Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Temmuz '06

 
Kategori
Şarap
 

Artemis Vincent

Artemis Vincent
 

Şarap yazılarımın okuyucularımdan yoğun ilgi görüyor olması beni inanılmaz mutlu ediyor. Bu nedenle şarapla ilgili görüş ve düşüncelerimi paylaşmaya büyük bir zevkle devam ediyorum. Bundan önceki yazılarım genelde olumlu yazılardı ancak maalesef bu yazımda çok da hoş konuları aktaramayacağım size.

Çok uzun olmayan bir süre önce Türk marketlerinin ve butiklerinin şarap raflarında dünya güzeli yöremiz Şirince’de faaliyet gösteren Artemis Şarapçılık’ın ürünleri boy göstermeye başlamıştı. Tabi sıkı bir gurme olduğu iddiasında olan ben, hemen ürünleri tanımaya başladım. Ve genel olarak Artemis Şarapları konusunda olumlu kanaatlerim oluşmaya başladı. Ancak bir Şirince Vincent Sek Kırmızı’sını açana ve sonrasında gelişen olayları yaşayana kadar.

Karşıyaka-Çiğli bölgesinde faaliyet gösteren büyük marketlerimizin birinden üç şişe Vincent Sek Kırmızı satın aldım. Daha önce de denediğim ve –segmentine göre- beklediğimden çok daha iyi bulduğum, yoğun meyve aromalarına sahip, damakta çok hafif baharat tatlarının yanında daha yoğun fresh lezzetler bırakan, özellikle sarmısak ve domates soslu, diri pişirilmiş spagetti ile muhteşem bir uyum gösteren, tipik ve hoş bir sofralık şaraptı.

Akşam yemeğine gelen misafirlerimiz için, kendi ellerimle hazırlamış olduğum özel sosumla servis ettiğim spagettinin yanında birinci şişeyi açtım. Her zaman olduğu gibi konuklarımdan önce ben bir tadım yaptım ve sirkeleşmiş şarabı tekrar tükürmem an meselesi oldu. Misafirlerime karşı düştüğüm durum hiç de hoş değildi takdir edersiniz. Daha sonra diğer iki şişe açıldı ve onlarda bir problem yoktu.

Bu olay üzerine Artemis yetkililerine yukarıda sizlerle de paylaştığım olayı, görüş ve düşüncelerimi anlattığım bir mail attım. Problemin şişelemeden kaynaklanan, büyük bir ihtimalle mantarındaki bir problem nedeni ile hava almasından dolayı bir sirkeleşmenin söz konusu olduğu yolundaki yorumumu da yazıma ilave ettim. Ürünü aldığım marketi ve tarihi, ürün kodunu, şişeleme ve dolum-parti kodlarının da olduğu tam ürün bilgisini de kendilerine yazdım.

Amacım, bu konularda hassas ve ilgili olduğum için, piyasaya yeni giren ve ürünlerinin kalitesini de genel olarak beğendiğim bir firmanın bu tip ayıplı ürünleri konusunda geribildirim alabilmesi ve verdiğim bilgiler doğrultusunda da kendilerini geliştirme imkanı bulabilmesi idi. Zaten ben ürünü, satın aldığım büyük hipermarketimize, dökmek yerine götürmüş olsam, ikinci bir soru dahi sormadan yenisi ile değiştirirlerdi.

Yazımın üstünden yaklaşık bir hafta kadar geçmişti ki Artemis’ten bir yetkilinin cevabi maili geldi. Yazıda özetle, bahsettiğim şarabın en ucuz ve sofralık diye tabir ettikleri şarapları olduğu, satın aldığım yere götürmem durumunda yenisi ile değiştirebileceğim yazıyordu.

Böyle bir cevapla karşılaşınca tüylerim diken diken oldu. Üzüldüm, Şirince adına, İzmir adına ve Türk şarapçılığı adına üzüldüm. Tekrar aynı kişiye geri dönmek lüzumunu dahi hissetmedim. Bir şarabın, sofralık şarap olması ve fiyatının da diğer ürünlerine göre daha uygun olması, o şarabın ayıplı olmasının bir gerekçesi, gerekçesi olmasa bile doğal bir sonucu olabileceği düşünülüyordu. Bir özür dahi dilenmiyor, bir teşekkür dahi edilmiyordu.

Çok çok iyi ve olumlu Türk şarapçılık örneklerimizin yanında maalesef bu şekilde hoş olmayan olayları da yaşıyoruz. Umarım üzümün, üzümcülüğün ve şarapçılığın anavatanı olan bu topraklardaki işletmelerimiz bu konuya sonradan girmiş ama Anadolu’yu kat kat geçmiş olan Fransa, Bordeux, İtalya, Toscana, Kaliforniya, Avustralya gibi rakiplerinin tekrar önlerine geçebilirler.

Çok bilinen bir Türk şarabının şişe etiketinde bir kaya anıtı resmedilir. Bu anıt tarihin ilk yazılı kaya kabartmasıdır. Hititler tarafından yapılmıştır ve cennet bir Anadolu köyü olan İvriz’de bulunur. Kaya kabartmasında Bereket Tanrısı, Hitit Kralına bir elinde buğday-arpa başakları, diğer elinde de üzüm salkımı sunmaktadır. Şarabın da, biranın da anavatanı bu topraklardır. Ama bizler birçok konuda olduğu gibi bu konuda da dünya mirası değerlerimizi maalesef başkalarına kaptırmanın ebleh yansımalarını yaşamakta ve işin daha kötüsü bundan haberimiz bile olmamaktadır.

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..