- Kategori
- Aşk - Evlilik
Aşk nedir diyenlere
Hep bir aşık olduğumuzu düşündüğümüz zamanlar vardır... İlkokulda ben Sabah andımızda mikrofonu elele tuttuğum kişiyi sever, öğle tatilinde bahçede kovalamaca oynadığım çocuğa takılır, beden dersinde en çok gol atan erkeğe bağlanır, akşam da “örtmen yarına ne ödev verdi” diye aradığım çocuğun ertesi gün dansa davette beni seçmesi için yanar tutuşurdum. Hayır yani kur desen de yok ki şekerim, insan aşık olduğu insana “asım kasım kesmek lazım.” Ya da ne bileyim “ayıp ettin Şemsettin, vidaları gevşettin.” Der mi? Ben derdim. Sonra da kafama vurunca “o da beni seviyo” tripleri var elbet.
Büyüdük. Anlamı biraz daha değişti aşkın. Böyle jölemsi yapıda, hem vıcık vıcık hem nereye çeksen uzar, garip bi kıvamda; Oysa bu kadar büyütmeye gerek yok. Bi akıl fikir sahibi olmak lazım. Ask ne duyguların en asili; ne insanın ayaklarını yerden kesen bir büyü ne de mutlulukların en fazlası.
Olsa olsa bir göz kusuru, algıda yanılsama. Böyle öksürmek, konuşmak, hoppadanak yaşamak gibi. Hangi birimiz aşık olunca içimizde oluşan o sıcaklığı araba yokuştan aşağıya hoop diye kayınca ya da tam uykuya dalarken düşermiş gibi olunca hissetmiyoruz ki. Bu yüzden bırakın o asil duygu lafını allasen, 4 tekerlekli bir şahin içindeyken de oluşuyorsa o duygu, hele hele gidince giden adam kadar acıtmıyosa o şahin içini. Bence aşk odur. Olsa olsa…
Simdi bırakın çok aşığım triplerini lütfen. Almanlar gibisiniz canım, aşkınız yenilince siz de yenilmiş sayılıyorsunuz.
Gün olur devran döner, o çok aşıkken öpüp sarıldığınız sevgilinizin gömleğini, yıkamaktan gına gelirse içinize, olur olmaz her gece ağrırsa başınız, o uyurken izlemeye kıyamadığınız büyük aşkınız filmin en güzel yerinde başlarsa horlamaya salonda ve de sadece elektrikler gidince gelirse aklınıza romantik geceler için aldığınız mumu yakmak aklınıza ben geleyim. Elimde cetvelim, kara tahtada size bir şey okutuyorum:
“Aşık Veysel' e sormuşlar: aşk nedir? Üstad cevap vermiş: oğlan kızı sever kavuşamaz aşk olur.”