Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Haziran '08

 
Kategori
Babalar Günü
 

Babamızın günü

Babamızın günü
 

sualtı bebekleri-milliyet.com


Babalar günü tarihçesi aslında zihnimizi fazla meşgul etmese ve konunun öznesine yönelmemiz daha anlamlı bir yaklaşım olur kanısındayım. Baba kelimesi biraz daha hoyratça kullanılan saygınlığının anne kadar korunmadığı bir kelime durumunda anımsanıyor olması "babalar günü" içinde bir psikolojik iticiliği, barındırıyor olması sonucunu doğuruyor olabilir.

Biliyorsunuz sıfat eklenen babalar ve baba kelimeleri ve adlandırmaları çoktur, ancak önceleri daha çok kullanılır olan; baba adam, babacan, babayiğit, baba(dini, tarikat-tasavvufi), deyim anlamlı baba sözcükleri çok konuşulurdu, sosyo ekonomik yapımız kapitalizme yöneldikçe olumlu içerikli baba kelimeleri adlandırma yatanaklariiçinda yer almamaya başladılar. Gerçi bu anlamda ki baba sözcüklerinin sosyal yapı çağrışımı, sosyalleşemeyen feodalite kültür egemeliğinin kaybolmamış olan cemiyetlerde yaygın olduğuda bilinmelidir.

Toplumda zamanla baba'nın yerini dayı alsa da modern tolumlarda ki bireysel vatandaşlık rüştünü yakalamak bir tarafa daha da geriye giden toplumumuzda sosyo ekonomik medeni haklarının takip ve yararlanılmasında ailenin babası rehber olarak unutulurken kamusal alanda dahi dini ve tasavvufi (tarikat) belki de kentlilik(hemşehrilik) örgütlenmeleri aracı babalık işlerine ikameliğe soyunmaktadırlar yada koyulmaktadırlar.

Aslında sevgi içerikli her girişim ve eylem desteklenmeyi gerektirir. Bu eğer aile bağları arasındaki samimiyeti ve içtenliği artırıcı bireylerin kucaklaşmasını temin ediyorsa ve hayatımızın evreleri hakkında bilinçlenmemize katkı sağlıyorsa soğuk kalmak mantıklı ve anlamlı olmayacaktır.

Baba: kuvvet, şefkat, koruma, ve aile koruyuculuğu görevi ile ailede sevgi kadar kuvvetinde temsilcisi durumundadır. Dünyada yaşam, yabandan esinlenerek tanımlanan orman yasalarının hemen her kanumda ve ortamda muhatabı olunan sosyal-medeni ve ekonomik şartlar içindeki güvence kaynağını oluşturmaktadır.

Bu durum elbette gelişmemiş toplumlarda görev çizgisini genişletmekte, modern ve medeni gelişmiş hak ve hukukun üstünlüğünün hakim olduğu toplum ve devletlerde daralmakta, hatta diğer aile fertleri ile eşitlenmektedir. Babanın yerini toplumsal düzenin temek hukuk kurallarına uygun yasaları ve buna göre yapılanan sistem üstlenmektedir.

Babalık neslin yenilenmesi açısından da kutsal ve biyolojik öneme sahip, Annenin ortağı durumundadır. Bu kutsallık manevi alanda Hiristiyanlık dininde yanlış inanışlara dahi neden olmuştur. Doğumun biyolojik sebebine ortak olan baba olduğundan Hz. İsa peygamberimiz babasız doğduğundan, yaratılışına manevi olarak neden olan Allah'ı anarken babam diyerek yaratılış sebebi olarak babası yerine sadece kelime (ad) olarak kullanmasını, daha sonra inananlarına yanlış anlamda aktarılması sonucu, Tanrı'yı da baba olarak telakki ederek Hz.İsa'nın tabirini 'asıl' olarak alıp, peygamberi Allah'ın oğlu olarak vasıflandırma hatasına düşmüşlerdir (inançlarına uygar olarak saygı duyarız). Ama bu anlayış nedeniye bir dinsel inanç sistemi değer yargıları açısından çok farklı etkiler doğurmuş olabilir!

Baba kelimesinin lügat anlamlarına girmeden sadece algılamada kalsak da doğurduğu yansıma etkiler çok önemlidir. Bizim kültürümüz babaya koruyucu şemsiye gibi görvleri çok genişletip imkan ve olanakların kaynağı olarak gördüğümüzden Devlet'e yada daha da somutlaştırıp cumhurbaşkanlarına da ve bazan diğer devlet erkinin üst düzey yöneticilerinede aynı anlamda baba ismini kullanırız.

Oysa bir biluğa ermemiş bir çocuğa baba'yı sorsak en yalın cevabı onlardan alırız herhalde. Gerçekten baba aslında çoçukların dünyaya gelmesine anneyle birlikte ortaklaşa neden olan ailenin bir ferdi. Ancak ataerkil aile geleneği olarak tolumda sosyolojik ilişkileri geleneksel olarak düzenleyen fiziki gücü nedeniyle soyut ve somut tehlikelere karşı güvence olan ve koruyan olarak bu bağlamda ailenin genel anlamda dış münasebetlerde reisidir.

Bu izahatlar muhakkak ki toplumların gelişmişlik durumları ve folklorik sosyal ve dini inanaçlarına göre farklılıklar gösterebilir. Ama şuda bir realite ve kesin olmasa da önemsenmesi gereken en yakın tecrübe ve bilgi kaynağıdır. Bu şu cümlelerle özetlenmektedir. Çocuk ilk yaşlarda herşeyi babam bilir derken orta yaşlara doğru ilerledikçe kendisininde bildiğini hatta babasından da iyi bildiğini düşünürken yaş ilerleyip belki babasını da kaybettiği yıllarda hayatın yaşanarak görülebilen gerçekleri karşısında babam gerçekten bilirmiş diye düşünmeye başlarmış. Babasına hak vermek gerektiğini anlarken babasınında geri gelmediğini belki kendisininde bu zamanlarının çoktan geçtiğini ancak farkında olduğu bilincine varırken, işin başında bilinenlerin yeniden keşfine ne gerek var, hayatta bir bilimdir deyip gereken önemi vermediğinin pişmanlığını duymamak lazımdır.

Baba, aile fertlerinin hertürlü gelişim ve toplum içindeki statüsü bakımından kendisine rakip görmediği ve kendisini geçmelerini arzuladığı yegane duyguların anneyle birlikte tek sahibidir.

Bu blog okuyucularından öğrenmek isteyenler için bu günün tarihçesini özetlemeden geçmeyelim. Her ne kadar modern çağ öncesinden bilimsel kanıtlarla genel bir saptama olmasa da istisna olarak değişik şekiller ve anlamlarda kutlamalar olsa da modern anlamda Babalar günü

“1910 yılında Washington'daki John Bruce Dodd'un 6. çocuğunun doğumu sırasında hayatını kaybeden annesinin ardından hayatını çocuklarına adayan babası William Smart'a özel bir gün armağan etmek amacıyla bu fikri ortaya attığını belirtiyor.

Babalar Günü ilk kez 19 Haziran 1910'da Washington'un Spokane şehrinde kutlanmış. Daha sonra diğer eyaletlere yayılmış. Ancak Babalar Günü resmi olarak 1924 yılında Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Calvin Coolidge'in desteğiyle kutlandı. 1966 yılında ise o dönemin başkanı Lyndon Johnson, her yıl haziran ayının üçüncü pazarının Babalar günü olarak kutlanacağını açıklayan bir bildiri yayımladı.”




nariçi


 
Toplam blog
: 376
: 1841
Kayıt tarihi
: 06.07.07
 
 

Hayat herkes için aslında yalnızlıktır. hiç kimsenin doğal garantisi yoktur. (Günlük atüel haberl..