro maaş aldığımız için no problem diyoruz. Ya da Nallıhanlılar içinde sanırım yukarıdaki rakamı maaş olarak alan hemşerilerimiz var da bizden kaçıyorlar. Arkadaş asgari ücret 864 lira benzinin litresi 5.16 kuruş. Birileri ya bizle kafa buluyor ya bizlerin mantığımızdan kendimizi çıkmaz sokaklara vurmamızı istiyorlar.

Ergenekon, Balyoz davaları hiç yaşanmadı bu ülkede sanki. Siyasi parti liderlerimiz hiç savcı kesilmediler sanki bu davalara. Gezi olaylarında sanki hiç kimse öldürülmedi. Sanki hiç kimsenin eline kan değmedi. Demek ki birilerimize gözlük dağıtılmamış. Bazılarımız gibi neden gerçeklerimizin acı yüzü hep bize görünür.

Son birkaç içinde yaşadığımız hukuksal olaylara bir bakın. Hakimlerimiz, Savcılarımız, Emniyet müdürlerimiz hatta polis kardeşlerimiz paralel yapının yandaşı olmakla suçlandı. Sürüldükçe sürüldüler. Sabah bir yere, akşam başka bir yere tayin edildiler. Allahın sopası yok, dilin sürçer…

Nallıhanda siyasetin sesi kesilir gibi oldu şu sıralar. İlk günlerdeki ateşli hali kalmadı adayların. Allahtan şu sokaklardan bangır bangır bağıran minübüslerinde sesi kesildi. Ben oh dedim valla. Ne o, dördüncü ülke devletlerinin siyaseti gibi bangır bangır herkesi rahatsız ederek siyaset yapmak. Bir ara polis 155 hattını arayıp şikâyet etmek geldi içimden. Ne biçim siyaset bu, bir kapıya gelip zorla yemin ettirip oy istemediğiniz kaldı. Her gün televizyonları izliyoruz, gazetelere bakıyoruz. Kendimize göre değerlendirme yapabiliyoruz. Teknoloji o kadar ilerledi ki ses kayıtlarını bile dinleyebiliyoruz, tabi şimdilik. Hükümetin Başkanı kapatırım dedi o dinlediğiniz yerleri ama yapar mı, sanmam…

Yazım bitti derken Berkin Elvan’ın ölüm haberi geldi. 15 yaşındaki Berkin bakkala ekmek almaya giderken, destancı bir polisimizin sıktığı biber gazı kapsulu ile yaralanmış bedeni 16 kiloya kadar düşmüş ve yaşamaya tam 269 gün direnmişti. Söylenecek söz çok. 8 vatandaşımız gezi direnişinde hayatını kaybetti. Ne diyelim, birileri dillerine birileri de işaret parmaklarına kına yaksın. Milletin vergisinden maaşını alıp milletin çocuklarını katledip destan yazdığına inandırılan kahramanlar, unutmayın hocanın son halini.

Bu haftalık bu kadar dostlar, hoşcakalın…

Mehmet ÖZCAN

 
Toplam blog
: 57
: 222
Kayıt tarihi
: 18.01.13
 
 

Emekliyim, köpekleri çok severim. Fotoğraf ama anlam saklayan fotoğraflara bayılırım. Yazmak uzun..