Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Şubat '15

 
Kategori
Sinema
 

"Her Şeyin Teorisi" Stephen Hawking

"Her Şeyin Teorisi" Stephen Hawking
 

"Her Şeyin Teorisi" Stephen Hawking'in hayatını anlatıyor.


Vücut çürüdükçe çığlıklarla coşan ve koşan bir beynin hikayesidir " Her Şeyin Teorisi" . Dört dalda oscara aday olan filmde Stephen Hawking'in hayatının bir kesiti anlatılıyor. 22 Şubatta yapılacak olan Oscar Ödüllerinin en iyi erkek oyuncusu bana göre şimdiden belli.  bu filmde oynayan, Stephen Hawking rolünü üstlenen ve oyunculuk dehasını sergileyen Eddie Redmayne'dir. İyi oyunculuk ve Stephen Hawking gibi bir bilim adamının hayatı birleşince ortaya heyecan verici bir ürün  çıkıyor.

 "Nefes aldıkça umut vardır" Bir konferansındaki son cümlesidir bu. "Yüz milyon galaksinin arasındaki bir dış mahallede daha küçük bir gezgende ortalama bir yıldızın etrafında dolanan gelişmiş pirematlar oduğumuz aşikar.Ama medeniyet doğduğundan beri insanlar dünya düzeninin altında yatan bir anlayış için yalvarıp durdular. Evrenin sınır koşulları altında çok özel bir şey olmalı. Evrenin sınırsızlığından daha özel ne olabilir. İnsan çabasınını da sınırı olmamalı. Hepimiz farklıyız, hayat ne kadar kötü olsa da her zaman yapabileceğin bir şeyler vardır. Nefes aldıkça umut vardır..."  Stephen'in harflerini sese dönüştüren bilgisayardan yayılan bu konuşma ayakta alkışlanır...

   Zamanın başlangıcını arayan bu adamın hayatına, zamanı geriye sarıp baktığımızda;  yani tekerlekli sandalyenin tekerleğinden bisiklet tekerleğine zamanı döndürdüğümüzde; yirmi bir yaşına kadar her normal insan gibi, yürüyen, koşan, bisiklet süren bir genci görürüz. Sanat eğitimi gören bir kızla tanışır, onunla evren üzerine tartışmalara girer, dans eder, dans ederken saati geriye sayarlar, zamanı sarmaya başlarlar.Hawking, "eğer zamanın başlangıcını görmek için süreci geri sarasan evren küçülür,yoğunlaşır ve ısınır"der.  Zamanın başlangıcına  kara delik teorisini yerleştirir. " Evren bir kara delik patlamasından oluşmuştur"  düşüncesi de hastalığından önce yerleşmiştir kafasına. Ve bir gün üniversite bahçesinde hızlı hızlı yürürken yere düşer. Hastanede gözlerini açtığında o meşum hastalığını öğrenir. "Motor nöron" aşamalı kas çürümesidir. Zamanla bütün duyularını yitirecek; konuşma, yürüme , yutma işlevlerini kaybedecektir. Yalnızca beyin hasar almamıştır ve düşünceler olduğu gibi yerindedir. Doktorlar Hawking'e iki yıl ömür biçerler. Bilgin hayata küser; kız arkadaşı Jane (Felicity Jones) yanına gelir ve kovulmasına rağmen onu ayağa kaldırır, evlenirler çocukları olur...

   Jane kocasının en büyük yardımcısıdır, onu yaşatır; sevgi, inanç, bilim aşkı, irade, umut onların kara deliğini doldurur...Bir gün Jane kocasının kazağını giydirmeye çalışırken çocuğun ağlamasıyla işini yarım bırakıp oradan ayrılır. Yarım kalan işi Stephen tamamlamaya çalışır, başaramaz, kazak kafasında takılı kalır ve kazağın deliklerinden yanan şöminenin ısısı ve ışığı içinde evrenin kara deliğinin nasıl bir evrim geçirdiğini gözlemler. Her güç durum, onu bilime bir adım daha yakınlaştırır: "Bazı parçacıkların kara delikten kaçabileceğini öngörüyoruz. Kara delikler kesinlikle kara değil, ısınan radyasyonla parlıyorlar, ısınan enerjinin emisyonu kara deliğin kütle kaybetmesine neden oluyor. Er ya da geç harika bir patlamayla ortadan kayboluyor; öncelikle bir yıldız kara deliğin içnde  kayboluyor, sonra kara delik yok oluyor."  Evet zamanın başlangıcı bir patlamayla bir parçalanmayla oluşuyor; tıpkı modern bir ürün paketinin üstüne vurup patlattığımızda içindekilerin parçalanıp etrafa saçılması gibi.....

    "Mutluluğun matemetiksel olasılığını" çözen Hawking'in kassız bir vücudun tüm zorluklarına ve ıstıraplarına rağmen mutlu olmayı başardığını tekerlekli sandalyeden hayata gülümseyerek bakan fotoğraflarından anlayabiliyoruz. Bu mutluluğun temelinde ; ona üç çocuk veren ilk karısının (ki  Hawking'i Hawking yapan kadındır) hocasının payı çok büyüktür. 

   Güzel bir müzik eşliğinde bir bilim adamının yalnızca bilim serüvenini değil; beden hikayesinin serüvenini de izleyeceksiniz ve  sonunda bu hikayenin  beden diliyle nasıl anlatıldığına  şahit olacaksınız. Muhtemeldir ki en iyi müzik dalında da oscarı bu film alacaktır..

                                                                                                                                        7 şubat 2014

  

    

 

 
Toplam blog
: 71
: 1292
Kayıt tarihi
: 10.08.11
 
 

Hacettepe Fransız Dili ve Edebiyatı mezunuyum. Öğretmenim, şu anda yurt dışında görev yapıyorum. ..