Issızlaştırmamalı insan birbirini, hem de kendini. Söylenmeyenler, söylemek isteyipte bir türlü dilden dökülemeyenler kalmamalı içinde. Zamanında anlatmalı, vakit varken, herşey yerli yerindeyken,..
Kaşlar bir ucundan öbür ucuna, sanki kalemle çizilmiş, yay gibi. Ama sahte yay. Gözler en güzelinden renkli, ama lens. Burun en hokkalısından, ucu havalarda, ama sahte hokka. Dudaklar dolgu..
Yaşadım herkes gibi…. “Her” kelimesindeki çokluk ile “hiç” kelimesindeki yokluğun her zerresini hissederek.. Seçimler yaptım gönüllü ya da zorunlu. Seçmediklerimde neler saklıydı hiçbir zama..
Gün gelir incitirsin en değer verdiklerini, sonra için için içlenirsin hiç yoktan ettiklerine. İnce ince seversin “seni çok seviyorum be kuzuuuuum” dersin ağzından çıkan her sözde her cümlede..
Hani Kalbin koştura koştura gider de Beynin “hooopp dur bakalım ne oluyor” der ya.. En derinlere gömdüm zannedersin de Bir gün, hiç beklemediğin bir anda köşeden kendini göst..
Hani Sen hep verdiğini zannedersin deFarkedersin ki aslında verirken de almışsındır ya... "Kara bahtım, kör talihim" şeklinde dolaşırsın daBir gün şans perileri burnundan öper ya.....
Yıldızlar ve ay pırıltılarını denizin yüzeyine bırakıyordu. Deniz sonsuzluğa doğru uzanıyordu. Gidebilirdi, dalgalar hoplaya zıplaya sahile vurdukça onu çağırıyordu. İskeleye bağlanmış sandal g..
Beyninin kıvrımlarından, kıvrımlarıma ak… En az kullandığın yere sakla beni Hiç kurmadığın cümlelerinde olayım mesela Henüz aklına gelmemiş düşüncelerinde dolanayım En açık düşler..
Ağaçların arasına gizlenmiş taştan yapılmış eski bir Rum evi. Pencerelerinde tahta kepenkler kırmızıya boyanmış, rengi güneşte biraz solmuş. Evin girişindeki demir parmaklıkları, çiçekleri yap..
Ağladım bu akşam çoooooook… İçtim de biraz… Olası hayatlarıma, tam yaşayacakken kıyısından döndüğüm ya da hiç olası bile olmamış hayatlarıma, ardımda bıraktığım anılarıma ve belki de hiç yaşanm..