Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Mart '08

 
Kategori
Sinema
 

'Persepolis'

'Persepolis'
 

İranlı Marjene


Vincent Paronnoud ve Marjane Satrapi tarafından yazılıp yönetilen siyasi bir animasyon...
Marjane Satrapi için otobiyografik özellik taşıyor.
2007, Fransız Amerikan yapımı...

Cumartesi gecesi izlenir mi?
Ben izledim.
Keyif aldım mı?
Evet, hem keyif aldım hem de İran devriminin ve onun çocuklarının hiç bilmediğim yönlerine vakıf oldum.
Seyretmeyi önerir miyim?
Evet...

Bu film cin gibi ve doğuştan asi ruhlu bir kız çocuğunun yetişkinliğe uzanan yolunda kendi ülkesinde olan bitene tanıklığı aslında...İfadeyi ters çevirip, ülkesinde olup bitenler yüzünden, yetişkinlik yolundaki bir kız çocuğunun önüne çıkan seçeneksizliklerin, bu nedenle yolunu kaybedişinin öyküsü de denebilir.

Düşündürücü, acıklı...Ama filmin anlatımıyla yüzünüzden gülümseme de eksik olmuyor, seçeneksizliklerden doğan sonuçları izlerken vurucu anlamlar çıkarıyor ve inanmazsınız gülümseyebiliyorsunuz.

Filme göre, Molla devrimi, aslında zulme karşı yapılmış bir halk devrimi olarak başlıyor. Toplumun her kesimi devrimden memnun ilk başta, ama gidişat öyle gelişiyor ki halkın belli kesimleri unufak ediliyor ve tek tip insandan oluşan bir din devleti inşaa ediliyor.

Marjene bu süreç içinde çocukluktan genç kızlığa geçerken, asi fikirleri nedeniyle ailesini endişelendiriyor, ve Avrupaya gönderiliyor...

Avrupa, İranlı bir genç kız için özgürlük mü dışlanmışlık mı? Bunu tartışıyorsunuz kafanızda.

Marjene diyor ki:

'Gider gitmez hiç anlamadığım batı kültürünü öğrenmeye çalıştım, okudum, gözlemledim...Sonunda anladım ki bu kültürün bazı noktalarını hiç bir zaman anlamayacağım...'

Ülkesine dönüyor, güzel sanatlar okuyor, çizim derslerinde bol bol burun resimleri çiziyor, çünkü başka organ göremediği haremlik sınıflarında ders alıyor.

Birgün, çarşafıyla okula koştururken devrim polislerince kalçaları fazla dikkat çektiği için sert bir şekilde uyarılıyor.

'Bizahmet bakmayın siz de!' diye yanıtlıyor.

Bu belki de onun batı kültüründen ülkesine getirdiği en önemli şey gibi geliyor bana...

Film bundan ibaret değil tabii, ayrıntılarda çok düşündürücü noktalar saklı:

Toplumsal baskı ile, din temalı bir kalıba sokulan ve kendini ifade edemeyen zeki ve parlak bir çocuğun yaşamının nasıl unufak olabileceği takılıyor kafama.

Kendi topraklarında özgürlüğü ve huzuru olmayanların, bunu dünyanın öbür ucunda bile arasa bulamayacağı sonra.

Seyredin derim...

 
Toplam blog
: 146
: 1061
Kayıt tarihi
: 05.12.06
 
 

Hep yazmak istedim. İnsan düşüncelerini yazıya dökünce kendi başınadır çünkü, kaygısız, katıksız ..