- Kategori
- Deneme
Atatürk' ten bize altın tepside sunulan haklar

www.çanakkalemerkeziook12.tr
Sevgili Atam, Türk kadınları olarak bize sağladığın haklarımız için minnettarız, haklarına sahip çıkmaktan aciz olanlar, hatta haklarını reddedenler için ise üzgün.
Dünyanın birçok ülkesinde kadının adı yokken seçme-seçilme, kılık-kıyafet, kadının sosyal hayatta var olması gibi birçok hakkımızı altın tepside sunduğun için binlerce teşekkürler.
Biz Türk kadınlarını erkeklerle eşit haklara sahip insanlar olarak görmek istedin. Birey olmamızı istedin. Kendi irade ve kendi aklı ile haklarının bilincinde insanlar olmamızı istedin. Bunun yolunu açtın.
Kendi adıma sonsuz minnettarım.
Öte yandan bugün hala bu hakların bilincinde olmayan, bu hakları kendine reva görmeyen, bir takım siyasi güçlerin savurduğu kadınların, Cumhuriyet tarihinden geriye düşmek için çabalaması akıl tutulması mıdır? Yoksa kadının kendine ihanetimidir? Bilemiyorum.
Atatürk Cumhuriyeti kurduktan kısa bir süre sonra halkı çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmak için sosyal devrimlerini hemen devreye sokmak ister. Yakın çevresindekilere, devrimler için bekleyecek zaman olmadığını söyler. Bunları zamana yayarsa sonuç alamayacağını farkındadır. Çok da haklıdır. “Mustafa” filminde de bu ifadeler zaten yer alıyor.
Batının yüzyıllarca süren uygarlık seviyesini yakalamak için insanların evrilmesini beklemek çok daha sancılı olacaktır. Bunun bilincinde olan Mustafa Kemal hızla harf devriminden kılık- kıyafet devrimlerini kadar insanımızın sosyal-kültürel yapılanmasını çağdaş düzeye çıkarmak ister.
Sosyal hayata yönelik giyim tarzı, kutlama gecelerinde kadınlı - erkekli dans partileri ile sosyal mesajlar verir. Evlat edindiği küçük Ülkü ile verdiği pozlarla, çocuklara verdiği değeri gösterir.
Manevi kızı Sabiha Gökçenin pilot olmasına önayak olmuştur. Aynı zamanda dünyada ki ilk kadın savaş pilotu olan Sabiha Gökçen aracılığıyla kadınların toplumsal hayatın her alanında görev yapabileceğini göstermiştir. Böylece Türk kadınına verdiği cesareti göz ardı edemeyiz.
1930 lu yılların başında meclisteki kadın milletvekili sayısı günümüzdekinden çok daha fazlaydı. Bize bıraktığı Türkiye cumhuriyetinin durumu 75 yıl önce böyleydi.
Atatürk’ü kaybedeli 70 yıl oldu.
Atatürk bugünleri izliyorsa eğer, eminim kemikleri sızlıyordur.
Atatürk'ün annesi Zübeyde hanımın mezarını da emanet ettiği bir İzmir/ Karşıyakalı olarak kadının birey olma bilincinin en yüksek olduğu bir kentte bile kafasının içi dışından daha alacalı kadınların çoğaldığını görmek ciddi endişeler yaşatıyor.
Kafasının içi dışından daha da kapalı olan sözde okumuş-yazmış kadınların durumunu çözmek ise çok bilinmeyenli denklem çözmekten daha zor.
Kendini en insani haklarından mahrum etmek için direnmesi, aklın alacağı şey değil.
Kadının kendi hayatını daraltan taleplerle özgürlük istediğini savunması ise ironik bir durum.
Kim bilir belki de ağır bedeller ödemeden elde ettiğimiz bu haklarımızın kıymetini, hala algılayamıyor bazı kadınlarımız.