Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Kasım '08

 
Kategori
İzmir
 

"Gülümse"yi izlerken ağlamak

"Gülümse"yi izlerken ağlamak
 

Böyle bir kısa filmin varlığından Milliyet Yazarı Banu Şen’in bugün yayınlanan yazısını okuyunca haberdar oldum. Ve Banu Hanım’ın tavsiyesine uyup, filmi internetten bularak izledim. Ve altı buçuk dakikalık, repliksiz kısa film bittiğinde, en az on dakika kendime gelemedim. Yaşaran gözlerimi, ıslanan yanaklarımı dahi silemedim.


“Gülümse”nin yönetmeni bir İzmirli: Hasan Tolga Pulat. İzmirli Sezen Aksu’nun, o buğulu sesiyle söyleyip, yıllar öncesinden yüreklerimize nakşettiği “<ı>Gülümse” vardı ya hani, bilirsiniz: “<ı>Gülümse, hadi gülümse; bulutlar gitsin.” İşte bu kısa film de böyle bir şey. Hatta ne yalan söyleyeyim, Minik Serçe’mize ayıp olmasın ama çok daha etkileyici sanki.


Film, Göztepe-Küçükyalı sahilindeki denize bakan banklardan birine oturup, belli ki aşk acısından ağlayan, çok mutsuz bir genç kıza, bir paket kağıt mendil veren 8-9 yaşlarındaki minik mendilci kız sahnesiyle başlıyor. Ve ölümsüz besteci Melih Kibar’ın muhteşem eseri eşliğinde.


Ağlayan genç kız tipik bir İzmirli. Güzel ve bakımlı. Mendilci küçük kız ise ışıl ışıl yanan gözleriyle öyle içten gülümsüyor ki... Genç bayan alıyor mendili. Çantasından cüzdanını çıkarırken, küçük kız uzaklaşıyor gidiyor yanından, parasını beklemeden. Ve o hüngür hüngür ağlayan güzel bayan, başlıyor gülümsemeye.


Mendil paketi çantaya giriyor ve cep telefonu çantadan çıkıyor. Bakımlı elleriyle kısa bir mesaj yazıyor telefonundan; o sırada Akif Baba’da, efkarından rakı içmekte olan sevdiğine. Gözleri yaşlı, yanakları ıslak ama gülümseyerek: “<ı>Sevgilim özür dilerim, seni seviyorum.”


Genç adam yakışıklı. O da iliğine kadar İzmirli. Masada, büyük rakı şişesinin yanında, gelen titreşimli mesajla dans eden telefonuna umutla bakıyor, o en güzel mesajı okuyor ve gülümsüyor, O da gülümsüyor. Hesabı istiyor hemen orta yaşlı, efendi, İzmirli garsondan.


Hesabı bırakıyor masaya, garsonun yerden alıp eline verdiği çantasını alıyor ve tam çıkacakken; yine gülümseyerek garsonun avuçları arasına 50 ytl sıkıştırıyor, bahşiş olarak.


Garson şaşırıyor, önce gözleri ışıldıyor, sonra O da gülümsüyor. Mesaisini bitirip evine giderken, elinde dolu dolu Tansaş poşetleriyle; tam Konak Meydanında, o güzelim Saat Kulesi’nin dibinde, güvercinler için yem satan yaşlı kadını fark ediyor.


Garson gülüyor, yaşlı kadın gülüyor, İzmir gülümsüyor. Bir avuç yem alıyor, gülümseyen güvercinlere atıyor. Ve sonra kadının yanına gidip 20 ytl veriyor. Kadın şaşırıyor, bir elindeki banknota bakıyor, bir adamın ardına ve gülümsüyor. İğne oyalı eşarbı, el örgüsü kahverengi yeleğiyle.


Kasaba gidiyor kadın. Ve 20 ytl’lik et alıyor. Belki de aylar sonra ilk defa. Sokak arasından ışıl ışıl İzmir Körfezi’nin görüldüğü, tepedeki kenar mahallesine gidiyor. Taş duvarlı evinin, kırık dökük, boyası silik kapısını açıyor ve hüzünlü mutfağına koşuyor hemen. Tavasında kavurduğu kuşbaşı etlere, bir sevgiliye bakar gibi bakıyor, gülümsüyor.


Bakır tepsi içinde, iki bardak su, bir somun ekmek ve pişirdiği tavada getirdiği etten oluşan yer sofrasına oturuyor. Ve o anda gariban kapı tekrar açılıyor. Ve ikinci su bardağının sahibi, o küçük mendilci kız giriyor içeri. Elinde kalan üç paket mendili masaya bırakıp, anacığına koşuyor, gülümseyerek.


Her şey içime işliyor. Melih Kibar’ın “Sucu Kız”ı; o küçük mendilci kızın gözlerindeki ışıltı; genç kız ve genç adamda gördüğüm kendi ilk gençliğim; o temiz yüzlü İzmirli garson; elindeki Tansaş poşetleri; Konak Meydanı; Saat Kulesi; güvercinler, ekose sofra bezi...


Hadi lütfen! Ağlamaktan korkmuyorsanız, girin arama motoruna, yazın “Gülümse” kelimesini ve bulun şu filmi, izleyin. Bugün her sıkıldığınızda, her öfkelendiğinizde, üzüldüğünüzde durup durup seyredin, seyrettirin.


Teşekkürler Banu Şen, teşekkürler Hasan Tolga Pulat...





@Geçen sene bugün "Keçi Kalesi'nin Sırrına Söke'nin Nissan'ları Karıştı": http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=78109

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..