Dört mevsim değiştim üstümü Dört mevsim giyindim aynı tip Ve ardından tuttuğum yas Bir o kadar Dört mevsim geçti üzerinden Sen gide..
Gülmeler toplamışsan Susmalardan Yaralar sarmışsan Dom dom kurşunu Hasretler tüketmişsen Çiçekler koklamışsan Kokusunda yoğurmuşsan Sohbetler, dostluklar ..
Her sabah senin için Seyhan’ın baraj kapaklarını açıyorum Bekçilerden kaçarak Korkarım bu gidişle Çukurova’yı sel alacak Bana sorarsan şayet ..
Kimin eteğine yapışsam Bu aralar Bir parçası elimde kalıyor Kimin kapısına dayansam Dar vakit İçerden lambalar sönüyor Kimin karş..
Seni geçmelerine izin veriyorsan Ya da izleyebiliyorsan uzaktan Alkışların kaybedene sarılmaksa İstisnalardan ders de çıkarıyorsan Altın fırlamış oysa Sen sözünün arka..
Ne zaman bir keman görsem Çok çeşit enstrüman içinde Kim çalıyor diye Hiç de merak etmem Bir melodi aniden Yokluğunun şehrinden Bir çekiç örse vuruyor ..
Parmak arası terliklerin Ayakkabılığımın vazgeçilmezleriydi Elektrikli sobamın gözleri özlerdi Senin küçük ellerini Buzluğumda bayramdan kalma Kuşb..
Çok konuştum bu aralar Öyle pervasızca ki Ben bile şaşırdım bu halime Dilim şişesiye hem de Kırdım döktüm yine ne varsa içimde Artı on sekiz küfürlerimle..
Ateş bacayı sarmış can evimde Tütüyor tütüyor Odunlukta sarıçamlar birbirlerine bakıyor Bu gece sıra kimde diye? Sobanın üzerinde kestaneler yüreklerinden çizilmiş Kaderle..
Tam dokuz aydır Tamı tamına on dokuz ay sonra hem de Uyumuyorum geceleri Her gün doğup batan güneşin İnsanoğlunu aldatmasından ziyade Alıştım ben her gece doğmayan ayı..
Çukurova Üniversitesi mezunu, Serbest Nazım Şiir yazmaktan ve okumaktan haz alırım, Başta..