Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ekim '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Aşk kadına da yakışır...

Aşk kadına da yakışır...
 

Bir varmış bir yokmuş gibi başlamış hayatı kadının. Bir varmış bir yokmuş misali doğmuş, bir varmış bir yokmuş misali yaşamış.

Gün gelmiş birileri artık onu farketmeye başlamış... Büyümüş, fiziksel olarak genç bir kız olmuş.

Derken evlendirivermişler istemek istememek nedir bilmeden kızcağızı...

Ahlaklıydı kızımız. Hem de çok ahlaklı. Büyükleri derlerdi ki "ordunun içine girse sağlam çıkar", "erkek gibi doğru sözlü"...

Erkek gibi olmak neden doğru olarak öğretilmişti? Tüm erkekler doğru-düzgün insanlarmıydı? Neden düzgün bir insan denilmiyordu da "erkek gibi" deniliyordu?

Oysa erkeklerde de doğru düzgün insan olma yarışı yoktu ki...

İnsanları, yani kadın ve erkekleri hem bu şekilde yetiştireceğiz, bu şekilde görünmez bir aşağılanma ve görünmez bir yüceltilme işlenecek beyinlere, sonra bu iki cinsen bir arada yaşamasını isteyeceğiz.

Hatta ve hatta, arada birbirlerine aşık bile oluyorlar ya... Bu nasıl mümkün? Aşka kim inanır? Aşk kadına yakışır mı artık? Hele de "üstün cinsiyet" erkekte iğreti durmaz mı?

Erkek ki; ezilip, bükülmez, ağlamaz, üzülmez, aşk acısı ona göre hiç değildir. Çünkü erkektir. Makamı vardır, mevkisi vardır, parası vardır, pulu vardır. Bir kadıncağız onu severse de, sırf bunlar için sevecektir. O nedenle bu aşk-sevgi işini fazla da ciddiye almaya hiç mi hiç gerek yoktur.

Ya da erkek denen cinsiyet henüz hayatının başında iken konmuştur aşk veya sevgi kuşu yüreğine. Ama hani ona öğretilmişti ya: "Erkek olmak, güçlü kuvvettli olmak, kadını elinde tutmanın yolları veya aşkın, boş verrrrr denen ve kadınların zaten sevilecek cinsiyetler olduğu ve işini gücünü ayarladıktan sonra, makamı mevkiyi bulduktan sonra ne aşklarrrrr ne kadınlar bulacağı..."

İşin ilginç yanı, çoğu aşk ve sevgi şiirlerinin erkekler tarafından yazılmış olması...

Neden acaba böyledir? Belki de yüzüstü bırakıp gittikleri sevgilerine mi ağıtları? Makam mevkileri, para hırsları yüzünden aşık olduklarına inanamadıkları kadınlara mı ağıtları? Erkek oldukları için kendilerine tuzak kurulduğu düşüncesiyle yaşatamadıkları aşklarına mı ağıtları ve yazdıkları sevgi şiirleri hep HAYAL ETTİKLERİ ama bulamadıkları sevgililerine mi?...

Erkek gibi olmak mı? İnsan olup, iki cinsi olduğu gibi kabul etmek mi? Birbirlerine ihtiyacı olan iki cinsin birbirine güvenmesi mi? AŞK ve SEVGİ çıkmazını aşmak...

Hiçbir önyargısız ve gönüller dolusu aşklar olsun herkese...

 
Toplam blog
: 41
: 784
Kayıt tarihi
: 23.08.07
 
 

Üniversiteyi bitirdiğimden ve işe başladığımdan bu zamanabir hayli yıl geçmiş:). Bir de baktım ki em..