Tuncay: ... Hayatıma dair yeni bir karar aldım abi. Okan: Hayırlı olsun. Neymiş kararın? Baleye falan mı başladın ya da eskrim, judo, yoga, dönerci ustalığı... Tuncay: Bilemedin abi.
Tuncay: ... Babacan bak, kırtasiyeden saatli maarif takvimi aldım. Kapağıyla beraber tam 366 sayfa. Yeni yılın bize getireceği bütün o tırt günler avucumun içinde şimdi. Okan: İki tane alsaydın..
Tuncay: ... Hoş geldin şekilcan... Abi iyi hoş da öğlene doğru gelseydin bari. Sabahın bu saatinde ne acelen vardı. Okan: Köy yerinde erken davranacaksın oğlum... Babacan şunların ucundan tutsan..
Deniz: Dokuz altı yollarında, bir zincir boğazımda, sıkar sıkar gevşetemem, ağlayamam, ayda yılda bir kaçamak, kaçsak bile yaşamamak dokuz altı yollarında gülmek yasaaaakk! Okan: Oğlum kısac..
Okan: ... Hafız bu senin misafir hatunların odasından gürültü geliyor sürekli. Ne yapıyor abi bunlar? İki saattir ‘kikir kikir...’ bi yazı yazdırmadılar insana. Bu kadar konuşacak lafı nereden bulurla..
(iki gün önce) Tuncay... Aynı asansörde birbirinin suratına bakmaktan korkan iki yabancı gibiydik o sıralarda, fırtınadan önceki sessizlik gibi bir dönemi yaşıyorduk. Hayat bize daha önce hiç gö..
1) ‘Senin bu kuru öksürüğün beni çok korkutuyor aşkım. Lütfen ihmal etmesen kendini, hadi gidip bi hastaneye röntgen falan çektirelim’ ... Usulca attım kendimi dışarıya. Kalabalık, s..
(Yol üstü tembellik manifestosu: Üç beş yılda bir hayatı biraz zorlayıp küçük de olsa kendimce onurlu, efendi hani –dedikleri gibi- akmasa da damlayan bir ekonomik, sosyal düzen kurduğum oluyor.
‘yeter üleynnnnnn’... Bir süredir bunun hayalini kuruyor olmalıydı, sonunda yaptı işte. Patronunun ve müdürünün elinden kurtulup attı kendisini sokağa. Ceplerindeki sipariş fişlerini, ..
1) Sözcükler mi dağınık yoksa kafam mı? Bir organizasyon bozukluğudur gidiyor. Koca bir kürekle karıp, hortumla sulasam ancak faydası olacak sanki. Kafamı mı karsam, yoksa sözcükle..