Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

17 Nisan '09

 
Kategori
Futbol
 

16.dakika endişesi

16.dakika endişesi
 

dersimiz 16. dakika şenlikleri!


Futbolda hata alevli bir topsa, herkes o topu başkasının kucağına atmak ister. Beşiktaş-Bursaspor , Fenerbahçe-Galatasaray maçlarında da bu alevli top tenis maçı gibi bir o tarafa, bir bu tarafa gider, biz maçı izleyenler kime inanacağımızı şaşırırız. Ama işin şaşkınlık veren kısmı, deplasman takımı hep kendini mağdur görür, evsahibini suçlar, dostluk için uzanan elini tutmamakla. Bu zeytin dalı, ne menem bir zeytin dalı ise, uzaya uzaya bir ağaç olur, ama düşmanlık hep aynı yerde kalır.

Hani bir Münir Özkul-Adile Naşit filmi vardır, turşunun iyisi sirkeli mi olur, limonlu mu olur diye boşanmışlardır, Beşiktaş-Bursaspor düşmanlığı da aynı böyle anlamsız bir temele dayanıyor. Artık o kadar uzun zaman oldu ki, neden düşman olunduğunu taraftarların birçoğu unutmuştur bile. Beşiktaşlılar’ın geneli, yıllar önceden beri Bursaspor’u son haftalarda küme düşen takımlara bilerek yenilmesiyle bilir, ordan bir gıcık temeli vardır zaten, bunun üstüne Ç.Rizespor-Beşiktaş maçında Beşiktaş’ın bilerek yenildiği ve Bursaspor’un küme düşmesine neden olduğu suçlamasıyla düşmanlık ayyuka çıkmıştır. Tabii ki bunu ancak o maçta oynayan futbolcular bilir, ancak 34 haftanın sonunda son 3’ten kurtulmayı başaramayan Bursaspor’un küme düşmesi Beşiktaş’tan biliniyorsa bana bu gülünç geliyor. Sonuçta Beşiktaş 34 haftada Bursaspor’un yenildiği tüm maçları satın mı aldı, ne yaptı? Hatta Bursaspor yönetimine çok yakın bir arkadaşım, yıllarca son haftalarda bu tip işler yapıldığını bana teyid etti. Hatır şikesi, gönül şikesi, para şikesi, her türü yapılmıştır bu ülkede, ne Beşiktaş ilk, ne de Bursaspor son. O sıradaki mevcut Bursaspor yönetimi de, küme düşmesinin faturası kendisine çıkmasın diye, Beşiktaş’ı taraftarına hedef gösterince, bu düşmanlığın temelleri atılmış oldu.

Her maç öncesi gerginlik, olaylar, cam kırmalar, dükkan basmalar.. Artık bunlar Beşiktaş-Bursaspor maçlarının önüne geçti. Hatta Cisse’ye ilk geldiğinde 16 numaralı forma verilmişti de, tepkiler yüzünden değiştirilmişti. Bu tepki gösterenler, düşman oldukları ilin posta kodunun kendi kutsal formalarında görünmesini istemeyenler ne kadar gülünç ise, Samet Aybaba’yı sırf Beşiktaşlı diye protesto edenler de o kadar gülünç. Halbuki ilk yazımda belirttiğim gibi, iş paraya ve ticarete gelince, bir gecede Yusuf’u Beşiktaşlı yapmak konusunda anlaştı yönetimler. Teknik direktörsüz kaldığında ismi Beşiktaş’la özdeşleşen Ertuğrul Sağlam’I kabullenebildiler. Demek ki eğer istenirse, düşmanlık rafa kalkabiliyormuş.

Son birkaç senedir, her iki takım da deplasmana taraftarını getiremiyor. Bu tabii ki önceki yıllarda taraftarların maç önü ve çıkışında çıkardığı olaylar sebebiyle yapılıyor. Her ev sahibi, kendi stadına deplasman seyircisi alınmadığında mutlu, tıpkı ilk devre Bursaspor’un olduğu gibi, ama iş deplasmanda oynamaya gelince, ‘biz zeytin dalını uzattık, taraftarımıza izin verilsin’ deniyor. Ortada ne bir zeytin dalı, ne de bir barış çubuğu var, varsa yoksa ‘tahriklere kapılmayın’ demeçleri. Bu da ‘siz iyisiniz hoşsunuz da, sizi tahrik edenler utansın’ demek oluyor, taraftara malzeme veriyor, taraftar yaptığı her olaydan bu sefer tahrikleri sorumlu tutuyor.

Geçen sene olduğu gibi, bu sene de İnönü Stadı’na giremeyen Bursaspor taraftarı, 16. dakikada gizli eylem yapacakmış. O gizli eylem, kesin ya Bursaspor’un ya da Beşiktaş’ın sahasını kapayacak. Özellikle şampiyonluk yolunda en önemli engellerinden biri olan Fenerbahçe maçında Beşiktaş’ın sahasının kapanması, kabul edilemez bir durum ortaya çıkarır. Bu nedenle Beşiktaş seyircisi sağduyulu davranmalı ki, bu anlamsız düşmanlık onarılamaz yaralar açmasın. Benim için bu maçın tek önemi, Sivasspor’un deplasmanda alacağı muhtemel bir beraberlikle liderliğe yürümemiz. Yoksa 16 numaralı forma giyilmiş, giyilmemiş, benim için zerre kadar önem taşımıyor. Bir ricam da 16. dakika şenlikleri yapacak gizli Bursaspor taraftarlarına. Kendi takımımın maçını mis gibi izleyecekken, kendimi 16. dakika şenliklerinin içinde bulmak istemiyorum J Lütfen olaylara mahal vermeyin, bu Fatih’te mini etekli dolaşma etkisi yaratabilir tribünde. Alevli topları artık taça atalım da, bu anlamsız düşmanlık bitsin artık..

 
Toplam blog
: 55
: 969
Kayıt tarihi
: 15.01.09
 
 

29 yaşındayım. İTÜ Tekstil Mühendisliği mezunuyum. Evliyim. Çocukluğumdan beri futbol gönüllüsüyüm. ..

 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara