- Kategori
- Güncel
Allah aşkına 'Gezi Eylemi' demeyin artık
Artık televizyonda ya da gazetede bilmem nerede 'gezi parkı eylemi' yapıldı dendiği zaman tüylerim diken diken oluyor. Artık gezi parkı eylemcileri bile olayın gezi parkıyla alakası kalmamış, bundan sonra hükümetin haksız uygulamalarına karşı tepkimizi sürdüreceğiz demiş hala sağda solda 'Gezi Eylemi.' Bence bu fason eylemler gerçek gezi parkı eylemlerine gölge düşürmekten, vatandaşın gezi parkına olan sempatisini azaltmaktan ayrıca hükümetin en başından beri söylediği 'dış güçler ve provokasyon' iddialarını güçlendirmekten başka bir şeye hizmet vermiyor.
Ancak ne hikmetse CHP 'denize düşen yılana sarılır' misali bu eylemlere kancayı bir taktı bir türlü bırakmak istemiyor. Sanki milletvekilleri de şehir şehir görevlendirilmiş, her eylemin başında bir CHP'li vekil. İnanın burada en çok üzüldüğüm şey; CHP yine yanlış ata oynuyor, yine ülkenin nabzını yanlış tutuyor, her yeri Taksim, her yeri Alsancak zannediyor. Şu anda Türkiye'nin güçlü ve dirayetli bir muhalefete en çok ihtiyaç duyduğu zamanda, sanki bile bile kendini sabote ediyor.
Tüm bunlar bir yana, gelelim Mersin'deki eylemlere. Mersin çok az şehre kısmet olacak bir organizasyona ev sahipliği ediyor. Şehrin tüm dünyaya tanıtılması, ileriki yıllarda bir cazibe merkezi olması açısından büyük bir fırsat. Tüm Mersin'lilerin bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmeleri gerekirken, şehirlerini en güzel şekilde temsil etmeleri gerekirken onlar eylem yapmayı tercih ediyorlar. Başlarında da CHP milletvekili. Benim güzel vatandaşlarım, eğer amacınız Başbakan'ı ve Türk polisini kötülemek, dünyaya nasıl bir zulümle karşı karşıya olduğunuzu göstermekse; bunu zaten fazlasıyla başardınız. CNN saatlerce katliam yayınları yaptı, yabancı gazetelerde bir sürü olumsuz haber yayınlandı. Hatta abartılıp, olmayanlar bile oldu gibi lanse edildi. Şimdi siz bu kadar tanıtımın üzerine, Mersin için tarihi bir reklam fırsatı olan dünya çapında bir organizasyonu sırf kendi küçük hesaplarınıza alet etmek istiyorsunuz. Ben bunu hiç bir mantıkla ifade edemiyorum. Başbakan'a duydukları nefret artık gözlerini kör etmiş. Eylemler zaten yeterince ses getirdi, hala Türkiye'nin dört bir tarafında 'duran adamlar, soyunan kızlar' bir sürü eylem var. Ama siz gidiyorsunuz 17. Akdeniz Olimpiyatları'nın açılış törenini, kendi açılışınız yapmak istiyorsunuz. Eğer diyorsanız ki, 'Arkadaş Başbakan gitsin bu uğurda da gerekirse Türkiye batsın.' Eğer zihniyet buysa zaten diyecek bir şey yok. Ama eğer derdiniz bu eylemlerle aydınlık bir Türkiye'nin önünü açmaksa, o hedeften çok uzaklaştınız.
Tüm dünyada parasal kriz baş göstermişken, ülkemize belki de 2020 Olimpiyatlarını getirecek Akdeniz Olimpiyatları başlamışken devam eden eylemler belki Başbakan'a bir kaç puan oy kaybettirir (ben ondan bile şüpheliyim), ancak ülkemize maddi manevi büyük zarar verir. Kendini 90'li nesil diye tanıtan kardeşlerimiz enflasyonun %100 leri bulduğu, banka faizlerinin de bu rakamlarla yarıştığı günleri bilmezler. Sabredin, sıkın dişinizi, bir mola verin; şu krizleri atlatalım, çözüm süreci denen belirsizlik bir aydınlansın, ülkemizi dünyaya Akdeniz Olimpiyatları ile güzel tanıtalım, sonra yine düşersiniz hükümetin peşine. Ama ne yapacaksak da, kendi bacağımıza sıkmayalım. Bu vatan hepimizin, kendi elimizle çakallara teslim etmeyelim.