Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Mayıs '07

 
Kategori
Mizah
 

Anayasa değişmeli.

Anayasa değişmeli.
 

Hem de acilen. Bu böyle devam etmez. Politikacılar, devlet adamları sakız gibi ağızlarında Anayasa ile dolaşıyorlar. Her fırsatta o kutsal analarımızın adını taşıyan yasaları öne sürüyorlar. Oyuncak sanki. Analarımızın yürekleri sızlıyordur, Anayasa suiistimal edildikçe.

Anayasanın 96. maddesi ne diyor? ''Anayasada, başkaca br hüküm yoksa, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az üçte biri ile toplanır ve toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile karar verir...''

102. maddeye de bir bakalım: '' Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir...''

Anlaşılmayacak bir durum var mı? Yok. Beki bizi yönetmeye talip olmuş, koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti Milletvekilleri, bakanları niye anlayamıyorlar? Burada bir sorun var? Küçük bir firmaya yönetici olarak atanacak kimselerin bile anlama ve yönetme kabiliyetleri kontrol edilir. Bizim milletvekilleri bir kontrolden geçirilmiyor. Sadece partiye kaç oy getirirler, hangi aşirete mensuplar, hangi tarikata yakınlar vs. Lriterler bunlar.

Bir kısım milletvekili ''Anayasaya göre 367 milletvekili hazır bulunmadan Cumhurbaşkanlığı seçimi için toplanılamaz'' diyor. Bence de öyle. Bir kısım milletvekili ve Meclis Başkanı B. Arınç da ''Anayasa'ya göre üçte bir katılım yeter.' diyor. İlköğretim çocukları gibi kavram kargaşası yaşıyor, yaşatıyorlar.

Daha laikliğin ne anlama geldiğini öğrenemediler. Meclis Başkanı B. Arınç, ''Laikliğin tanımı yeniden yapılmalıdır''' diyor. Bize ilkokullarda öğretilenler daha basitti. ''Din ile Devlet işlerinin ayrılmasına laiklik denir.'' diye öğretmişlerdi. Yani devletin dini kurallara, şeriata göre yönetilmemesi...

Bu Anayasa milletvekillerinin ağızlarında sakız oldu. Küçücük kitabın içindeki maddelerin ne anlama geldiğini anlayamıyor çoğu. İstedikleri zaman fırlatıyorlar, istedikleri zaman arkasına saklanıyorlar. İstedikleri zaman da ''Nayasamıza göre...'' diye isteklerini sıralıyorlar.

Yok arkadaş yok... Analarımıza saygımızı bu derece yitirmemeliyiz. En önemli kavramlara analarımızın adını veriyoruz ama sonunda ona iyi davranmıyoruz, onu anlamıyoruz.

Anayasa değişmeli bence, hem de acilen. BABAYASA olmalı bundan böyle adı. O zaman görürüz ona iyi davranmamayı. Analarımız kuzu kuzu me... Ses çıkarmazlar.

Babalar öyle değil. Bir kötü davransınlar da görelim. Tüm babalar, başta mafya babaları olmak üzere Tandoğan Meydanı'nda toplanıp, milletvekillerini topa tutarlar. Topu tutamayanları da bir daha kaleye geçirmezler. Gol yiyen kaleci değil topu tutan kaleci lazım bize.

Kısacası önemli kavramlar ifade eden, ANA ile başlayan kelimeleri BABA ile başlatmalıyız. Analarımız biraz rahat etsinler. Her defasında içleri cızzzz etmesin. ANAYASA kelimesini BABAYASA yaparak işe başlamalıyız. Hatta bazı terbiyeden yoksunlar bundan böyle ''Ben senin ananın...'' diye başlayan küfürlerine ''Ben senin babanın... diye başlamalılar ve ''yedi sülalenin...'' diye devam etmeliler.

Kofi ANNAN'ın adı da Kofi BABBAN olarak değişmeli. Bunun için Birleşmiş Milletlere dilekçe arz etmeliyiz. Kofi ANNAN şu anda Genel Sekreter olmasa bile polis kayıtlarından adresini bulup tebligat yapsınlar. Orasına biz karışmayız.

Her gün sayısız vasıtaların ezip geçtiği ANA CADDElerimizi de BABACADDE diye adlandırmalıyız. ANA VATAN değil BABA VATAN demeliyiz. Almanlar diyorlar bile. VATERLAND... ANADOLU ismini de BABADOLU yaparsak, doluluk oranı biraz azalır belki.

ANA kelimesini başka kelimelerle birleştirirken dikkatli olmalıyız. Analara daha fazla saygı göstermek boynumuzun borcudur. Milliyet BLOG'da yazan, okuyan tüm analara derin saygılarımı sunuyorum.

Anayasa'mızın 96. ve 102. maddelerini anlayamayarak Mahkeme kararı bekleyen milletvekillerimizi de şiddetle kınıyorum. Biraz okusunlar, kendilerini geliştirsinler artık.

Mustafa Mumcu 01 Mayıs 2007 / 18:45

 
Toplam blog
: 324
: 2811
Kayıt tarihi
: 10.04.07
 
 

06. 06. 1945 İzmir doğumluyum ve İzmirli olmaktan da gurur duyuyorum. 1968 yılında birkaç yıllığın..