Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

kevser şekercioğlu akın

http://blog.milliyet.com.tr/kevser

28 Nisan '10

 
Kategori
Tiyatro
 

7 Shakespeare Müzikali

7 Shakespeare Müzikali
 

internetten alıntıdır.


Oyun Atölyesi’nde, yönetmenliğini Kemal Aydoğan’ın yaptığı, çevirisi Haluk Bilginer’e ait 7 Shakespeare Müzikali sahnelenmektedir. Salondan çıkarken kendi görüşlerimi netleştirmeye çalışıyorum kafamda. Birinci perdeden çok keyif aldım dersem yalan olur hatta güzel bakıp-güzel görenim bir şey görmek istemediğinden mi neden bilemem çok sıkıldı. İkinci perdeyi bu yüzden tek başıma seyrettim. Ama anladım ki zaten yaşamaya başlamadan önceki zaman dilimleri hep sıkıntı ve yorgunluktan ibaret. Bunlarla yoğruluyor insan yaşamaya geçmeden önce. İnsanın evrelerinden oluşan müzikalin, istisnasız tüm söz-müzikleri mükemmellik derecesinde çok güzeldi ya da çeviri mükemmel yapılmıştı. Orkestranın uyumu-ahengi-teknik hiçbir şeyden anlamayan benim için bile muhteşemdi.

Oyunda Haluk Bilginer’e eşlik eden dört kız oyuncu harika denecek bir performansla tamamladılar sahnelerini. Kolu askıda olmasına rağmen, gözleri parlayan oyuncuyu buradan kelimelerimle öpüyorum. İnanılmaz bir disiplinle hazırlanıldığı her anında belliydi oyunun. Hem avaz-avaz şarkı söyle, hem mimiklerini ve bedenini kontrol et hem de dans et. Hiç aksama yansımadı benim gözlerime. Bütün şarkıların sözlerinin gerçekliği ve mükemmelliğini belleğimde tutacak kadar kuvvetli bir hafıza isterdim ama yok. İyi ki internet var, girin oyun atölyesi diye okuyun sözleri ne demek istediğimi anlarsınız.

Yönetmen Kemal Aydoğan’la yine küçük bir anlaşmazlık yaşadığım sahne yok değil. Kızların pipi taktıkları bölüm şart mıydı? Eğer oyuncu olsaydık, kendimi ya da sevdiğim kadınları koyamadığım bir bölümdü. Bazı anların bu kadar göze sokulması gerekli mi inanın bilmiyorum. Bilsem yönetmen koltuğunda ben otururdum herhalde. Zaten eminim Kemal Bey’in, beni ikna edemese bile açıklayıcı bir sebebi vardır.

Oyun bir insanın doğumundan ölümüne kadar geçirilen ana evreleri anlatıyor. Yedi evrenin ana hatları müzik-dans eşliğinde sahneleniyor. İkinci bölümde hem oyuncuların hareketleri-mimikleri hem müziklerin sözlerini kaçırmamak için çabalarken buldum kendimi. Tamamen felsefe tamamen gerçeklik var abartısız bir yalınlıkta.

Herkesin beğenisini kazanır mı? Ben bilmem zaten bu konu beni aşar ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim, oyundan çıktıktan sonra oyun orada kalmıyor düşünmeye devam ediyorsunuz. Hayatı-ölümü-yaşamı-kendi yaşadıklarınızı-… Tiyatro seyretmek başka diyenlerdenseniz, emek vermenin ne demek olduğunu gözlerinizle görmek isterseniz mutlaka gidin.

Benim asıl anlatmak istediğim kişi Haluk Bilginer. Adam sahnenin direk bir parçası halinde duruyor bulunduğu yerde. Hiçbir endişesi yokmuş gibi oyun sahnelemek ya da beğenseler de beğenmeseler de ben bunu oynamak istiyorum diyebilmenin o rahatlığı var ya, ya da inatla ben artık istediğim rolün içinde olmak için yaşıyorumu görüyorsunuz ama son sahnede gözlerindeki memnuniyet kesinlikle görülmeye değer. Yine alkışların olduğu bölümde sahneye fırlayıp ellerini öpmek istedim de tuttum kendimi ama diğer oyun için söz vermiyorum. Onu sahnede seyretmek inanılmaz bir duygu, yüzüyle-gözleriyle-tüm duygularıyla oraya ait.

Son sahnenin son sözlerini paylaşmak istedim;

Ve kundakta başlayan yolculuk mezarda son bulur.

“Yaşamın sonu yaşamdan daha çok önemsenir;

Güneşin batışı, müziğin bitişi gibi.

En son söylenen en çok hatırda kalır.”

Ne seyretsem diye düşünüyorsanız, lütfen bu müzikali seyredin çok mutlu olacaksınız.

 
Toplam blog
: 374
: 869
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

1965 Akçakoca doğumluyum. Evli ve dört kız annesiyim, küçük bir kızın  anneannesiyim. A.Ü. Halkla..