- Kategori
- Sivil Toplum
Aynaya bakın...

Evet aynaya bakın aynaya...
Hani gencecik yaşta toprağa verdiğimiz şehitlerimiz için ağlıyorsunuz ya!
Ağlamadan önce aynaya bakın.
Hani PeKaKa katillerini koruyup, onlara yardım ediyorlar diye AB ye, ABD ye ve Kuzey Iraktaki peşmerge bozuntularına kızıyorsunuz ya!
Kızmadan önce aynaya bakın.
Hani ( bazı Soros yazarlarının gazına gelip) bu akan kanlardan Ordumuzun komutanlarını sorumlu tutmaya kalkıyorsunuz ya!
Önce bir aynaya bakın.
Hani ülkemizin bankalarını , fabrikalarını, haberleşme kurumlarını, en değerli arazilerini , rafinerilerini, demir çelik fabrikalarını haraç mezat satın alıyorlar diye...
Borsanın %75 ine hakim olup, istedikleri gibi oynuyorlar diye...
Dışarıdan getirdikleri dolarlarına dünyanın en yüksek faizini alıyorlar diye...
Siz kazandığınız her kuruşun vergisini ödemek zorunda kalırken, onlar bu kazançları için hiç vergi ödemiyorlar diye...yabancılara kızıyorsunuz ya!
Kızmadan önce aynaya bakın.
Ülkemizi kapı kulu gibi görmek istiyorlar diye...
Önümüze olmadık koşullar koyuyorlar diye...
Kıbrıs'ı elimizden almak istiyorlar diye...
Ermeni soykırımı tasarılarını birer ikişer parlamentolarında kabul ediyorlar diye...
Ülkelerine gitmeye kalktığınızda uyguladıkları vizelerin yanısıra , gümrük kapılarında, hava alanlarında ulusal onurumuzu zedeleyen davranışlarda bulunuyorlar diye...
PeKaKa ya , onun elebaşlarına , yayın kuruluşlarına ülkelerinde yaşama şansı tanıyorlar diye...
AB ülkelerine kızıyorsunuz ya!
Kızmadan önce bir aynaya bakın.
22 Temmuz seçiminden sonra ülke gündemine oturan konular sizi rahatsız etmeye mi başladı?
Yeniden ve bilinçli olarak alevlendirilen türban tartışmaları...
Son zamanlarda dilimizden düşmeyen mahalle baskıları...
Otobüslere namaz molası verdirme gayretleri...
Ramazanda kapatılan yemekhaneler...
Laik rejimin dibine dinamit koyan anayasa taslakları...
Tüm bunlara bakıp bir endişe, bir kızgınlık mı duyuyorsunuz yoksa?
Kızmadan önce bir aynaya bakın.
Memurlara yapılan komik zam...
Cumhurbaşkanlığı ödeneğinin %63 artırılması...
Milli Savunma bütçesi %1, 5 arttırılırken Diyanet İşleri bütçesinin %21 arttırılması...
Milletvekillerinin telefon giderlerinin meclis tarafından ödenmesi...
Bütçenin yarıya yakının borç ödemelerine ve faize gitmesi...
İhalelerin nedense hep yeni türeyen yeşil sermaye şirketlerine verilmesi...
Maliye bakanının oğlunu yumurta ticaretine...
Başbakan ın oğlunun deniz ticaretine girmesi...
Ve babalarının bu duruma " ne olmuş yani?" demesi...
Sinirinizi mi bozmaya başladı yoksa?
Sinirlenmeden önce aynaya bakın.
Evet...
AB'ye, ABD'ye, Peşmergeye, PeKaKa ya, kanımızı emen yabancı sermayeye, arap sermayesine, bölücüsüne, gericisine, üçkağıtçısına, sahtekarına, beleşçisine...hepsine kızın.
Bu ulusun, bu toprakların, bu vatanın üzerine bunların birer kene gibi yapışmasına seyirci kalan, yetersiz, yeteneksiz, bilgisiz yönetenlerimize de kızın.
Ama kızmadan önce...
Üzülmeden önce...
Ağlamadan önce..
Bir aynaya bakın.
Gözbebeklerinizden içinizi görün.
Önce geçmişe bir uzanıp 22 Temmuz'da nasıl oy kullandığınızı hatırlayın.
Sonra vicdanınıza ulaşın.
Sorun ona ;"Rahat mısın?" diye.
Yine ağlayın şehitlerimize.
Yine üzülün ülkemize.
Ve yine kızın...
Diğerlerine ya da kendinize.
Hani gencecik yaşta toprağa verdiğimiz şehitlerimiz için ağlıyorsunuz ya!
Ağlamadan önce aynaya bakın.
Hani PeKaKa katillerini koruyup, onlara yardım ediyorlar diye AB ye, ABD ye ve Kuzey Iraktaki peşmerge bozuntularına kızıyorsunuz ya!
Kızmadan önce aynaya bakın.
Hani ( bazı Soros yazarlarının gazına gelip) bu akan kanlardan Ordumuzun komutanlarını sorumlu tutmaya kalkıyorsunuz ya!
Önce bir aynaya bakın.
Hani ülkemizin bankalarını , fabrikalarını, haberleşme kurumlarını, en değerli arazilerini , rafinerilerini, demir çelik fabrikalarını haraç mezat satın alıyorlar diye...
Borsanın %75 ine hakim olup, istedikleri gibi oynuyorlar diye...
Dışarıdan getirdikleri dolarlarına dünyanın en yüksek faizini alıyorlar diye...
Siz kazandığınız her kuruşun vergisini ödemek zorunda kalırken, onlar bu kazançları için hiç vergi ödemiyorlar diye...yabancılara kızıyorsunuz ya!
Kızmadan önce aynaya bakın.
Ülkemizi kapı kulu gibi görmek istiyorlar diye...
Önümüze olmadık koşullar koyuyorlar diye...
Kıbrıs'ı elimizden almak istiyorlar diye...
Ermeni soykırımı tasarılarını birer ikişer parlamentolarında kabul ediyorlar diye...
Ülkelerine gitmeye kalktığınızda uyguladıkları vizelerin yanısıra , gümrük kapılarında, hava alanlarında ulusal onurumuzu zedeleyen davranışlarda bulunuyorlar diye...
PeKaKa ya , onun elebaşlarına , yayın kuruluşlarına ülkelerinde yaşama şansı tanıyorlar diye...
AB ülkelerine kızıyorsunuz ya!
Kızmadan önce bir aynaya bakın.
22 Temmuz seçiminden sonra ülke gündemine oturan konular sizi rahatsız etmeye mi başladı?
Yeniden ve bilinçli olarak alevlendirilen türban tartışmaları...
Son zamanlarda dilimizden düşmeyen mahalle baskıları...
Otobüslere namaz molası verdirme gayretleri...
Ramazanda kapatılan yemekhaneler...
Laik rejimin dibine dinamit koyan anayasa taslakları...
Tüm bunlara bakıp bir endişe, bir kızgınlık mı duyuyorsunuz yoksa?
Kızmadan önce bir aynaya bakın.
Memurlara yapılan komik zam...
Cumhurbaşkanlığı ödeneğinin %63 artırılması...
Milli Savunma bütçesi %1, 5 arttırılırken Diyanet İşleri bütçesinin %21 arttırılması...
Milletvekillerinin telefon giderlerinin meclis tarafından ödenmesi...
Bütçenin yarıya yakının borç ödemelerine ve faize gitmesi...
İhalelerin nedense hep yeni türeyen yeşil sermaye şirketlerine verilmesi...
Maliye bakanının oğlunu yumurta ticaretine...
Başbakan ın oğlunun deniz ticaretine girmesi...
Ve babalarının bu duruma " ne olmuş yani?" demesi...
Sinirinizi mi bozmaya başladı yoksa?
Sinirlenmeden önce aynaya bakın.
Evet...
AB'ye, ABD'ye, Peşmergeye, PeKaKa ya, kanımızı emen yabancı sermayeye, arap sermayesine, bölücüsüne, gericisine, üçkağıtçısına, sahtekarına, beleşçisine...hepsine kızın.
Bu ulusun, bu toprakların, bu vatanın üzerine bunların birer kene gibi yapışmasına seyirci kalan, yetersiz, yeteneksiz, bilgisiz yönetenlerimize de kızın.
Ama kızmadan önce...
Üzülmeden önce...
Ağlamadan önce..
Bir aynaya bakın.
Gözbebeklerinizden içinizi görün.
Önce geçmişe bir uzanıp 22 Temmuz'da nasıl oy kullandığınızı hatırlayın.
Sonra vicdanınıza ulaşın.
Sorun ona ;"Rahat mısın?" diye.
Yine ağlayın şehitlerimize.
Yine üzülün ülkemize.
Ve yine kızın...
Diğerlerine ya da kendinize.