"Çatı" değil "bölen" aday: Ekmeleddin İhsanoğlu

Kitaplarından süzülenler ışığında billurlaşan Ekmeleddin İhsanoğlu portresi şöyledir:

 

1. Laikliğe aykırı görüşlere sahiptir.

2. Ilımlı İslam Devleti’nden yanadır.

3. Yeni Osmanlıcı’dır

4. Hilafetçidir.

5. Jön Türk mirasından rahatsızdır.

6. Cumhuriyetin “mazi” ile köklerimizi kopardığına inanmaktadır.

7. Dil devrimine karşıdır.

8. Atatürk’ü Hilafetçi göstermiştir.

 

CHP-MHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, Arapça bir hat tablosunun önünde taht benzeri koltuğunda; tıpkı Osmanlı Halifeleri gibi!

 

Böyle diyor Sayın Sinan Meydan. Bunları Halk TV’de dile getirmek istediğinde ise bildiğiniz gibi anında sansüre uğrayıp sesi kesildi.

 

Seçim meydanlarında ve her konuşmasında ‘’demokrasiden, özgürlükten ve özgür düşünceden’’ dem vuranların bir anda dikta yöntemlerine başvurmaları sizleri şaşırtmasın.

 

Gerçekleştirilen bu demokrasi oyununda küresel çetelerin belirlediği adaylara sırt çeviremeyeceğinizi bilmelisiniz. Önünüze 3 seçenek (Tayyip Erdoğan, Ekmeleddin İhsanoğlu, Selahattin Demirtaş) konulmuşsa bunlara rıza göstermek zorundasınız. Asla 4. bir yol için arayış içine girmemelisiniz. Aksi durumda demokrasi papağanlarının nasıl birer otoriter canavara dönüştüğüne şahit olursunuz. Tıpkı bugün olduğu gibi…

 

İstenen nedir?

 

İstenen; Başkanlık sistemine geçmiş, çift partiden başka alternatifi olmayan ve eyaletlere bölünmüş bir Türkiye’dir. ‘’Muhalefet yapıyoruz’’ diye genel başkanlık koltuğunda oturanlar da bizzat bu planın parçasıdırlar. Aslında bugün yaşanan süreç, muhalefet partilerinin de tıpkı iktidar partisini yöneten eller tarafından kontrol edildiğini açık bir şekilde ortaya koymuştur. Cumhurbaşkanlığı seçimi bu açıdan Türk milletine büyük bir gerçeği göstermiştir.

 

CHP ve MHP belirledikleri adayla bir günde tüm muhalefeti parça parça etmiştir. ‘’Atatürkçüler artık aday bile çıkaramaz hale geldiler’’ algısı oluşturulmuş ve bu sayede Tayyip Erdoğan’ın başkanlığı için psikolojik bir zemin yaratılmıştır. Zaten küresel çetelerin de istediği budur:

 

İktidara muhalif olanlar parçalanmalı, Türkiye’nin bütünlüğünü savunan yurtseverlerin direnci kırılmalı , böylece Türk halkı psikolojik olarak Tayyip Erdoğan’ın başkanlığını ve başkanlık sistemini kabullenmeli, ayrıca eyaletlere bölünen bir Türkiye’ye ses çıkaramaz hale getirilmelidir. Çünkü ‘’Başkanlık sistemi’’ denilen şey, ‘’eyalet sisteminden’’ başka bir şey değildir.

 

Ekmeleddin İhsanoğlu’nu kabullenmeyenlerin uğradıkları baskı , parti yöneticilerinin halkın taleplerine kulak tıkayıp küresel çetelerin ikinci bir Tayyip Erdoğan’ı olan Ekmeleddin İhsanoğlu’nu dayatmaları bu açıdan bakıldığında şaşırtıcı değildir. Bu, ‘’sözde muhalefetten’’ beklenen bir harekettir, çünkü işgal ettikleri koltuklara zaten bu amaçla oturtulmuşlardır.

 

‘’Peki ne yapılmalıdır ?’’diyenler için ise cevabı Gazi Mustafa Kemal Atatürk yıllar önce vermiştir; 

 

"Şayet bir gün çaresiz kalırsanız, bir kurtarıcı beklemeyin kurtarıcı KENDİNİZ olun''

 

MURAT CAN BAYRAKTAR