- Kategori
- Felsefe
Aşk veTozlaşma

Aşk çiçeği açıpta, sevgi tohumlarını düşürdüyse gönül toprağıma..
Biliyorum ki o tohumlar mutluluğa gebe kaldı çoktan. Saadet pınarından süzülen yaşlarımız verecek can suyunu ilk.
Ve ıslak bakan gözlerimizdeki pırıltılardan alacak gün ışığını.. Ama yine biliyorum ki, yürürken doğuma doğru.. Nemini bazen de hüznün gözyaşında bulacak.
Bazen kaygı ayazında büzüşse de kabukları.. Huzurun sıcaklığında gevşeyip çatlayacaklar sonra için için.
Umut olup, yan yana filizlenecekler toprağım(ız)dan..
Biliyorum..
Arzu rüzgarlarıyla sallanırken sağa sola.. Şehvetin fırtınasında sarılacaklar birbirlerine.. Tekfiliz olacaklar..
Ve kenetlenerek birbirlerine.. Öylece kalacaklar..
Kalacaklar..
Kalacaklar..
Hayaller yağacak damla damla, çiğ misali üzerlerine..
Hatta…
Hatta bazen ümitsizlik kırağısı üşütecek belki de, kim bilir?
Ama, gönül toprağı(mız)dan burcu burcu yükselen sıcaklık, çözüverecek kırağının pusunu.
Ve sonra bir kelebek konacak üzerlerine aniden.. İçecek mutluluk damlasını kana kana..
Kanatlarının ebem kuşağında uçacak..
Uçacak..
Uçacak..
Ve sonra badem çiçeğini öpecek ıslak ayakları..
Badem çiçeği mutluluğa gebe tozunu sürecek ayaklarına..
Ve mevsimler boyu bu döngü sürecek..
Sürecek..
Sürecek.