- Kategori
- Ankara
Ankara’nın suyuna bak

Ankara caddelerini sular basıyor günlerdir, musluklarımızda damlası yokken.
Son bir haftadaki su kesintileri Ankaralılara birçok şey öğretti:
1. İyi bir belediye başkanı olmanın birinci koşulunun şehri susuz bırakmamak olduğunu,
2. ASKİ’nin birçok işle uğraşırken, su işi ile fazla ilgilenmediğini,
3. Ankara’nın su altyapısına yapılmayan yatırımların son iki büyük su şebekesi patlamasına neden olduğunu,
4. Şebekedeki su kaçaklarının belki de kullanılandan daha çok olduğunu,
5. Kesinti yapmanın hiç tasarruf sağlamadığını,
6. Ne kadar çok su tankeri bulunduğunu,
7. Su tankerlerinin su bulmakta hiç zorluk çekmediğini,
8. Çimlerin insanlardan daha değerli olduğunu,
9. Fıskiyelerin insanların ruh sağlığına ne kadar zarar verebileceğini,
10. Kızılırmak’ın suyunun zehirli olduğunu,
11. Su işinde çalışanların ve yönetenlerin su işinden fazla anlamadıklarını öğretti.
2 günlük kesinti bitip, stokladığımız sular da tükenince, hiç su akmadan, hazırlıksız bir şekilde 3 gün süreceği söylenen yeni kesinti ile karşı karşıya kalınca elimiz kolumuz bağlandı. Ankara’da asıl susuzluk şimdi başladı. Bir çok evde damla su kalmadı ve en az üç günü bu şekilde geçirmek zorundayız.
Su kesintisi Ankaralılara birçok şey öğretti ama hala yeteri kadar öğrenememiş olanlar var:
1. On yıldan fazla belediyeyi yönetip su sorununu hala başkalarına yüklemeye çalışan belediye başkanının istifa etmesi gerektiğini,
2. İki gün arayla patlayan iki ana boru için "talihsizlik" açıklaması yapan yöneticinin, hiç olmazsa susması gerektiğini,
3. Ülkenin başkentinin su sorununun yerel bir sorun olmadığını öğrenemedi öğrenmesi gerekenler.
Ankara’nın suyuna bak, caddelerde akıyor, evlerin alt katlarını, işyerlerini basıyor ama musluklardan akamıyor.