Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ağustos '10

 
Kategori
Güncel
 

Balyoz “darbesi”, ülkeyi ve demokrasiyi kemirecek!

Balyoz “darbesi”, ülkeyi ve demokrasiyi kemirecek!
 

LEMAN'DAN


“Balyoz” davasının mahkemece kabul edilmesinin ardından verilen “yakalama” kararları, hukukta derin bir gediğin açıldığını gösteriyor.

Şimdiye kadar her şey hukukun çizdiği çerçevede gerçekleşiyor diye “Ergenekon” ve “Balyoz” davalarına kayıtsız kalanlar, bu son gelişmelerle Türkiye’de orduya karşı ciddi bir operasyon yapıldığına inanmaya başladılar.

Düşünebiliyor musunuz bir mahkeme, içinde kritik görevdeki generallerin de bulunduğu 102 subay için “kaçak” sıfatını kullanarak yakalama kararı veriyor.

Yani adresi, işi, telefonu, lojmanı belli olan bu kamu görevlileri yasaları ve hukuku öncelikle gözetmesi ve uygulaması gereken mahkeme tarafından “kaçak” diye tanımlanıp, polis marifetiyle mahkemenin huzuruna çıkarılmak isteniyor.

Bu subay personelden bir kısmının Yüksek Askeri Şura’da terfi bekleyenlerden olması “tasfiye” gibi başka kuşkuları da akla getiriyor olsa da, işin hukuk yanı çok daha önem kazanıyor.

Çünkü bu tip uygulamalar “ilk” olarak çıkıyor karşımıza.

Askerlerin görevleri nedeniyle sivil mahkemelerde yargılanmasının yolunu açan yasa maddesi Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğinden eski sisteme geri dönülmüştü.

“Darbe” girişimi gibi demokrasiye ve hukuk devletine karşı işlenen suçlarda, özel yetkili mahkemelerin yetki sınırı yeni yeni test ediliyor.

Bu uygulamaların demokrasiye ve insan haklarına ne tür bir kısıtlama getirdiği ya da getireceği bu davalar ve dava süreçleriyle yakından ilgili.

Görünen o ki hem “Ergenekon” hem de “Balyoz” davası sırasında başvurulan yol ve yöntemler, evrensel insan hak ve özgürlüklerini ciddi şekilde daraltıyor, yaralıyor.

Özellikle şüphelilerin öncelikle tutuklanması yoluyla hayata geçirilen adli kontrol sistemi demokrasi ve insan hakları için ciddi bir sınırlama etiketine dönüşüyor.

Bu şekilde hakları kısıtlanan, aylarca hatta yıllarca cezaevlerinde mahkemenin açılmasını ya da sonuçlanmasını bekleyen insanların yerinde kim olmak ister?

Rize’de gazetecilik yapan arkadaşım Gençağa Karafazlı bir yıldır mahkeme huzuruna çıkmak için hapishanede çile dolduruyor.

Belki ilk duruşmada tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılacak ve yine belki de mahkeme sonucunda aklanacak.

O zaman hapishanede mahkemeye çıkmak için beklediği 1 yılın hesabını kimler verecek?

Aynı şekilde siyasi faaliyet nedeniyle hapishaneye tıkılan ve dava dosyası hala mahkemeye sunulmayan öğrenciler geliyor aklıma.

Benzer örneklerini gördüğümüz şekilde, belki hepsi ilk duruşmada salıverilecek, belki bir gün bile ceza almayacaklar ama okul hayatlarındaki gecikmeler ve özgürlüklerine vurulan prangalar nedeniyle demokrasiye olan inançları tamamen bitecek.

“Balyoz” ya da diğer davalar nedeniyle hakların kısıtlanması, adil yargılanma gibi hukuk ve yargı alanındaki sorunlar, Türkiye’de ciddi bir yargı reformunun gerekliliğini dayatıyor.

Hükümetten ve yargı çevrelerinden beklenen bu reform için elbette öncelik siyasi otoriteye, hükümete düşüyor.

Hükümet hızlı ve adil yargılanmanın yolunu açacak anayasal ve yasal düzenlemeler yerine, YÖK’te olduğu gibi kendi adamlarını yüksek yargıya yerleştirmenin referandumuyla ilgileniyor.

Türkiye’de son beş gündür yaşanan “Balyoz” şokları, göstermelik de olsa AKP çevrelerinde “bu kadar da olmaz” tepkilerine yol açtı.

Ama en önemlisi, dava sürecinde yapılan uygulamalar, en alakasız insanların vicdanlarında yargıya, devlete dönük “güven bunalımı” gibi ciddi kaygılar oluştu.

Hukuka, siyasete, devlete olan güvenin aşınması çok tehlikelidir.

Buna son olarak İnegöl ve Hatay’da provaları yapılan iç savaş girişimleri de eklerseniz, yaşanan sürecin kendiliğinden değil, bir plan kapsamında yürütüldüğünü söylemek abartı olmayacaktır.

AKP hükümetinin kendine yontar tavrını gördükçe, “büyük bir aklın” planladığı senaryoyu yine büyük bir sağduyu mekanizması yani halkımızın geleneksel yaşam kültürü önlesin diye “dua edelim.”

 
Toplam blog
: 152
: 700
Kayıt tarihi
: 17.07.08
 
 

Trabzonluyum ve bu kentte yaşıyorum. Kamuda inşaat mühendisi olarak çalışıyorum. Resmi görevimin..