Küçük, normal, kendi boyunda adımlar yetmez bazen. Uzuuuunnn upuzuunn adımlar atasın gelir. Yürüyebilir miyim yürüyemez miyim diye düşünmeden pergelleri açarsın. Duramazsın, yetişmeye, bir şeyleri..
Bir akşamüstü gel, yeni yıkanmış avlunun taşlarının serinliği burnumda dolaşırken. Ansızın, birden. İnanmam ama bir şeyi kırk kere söyleyince olur derler ya hani, kırk kere “gel” diye se..
Ağladım bu akşam çoooooook… İçtim de biraz… Olası hayatlarıma, tam yaşayacakken kıyısından döndüğüm ya da hiç olası bile olmamış hayatlarıma, ardımda bıraktığım anılarıma ve belki de hiç yaşanm..
Ağaçların arasına gizlenmiş taştan yapılmış eski bir Rum evi. Pencerelerinde tahta kepenkler kırmızıya boyanmış, rengi güneşte biraz solmuş. Evin girişindeki demir parmaklıkları, çiçekleri yap..
Beyninin kıvrımlarından, kıvrımlarıma ak… En az kullandığın yere sakla beni Hiç kurmadığın cümlelerinde olayım mesela Henüz aklına gelmemiş düşüncelerinde dolanayım En açık düşler..
Yıldızlar ve ay pırıltılarını denizin yüzeyine bırakıyordu. Deniz sonsuzluğa doğru uzanıyordu. Gidebilirdi, dalgalar hoplaya zıplaya sahile vurdukça onu çağırıyordu. İskeleye bağlanmış sandal g..
Hani Sen hep verdiğini zannedersin deFarkedersin ki aslında verirken de almışsındır ya... "Kara bahtım, kör talihim" şeklinde dolaşırsın daBir gün şans perileri burnundan öper ya.....
Hani Kalbin koştura koştura gider de Beynin “hooopp dur bakalım ne oluyor” der ya.. En derinlere gömdüm zannedersin de Bir gün, hiç beklemediğin bir anda köşeden kendini göst..
Gün gelir incitirsin en değer verdiklerini, sonra için için içlenirsin hiç yoktan ettiklerine. İnce ince seversin “seni çok seviyorum be kuzuuuuum” dersin ağzından çıkan her sözde her cümlede..
Yaşadım herkes gibi…. “Her” kelimesindeki çokluk ile “hiç” kelimesindeki yokluğun her zerresini hissederek.. Seçimler yaptım gönüllü ya da zorunlu. Seçmediklerimde neler saklıydı hiçbir zama..
Yaş olarak 35 dolaylarında, bir arkeoloğum. Çoğu zaman eksileri artılarından fazla da olsa mesleğ..