Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Temmuz '14

 
Kategori
Güncel
 

Timur Han Ve Nasrettin Hoca!

Timur Han Ve Nasrettin Hoca!
 

Okunası bir araştırma


Star gazetesi 3 Temmuz 14 sabahı  “ ZENGİN VE ÖZGÜR TÜRKİYE” manşetiyle okuyucularına merhaba demiş.

Manşetteki bu haber gözüme çarpınca, aklımdan ışık hızıyla “Ya bunlar sayı saymayı bilmiyor ya da dayak yememiş” deyimi geçti.

O manşeti kaleme alanlara sormak istiyorum, yazdıklarınıza gerçekten kendiniz inanıyor musunuz?

Biliyorum ki soruma samimiyetle cevap veremeye vicdanları elvermez.

Öyleyse onların yerine Timur han’la Nasrettin hocanın “Allahın Belası” Fıkrası cevaplasın soruyu.

Önce fıkrayı birlikte okuyalım sonra Allah kerim…

“Timur han, Anadolu'yu işgal ettiğinde halka büyük zulüm etmiş, evlerini tarlalarını yakıp yıkmış, birçok kişiyi öldürmüş!
 
Akşehir'e yerleştiğinde, şehrin ileri gelenlerinden on beş kişiyi çağırtmış.

Tek tek yanına almış ve:

- "Ben adil miyim, zalim miyim?" diye sormuş.

"Adilsin" diyeni de, "zalimsin" diyeni de öldürtmüş.

Ertesi gün tekrar on beşkişi göndermelerini Akşehirlilere emretmiş.

Akşehirliler büyük bir korkuya kapılmış, hemen Nasreddin Hoca'ya koşmuşlar.

Giden heyette bulunması için kendisini zar zor ikna etmişler.

Heyet Timur Han'ın huzuruna varmış. Timur heyetin başındaki Nasreddin Hoca'ya sormuş:

- "Söyle bakalım Hoca efendi! Ben adil miyim, zalim miyim ?"

 Hoca hiç tereddüt etmeden ve kuvvetli bir sesle cevap vermiş:

- "Siz ne adilsiniz nede zalimsiniz. Siz yoldan çıkmış, azıtmış bu millete Allah'ın gönderdiği büyük bir belâsınız." demiş.

Timur Han bu cevaptan hoşlanıp heyettekileri bağışlamış.”

Fıkra denilince dudakta tebessüm, yüzde gülümse belirir değil mi?

Ben bu fıkraya ne tebessüm ettim ne de güldüm.  Aklımdan geçenleri yazsam mı diye düşündüm.

İnsanoğlu egoist, bencil, kibirli aklınıza ne geliyorsa bu satırların içine sığabilir ve cümlede yerde bulur.

Başınızı iki elinizin arasına alın ve sessizce geçen 12 yılı geriye sararak gözlerinizin önünden tekrar geçirin.

Özellikle asgari ücretliler, işçiler, memurlar, emekliler siz de geçen 12 yılda Türkiye Cumhuriyetinin “Cumhurbaşkanlığına ” aday olan Erdoğan, oğlu Bilal ve 4 Bakanın çocukları kadar zenginleştiniz mi?

Denizde filonuz, karada villanız- şatonuz; sıfırlanacak kadar Dolarınız, Euro’nuz var mı?

Yoksa 890TL asgari ücrete mi talim ediyorsunuz? Akşam eve nasıl ekmek alacağınızı düşünürken,  çocuğunuza çikolata alamamanın ezikliğini mi yaşıyorsunuz.

Türkiye’yi yöneten kadro “ya sayı saymayı bilmiyor ya da hiç dayak yememiş”

İşçiyi tokatlayan, tekmelenmesine göz yuman, Türk milletini etnik kökenine göre ayıran, PKK’yı muzaffer, TSK yenik kabul eden zihniyeti hala çözemediniz mi?

Kurdukları cümle içine koydukları kelime gerçek anlamını ifade etmiyor, nabzınıza göre şerbet veriyor.

Nabza göre şerbet vermeyi, hoşa gidecek cümleyi kurmayı ve onu teryüz ederek uygulamayı hem işedinmişler hem de çok marifetliler.

Sloganlarında görkemli, parıltılı ne varsa hepsinin tersini uyguladıklarını görmek için kâhin olmak gereksiz.

Sadece olup bitenleri yakından izlemek, içinde yaşadığın güne dönüp bir kere bakmak gerçeklere şahit olmaya yeter de artar.

Amerikan The New York Times gazetesi  “Erdoğan seçilirse bölünme derinleşebilir” derken, Türk basın ve yayın kurum ve organlarının teneke teneke sızma zeytinyağı kullanması akla ziyan!

Görkemli törenlere, şatafatlı cümlelere aldanmamalısınız.

 Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafya, “Zengin ve Özgür Türkiye” sloganı yazanların sayesinde “Arap saçı” gibi karma karışık!

Türk Milletinin milli kimliği ayaklar altına alınmış… TC Tabelalardan silmiş, Ulu Önder Atatürk’e karşı açıktan savaşilanı var.

Köşke aday olan Erdoğan kendi ikbali için dini siyasete alet ettiği yetmiyormuşgibi, adını ağzına almadığı İstiklal savaşının kahramanı Atatürk’ü de istismar etmek için 5 Temmuz’da Samsun’ da Mustafa Kemal’in kemiklerini sızlatacak.

Bu göz boyamalara  sahiden İnanacak mısınız?

Siz Atatürk’ün deyimi ile “Zekisiniz- çalışkansınız- asilsiniz” Atatürk’e ihanet etmez edilmesine de müsaade etmezsiniz.

İsterseniz yazıya son noktayı Atatürk koysun, ne dersiniz?

“Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmışve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmişolabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüşolabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

 

 
Toplam blog
: 380
: 438
Kayıt tarihi
: 27.08.07
 
 

Karanlığın düşmanı Işık! Gecenin zifiri karanlığı, şafak sökerken yerini, ufukta yükselen Güneş Işı..