Evrenin sonsuz bahçesinde geçirirdik zamanı, neşeli şarkılar eşliğinde. Renk cümbüşü sarardı çevremizi, ebemkuşağı gibi. Sessizliğin adı “huzur”du ve “mutluluk”tu sıcacık gülüşlerimiz. Öyle ki, kış..
Eskiden insanlar her alanda her ortamda dürüsttü. Kimse kimsenin malına, namusuna, canına zarar vermezdi şimdiki gibi. Herkes kendi yağıyla kavrulur, kendi kazancının yettiği yere kadar yaş..
Çılgın, korkusuz bir çocuktum. Ne zaman ne yapacağı belli olmayan bir çocuk… Bazen kendimden küçükleri toplar, onlara çeşitli malzemelerle bebekler yapar, yaptığım bebeklere çeşit çeşit elbiseler d..
O her yerdedir. Attığın her adımda, göze çarpan ama gözünün göremediği; aynı kaldırımda saatlerce yürüdüğün ama varlığını hissetmediğin her yerdedir. Bazen sokakta oynayan bir çocuğun tebes..
Sevimli bir çocuk: “Doğadaki varlık ve nesnelerin yerinde olsanız, hangisi olmak isterdiniz?" sorusuna, "Güneş olmak isterim, çünkü hem dünyayı hem de insanların soğuyan yüreklerini ısıtırdım" diye..
Minik bir göçmen kuşun çığlığında yakaladım sabahı. Ne gece ne sabahtı zaman... Sonsuzluğun gri örtüsünü yırtmak üzereydi güneşin ilk ışıkları. Öylesine bir günü kucaklamak üzereyken aydınlık, evre..
Çanakkale Lisesi'ni 1974'te bitirdikten sonra aynı yıl İzmir Buca Eğitim Enstitüsü Matematik bölü..