Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Mayıs '08

 
Kategori
Psikoloji
 

Aşağılık komplekslerimizi nasıl yeneriz

Aşağılık komplekslerimizi nasıl yeneriz
 

Yazımın sonunda söyleyeceğimi şimdiden söyleyeyim de rahatlayayım: "Benim aşağılık kompleksim yok, kendimle barşık bir insanım." sözü bana hiç inandırıcı gelmez.

Ergenlik çağına girmemizle birlikte bu duygumuz su yüzüne çıkar ve kişilğimizin şekillenmesinde mimarbaşı olarak görev alır; çünkü "kişilik" dediğimiz kavram aslında buz dağının üstünde gördüklerimizle tarif ettiğimiz bir tanımlamadır. Onun aslını görmemiz çok zordur.

İşte buz dağının bu görünen kısmını da komplekslerimizin belirlediği boyalarla boyayıp maskelerle kapatırız ki zaten görünmesi imkansız olan komplekslerimizi iyice örtelim, kimse bizim ayıplarımızı, kusurlarımızı fark etmesin.

Hepimizin bildiği bu durumların bohçasını bir açalım bakalım:

Zararsız Kompleksler

Boyum kısa kompleksi: Hele sevdiğiniz, igi duyduğunuz kişiden kısaysanız ortalama bir boya sahip olsanız bile vay halinize... Kadınsanız topuklu ayakkabıyla paçayı yırttınız ya erkekseniz... Fotoğraf çektirirken genellikle objektife sığmıyoruz bahanesiyle çömelip durumu kurtarmaya çalışırlar. Bu boy meselesi yüzünden pek çok aşk başlamadan biter. Hadi itiraf edelim çoğumuz uzun boylu bir kadınla kısa boylu bir erkeği gördüğümüz zaman güleriz. Kadının kısa boylu olması hoş karşılanabilir; ama erkeğinki asla. Erkek güçlüdür ya...

Çirkinim kompleksi :Güzel ne ki sorusunun herkese göre değişebileceğini unutup kendimizi topluma "güzel" olarak sunulan "et paket"leriyle karşılaştırıp çirkin olduğumuz yargısına varırız. Ölçüt bellidir: Vücut ölçüleri, saçlarımız, dizi oyuncularının yüzleri... Kendi fotoğrafımız bu oyunculara benzemiyorsa ayvayı yedik. Parası olanlar için estetik cerrahlar işi biraz kolaylaştırır. Romalı heykeltıraşlar gibi çalışıp kayadan heykel yontmaya çalışırlar. Ama bu duruma toplumun oluşturduğu bir teselli vardır: "Önemli olan ruh güzelliği." Ne var ki bu ruh güzelliğinin de bir ölçütü yoktur. Yok edilemeyen komplekslerin en önemlilerinden birdir bu.

Şişmanım kompleksi: Özellikle kadınların en büyük takıntılarından biridir. Sanki şişman olunca sevgilisinin kolu belini sarmayacak, sanki boy -kilo oranı tam olunca daha iyi sevişecek gibi... Kadınlarımız özellikle yaza girerken diyetten diyete koşarlar.

Göğsüm küçük, sarkık, düz; kalçam büyük, düz vs.. kompleksi: Bu da moda dergilerinin ya da sabah programlarının yarattığı bir komplekstir. Bir sevgili edinince kendiliğinden geçer.

Ellerim terliyor kompleksi: Bunlar kendilerini terledikleri için iğrenç bir uzaylı gibi görürler; ama ıslak sevenler de vardır.

Zararlı Kompleksler

Zararlı komplekslerin çoğu erkeklerde vardır. Bunların kaybolması çok zordur; çünkü bunlar çocukluktan itibaren erkek egemen toplumun kendi türdaşlarının beynine kazıdığı ve pek çok erkeği sakatladığı travmaların sonucudur. Bu kompleksler genellikle bastırılır ve bir gün patladığında çevreye zarar verir.

Şey kompleksi: Haydar Dümen köşesinde defalarca yazmasına rağmen erkekler bu komplekslerini bir türlü yenemez; çünkü şey sadece seks nesnesi değil güç göstergesidir. Erkekler arasında güçlü olmanın neredeyse tek ölçütüdür. Bu yüzden erkekler evlenecekleri kadının bakire olmalarını isterler. Ya kızın eski sevgilisinin şeyi şeyse... Gitti iktidar, güç... Bunu çağdaşlık adına kabullenenlerin çoğu da hep bu karşılaştırılmanın yapılacağı anı bekler. Şeyi şey olmayan erkekler bu muhabbet açıldığında hemen konuyu değiştirir, hakim oldukları bir konuyu açarak konuyu değiştirir.

Espri yapamıyorum kompleksi: Espritüel kişiler hızlı düşünme ve yaratıcılık özelliklerini esprileriyle ortaya koyarlar bu da onları bulundukları toplumda güçlü, karizmatik kılar. Bu yönü gelişmemiş insanlar espritüel kişileri sürekli küçük düşürmeye çalışarak ortamı gerer. Bunlar sürekli mizah dergileri, fıkra kitapları okuyarak açıklarını kapatmaya çalışırlar. Bir ortamda birileri sürekli konuyu değiştirmeye çalışıyorsa bilin ki böyle bir problemi vardır.

Ben bu kitabı da okumadım kompleksi: Özellikle entellektüel ortamlarda bulunan insanların yaşadığı bir durumdur. Sohbet sırasında doğal olarak okuduğu kitaplardan bahseden biriyle karşılaşınca böyleleri kendilerinin cahil olduğu duygusuna kapılarak:
"Adını hatırlamıyorum;ama şöyle bir söz okumuştum."diyerek kendilerini gülünç duruma sokarlar.

Ben her kitabı okudum kompleksi: Kendilerine ait bir fikri olmayan, yaratcılıktan nasibini almamış kişiler entellektüel yönlerinin ne kadar güçlü olduğunu göstermek için sürekli alıntı yaparlar.Böylece çok okuduklarını ispatlamaya çalişırlar. Böyleleri hiç seks yapmayıp sürekli erotik film seyredip bunları anlatan seks canavarları gibidir.

Komplekslerimizi Nasıl Yeneriz

*
Önce kendimizi sevmeliyiz.Kendimizi kendimiz olduğumuz için sevmeliyiz.Başkalarının ya da toplumun istediği biri olduğumuz için değil.

* Aşağılık kompleksimiz olduğunu kabul edeceğiz ; çünkü kabul etmediğimiz bir duyguyu nasıl uzaklaştırabiliriz ki?

*Bizi olduğumuz gibi kabul eden insanlarla yakın ilişkiler kurmalıyız .Unutmayın sizi güzel bulduğu için sizinle birlikte olan biri daha güzelini bulduğunda, yakışıklı olduğunuz için birlikte olan biri de daha yakışıklısını bulduğunda sizi terk eder.

Bedenimizi seveceğiz; sevişen, bedenimiz değil duygularımızdır (http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=110736)şehvet ve şefkat isimli bloğumda belirttiğim gibi şehvet etle doyan içimizdeki hayvandır.

*Bazı komplekslerimizi yenmemiz imkansızdır, onlarla yaşamayı öğreneceğiz. Mesela benim komplekslerimden biri "Niçin benim bloglarım çok okunmuyor?"

Öğreniyorum...
 
Toplam blog
: 114
: 1620
Kayıt tarihi
: 01.08.07
 
 

1964'te Ankara'da doğdum. Meslek lisesinin elektrik bölümünü bitirip fabrikada ve şantiyede çalıştım..