- Kategori
- Anneler Günü
Annelik

Çocuk doğuran her kadın otomatik olarak annedir. Bunun için ekstradan herhangi bir şey yapması veya öğrenmesi gerekmez. Çocuk doğurunca kadın ne yapmış olsun anında kutsallaşır. Çocuk doğurmadan önce sıradan ve neredeyse ikinci sınıf olarak kabul edilen kadın, anne olunca bir anda önem kazanır. Sosyal statüsü değişir çünkü o artık bir annedir. O kutsal bir varlık aşamasına gelmiştir. Annelik kutsaldır.. Hem cennet de anaların ayağı altındadır.
Peki her çocuk doğuran kadın, gerçekten kutsal annelik vasfına sahip midir? Kadın ve insan olarak kendisini tam olarak gerçekleştirememiş ve tamamlayamamış bir kadın bir anda bu kutsal görevi hazmedip özümseyerek layığı ile yerine getirebilir mi?
Bu konuda oldukça şüpheliyim. Eğer annelik gerçekten hiçbir eğitim alınmadan sadece doğal olarak öğrenilen bir şey olsaydı ve her anne gerçekten bu kutsal görevi layığı ile yerine getirebilmiş olsaydı, toplumda bu kadar çok sorunlu insan olmazdı diye düşünüyorum. Zira insanların temel karakter ve kişiliklerini oluşturma yaşının 0-6 yaş aralığı olduğu herkes tarafından biliniyor. Bu 0-6 yaş aralığı ise çocukların direkt anne ve babaları ile geçirmiş oldukları zamandır. Öğrenilen ve bilinçaltına yerleşen her şey bu dönemde yaşanmış ve öğrenilmiş oluyor. Yetişkinken yaşanılan hemen her sorunun altında çoğunlukla anne ile beraberken geçirilmiş bir travma yer alıyor. Annenin çocuğuna yaşattığı her şey ileride o çocuğun yaşam kalitesini etkiliyor.
Bunun böyle olduğundan kaç anne haberdar ve kaç anne çocuğunu bu şeyleri göz önüne alarak yetiştiriyor?
Çevremde görmüş olduğum annelere bakarak söyleyebilirim ki, birçoğu habersiz ya da haberli ama ne yapacağını bilmiyor. Çünkü anne ve kadın olmak arasında sıkışıp kalmışlar. Kendi yaşantılarındaki eksiklikleri ve korkuları çocukları üzerinden tamamlamaya çalışıyorlar ve bunun adını da anne sevgisi olarak koyuyorlar.
Kendisi doktor, mühendis, mimar vs. olmak istemiş ama bir şekilde olamamış anneler kendi hayallerini çocuklarının üzerinde gerçekleştirmeye çalışarak tatmin oluyorlar. Ya da olmaya çalışıyorlar.
Kendi hayatlarındaki başarısızlıklarını çocuklarının başarıları ile kapatmaya çalışıp, başarılı bir anne sıfatına sahip olmak için didinip duruyorlar.
Her anne çocuğu için en iyisini ister.
Her anne çocuğu için en iyisinin ne olduğunu gerçekten biliyor mu? Gerçekten çocuğu için mi yoksa kendisi için mi en iyi olanı istiyor? Bu ayırımı yapabilecek farkındalığa sahip mi?
Her anne fedakardır.
Her anne gerçekten fedakar mıdır? İleride seni 9 ay karnımda taşıdım diye başlayan nutuklar atmadan bunu başarabiliyor mu? Bu fedakarlığının bedelini bir ömür boyu çocuklarına yük olarak taşıtan anneler yok mudur? Bir ömür boyu suçluluk duygusu altında ezilen bireylerin sorumlusu anneler değil midir?
Geçenlerde hastane koridorunda bir olaya şahit oldum. Anne 3 yaşlarındaki çocuğunu elinden tutup çekiştirerek şöyle diyordu; bak senin için sabahtan beri hastanede koşturup duruyorum bunları bana nasıl ödeyeceksin bakalım.
Sanki çocuk sırf annesine eziyet olsun diye hastalanmış ve anne de sırf ileride karşılığını görmek için onu hastaneye getirmiş.
Yine aynı şekilde, “yemek yemezsen ben üzülürüm hasta olurum” diyen anne, çocuğuna ne büyük bir kötülük yaptığının farkında mıdır acaba?
Bu kadar ağır yükleri bir çocuğa yüklemek gerçekten annelik midir?
Annenin görünürde niyeti çok iyidir. İster ki çocuğu yemek yesin ve sağlıklı olsun. Ama bunu sağlamaya çalışırken yaratmış olduğu duygunun farkında değildir.
Her çocuk doğuran anne olabilir ama annelik ayrı bir sanattır. Nasıl bir işin eğitimini almadan o işi yapamıyorsa insan, annelik için de bir eğitim verilmesi gerekir diye düşünüyorum.
Bütün annelerin anneler günü kutlu olsun.
Peki her çocuk doğuran kadın, gerçekten kutsal annelik vasfına sahip midir? Kadın ve insan olarak kendisini tam olarak gerçekleştirememiş ve tamamlayamamış bir kadın bir anda bu kutsal görevi hazmedip özümseyerek layığı ile yerine getirebilir mi?
Bu konuda oldukça şüpheliyim. Eğer annelik gerçekten hiçbir eğitim alınmadan sadece doğal olarak öğrenilen bir şey olsaydı ve her anne gerçekten bu kutsal görevi layığı ile yerine getirebilmiş olsaydı, toplumda bu kadar çok sorunlu insan olmazdı diye düşünüyorum. Zira insanların temel karakter ve kişiliklerini oluşturma yaşının 0-6 yaş aralığı olduğu herkes tarafından biliniyor. Bu 0-6 yaş aralığı ise çocukların direkt anne ve babaları ile geçirmiş oldukları zamandır. Öğrenilen ve bilinçaltına yerleşen her şey bu dönemde yaşanmış ve öğrenilmiş oluyor. Yetişkinken yaşanılan hemen her sorunun altında çoğunlukla anne ile beraberken geçirilmiş bir travma yer alıyor. Annenin çocuğuna yaşattığı her şey ileride o çocuğun yaşam kalitesini etkiliyor.
Bunun böyle olduğundan kaç anne haberdar ve kaç anne çocuğunu bu şeyleri göz önüne alarak yetiştiriyor?
Çevremde görmüş olduğum annelere bakarak söyleyebilirim ki, birçoğu habersiz ya da haberli ama ne yapacağını bilmiyor. Çünkü anne ve kadın olmak arasında sıkışıp kalmışlar. Kendi yaşantılarındaki eksiklikleri ve korkuları çocukları üzerinden tamamlamaya çalışıyorlar ve bunun adını da anne sevgisi olarak koyuyorlar.
Kendisi doktor, mühendis, mimar vs. olmak istemiş ama bir şekilde olamamış anneler kendi hayallerini çocuklarının üzerinde gerçekleştirmeye çalışarak tatmin oluyorlar. Ya da olmaya çalışıyorlar.
Kendi hayatlarındaki başarısızlıklarını çocuklarının başarıları ile kapatmaya çalışıp, başarılı bir anne sıfatına sahip olmak için didinip duruyorlar.
Her anne çocuğu için en iyisini ister.
Her anne çocuğu için en iyisinin ne olduğunu gerçekten biliyor mu? Gerçekten çocuğu için mi yoksa kendisi için mi en iyi olanı istiyor? Bu ayırımı yapabilecek farkındalığa sahip mi?
Her anne fedakardır.
Her anne gerçekten fedakar mıdır? İleride seni 9 ay karnımda taşıdım diye başlayan nutuklar atmadan bunu başarabiliyor mu? Bu fedakarlığının bedelini bir ömür boyu çocuklarına yük olarak taşıtan anneler yok mudur? Bir ömür boyu suçluluk duygusu altında ezilen bireylerin sorumlusu anneler değil midir?
Geçenlerde hastane koridorunda bir olaya şahit oldum. Anne 3 yaşlarındaki çocuğunu elinden tutup çekiştirerek şöyle diyordu; bak senin için sabahtan beri hastanede koşturup duruyorum bunları bana nasıl ödeyeceksin bakalım.
Sanki çocuk sırf annesine eziyet olsun diye hastalanmış ve anne de sırf ileride karşılığını görmek için onu hastaneye getirmiş.
Yine aynı şekilde, “yemek yemezsen ben üzülürüm hasta olurum” diyen anne, çocuğuna ne büyük bir kötülük yaptığının farkında mıdır acaba?
Bu kadar ağır yükleri bir çocuğa yüklemek gerçekten annelik midir?
Annenin görünürde niyeti çok iyidir. İster ki çocuğu yemek yesin ve sağlıklı olsun. Ama bunu sağlamaya çalışırken yaratmış olduğu duygunun farkında değildir.
Her çocuk doğuran anne olabilir ama annelik ayrı bir sanattır. Nasıl bir işin eğitimini almadan o işi yapamıyorsa insan, annelik için de bir eğitim verilmesi gerekir diye düşünüyorum.
Bütün annelerin anneler günü kutlu olsun.