Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Temmuz '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Anayasa mahkemesinde "oy düellosu"

Anayasa mahkemesinde "oy düellosu"
 

Hayata pamuk ipliğiyle bağlı olduğunuzu hissettiğiniz zamanlar oldu mu bilmem. Ancak ölümle yaşam arasındaki çizginin inceliğini tarif edebilecek bir babayiğit henüz çıkmadı.

Özellikle uçak kazalarından sonra anlatılan garip hikayeler vardır hani... Son anda uçağa yetişemediği için hayatı kendisine zehir eden veya gelmeyen yolcunun yerine uçağa binebildiği için kendini şanslı sayan kişilerin kazadan sonraki öyküleri…

Kaderi hâlâ tam olarak anlayamadığımız için tarif etmekte de zorlanıyoruz. Tek tesellimiz “öyle olmasaydı nasıl olurdu” onu aslâ bilemiyoruz.

Sadece bizim hayatımızda değil, milletlerin, toplumların, devletlerin hayatında da böyle kadere bağlı çok ilginç argümanlar vardır. Futbol takımlarının hayatında da…

Rakip sahada attığı bir fazla golle şampiyon olan veya şampiyonluğa veda eden kaç takım vardır kimbilir. Ben 3-3, 4-3, 5-3 gibi gollü maçlar seyrettiğimi hatırlıyorum. Gazeteler buna gol düellesu diye başlık atarlar. Sonucu 6/5 biten bir maç hatırlamıyorum, ama herhalde vardır... Buna, daha çok sonucu penaltılarla tayin edilen karşılaşmalarda rastlanır.

120 dakikalık zorlu bir mücadeleden sonra bir kişinin topu dışarı atması, topun direkten geri dönmesi veya kalecinin parmak ucuyla topu dışarı çıkarması, oyunun bütün kaderini değiştirir. Maç boyunca üstün oynamanın, gol pozisyonuna girmenin, rakibe fırsat vermemenin, ya da şiir gibi güzel bir oyun sergilemenin hiçbir anlamı kalmaz.

Hayat böyle tesadüflerle dolu işte… Mesela 11. cumhurbaşkanını seçmek için toplanmış meclise, 4-5 kişi daha katılıverseydi, Abdullah Gül cumhurbaşkanı olacaktı. Peki Türkiye’nin durumu değişecek miydi? Bugünkünden daha iyi veya daha kötü mü olacaktı?

Oturuma katılmayan o 4-5 milletvekili aslında meclisi boykot eden 190 küsur kişiden hangileriydi? Kimlerin gönlünde aslında oturuma katılmak varken, katılması engellenmişti? Bu yüzden şimdi mutlular mıydı, üzülüyorlar mıydı?

Meselâ listeye giremeyenlerden kaç kişi keşke katılsaydım da en azından milletvekilliğim 3 ay daha uzasaydı diye hayıflanıyordur? İçlerinde hiç değilse aldığım 3 aylık maaşı hak etseydim diye vicdan azabı duyan var mıdır?

Bunlar hiçbir zaman cevabına ulaşamayacağımız sorular işte…

Sonuçta siyaset hayatından silinip giden 4-5 milletvekili, genel başkanlarının tavrına rağmen oturuma girseydi (en fazla bugünkü gibi liste dışı kalırlardı), milli irade gerçekleşmiş, uzlaşma sağlanmış mı olacaktı?

Tarih boyunca adı sanı bilinmeyecek meçhul bu üç dört kişi, meclis çoğunluğundan, cumhurbaşkanından, Türk Silahlı Kuvvetlerinden, Anayasa Mahkemesi’nden daha mı güçlülerdi ki, ülkenin kaderini değiştirdiler?

O Anayasa Mahkemesi ki, şimdi hiç kimsenin beklemediği şekilde Cumhurbaşkanı ve CHP’nin iptal talebini reddederek, kaos içinde bir kaos daha yarattı. Şimdi kimse ne olacağını bilemiyor. Cumhurbaşkanı nasıl seçilecek? Meclis mi, halk mı seçecek? Meclis seçerse beş yıllık mı, yedi yıllık mı, iki aylık mı seçecek?

Acaba karışıklık devam etsin diye mi böyle bir karar aldı Anayasa Mahkemesi diye aklımdan geçmiyor desem, yalan söylemiş olurum. Bunu dillendirmek suç mu değil mi, doğrusu şu an onu da bilemiyorum.

Ama ben gerçekten merakımı yenebilmiş değilim. Red oyu veren altı kişiden biri, meselâ şimdi keşke diyor mudur? Bunu diyen üye kazara dün lehte oy verseydi… “Yüce mahkeme” yine kutsal bir karar vermiş olacak mıydı? Ya da ‘Yüce mahkeme” dediğimiz, bu bir kişinin yüzer gezer oyundan mı ibarettir?

Bu bir kişinin nesi, trilyonlar harcayarak yaptığımız seçimden, milyonlarca insanın kullandığı oydan, parlamentoda sağlanan çoğunluktan, üç yüz elli küsur milletvekilinin verdiği karardan daha etkilidir? Şüphesi mi, kararsızlığı mı, yetkisi mi, öngörüsü mü, siyasi görüşü mü, o an içinden geldiği gibi hareket etme serbestisi mi, hukuk anlayışı mı, bilimsel görüşü mü, peşin hükmü mü…. Bilmiyorum, hangisi olduğuna siz karar verin.

Sahi, bu arada 6/5 galip gelen kim?

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..