Gurbetini yitirmiş bir sılada son nefesini yaşayan, bilmez misin sen gurbetin kadardın. Adını kaybetmeyi göze almış bir aristokrat bilebilir ancak, soysuz aşklar girdabını. Maskesini düşürmüş bir se..
İnsan en çok kendini aldatıyorsa, artık bir daha kim onu aldatabilir ki… İnsan en çok kendine kıyabiliyorsa, hangi bıçağın izi hangi kılıcın keskinliği artık onu yaralayabilir ki… Kaçıyorsa en çok k..
Yolların bittiği, aydınlığın karanlığa çalan noktasındaysan… Her kent aynı hüznün ve aynı yanlışın karşılığı olarak karşında öylece duruyorsa… Sırılsıklam olup bir başına soluduğun sağanaktan ge..
Karanlık çökerken, içindeki sevinç dalgasının hüzne ve tahmin ettiğinden de kolay olan bir şekilde teslimiyete dönüştüğünün ayrımına varınca, huysuzlandı. Havanın beklenen ve umulandan da önce soğum..
Yaşam yol almalarında, susadığın ve acıktığın en olur zaman dilimlerinde, kendi kendine sayıkla ve bağışlama olan hiçbir şeyi, buz keserek… Büyüklerin, erkleri için tahtlar, silahlar ve ölüm..
Geri adım atan, içine ceset sıkıştırılmış bir bavul gibi göbek ve kalın bir ense kendisine biçen, ayakları birbirine dolananın etrafında dolanırken bil ki kapana kıstırılmaktadır Rabelais… Güve..
Yüzünü yitirmiş bir kasaba aşığı, altın arayıcısına teselli olabilir ancak. Saçlarını annesi kadar örebilen bir genç kız, asırlardır köhne çeyiz sandıkların kilitlerini hayalleriyle açabilir… Saçıld..
Nefret tohumları verimli topraklar bulmuş, yağmurunu suyunu da alınca kudurdu. Kocayan gövdesi inkar ediyor kendisinden önce boy atıp semaya bakan ormanları, ağaçları… Toprağa öyle böyle kötü esen h..
Gözlerinde yitiriyorum, boyacı çocuğun elini tutan ve ona gülen gözlerimi. Nasıl bir açlıksa sensizlik, öyle aç olmalı Afrika ve diğer üçüncü dünya. Korkan ayak izlerini hatıralarıma sor..
Sokağa yeni çıkmış bir çocuk telaşı ve tez canlılığıyla oyun arkadaşı aranıyor. Ona, her seferinde birileri onu yenip birileri de aldatıyormuş gibi geliyor. Ne zorluklarla harçlığından arttırıp..