Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Eylül '06

 
Kategori
Müzik
 

Barış'a mektup...

Barış'a mektup...
 

-Barış Manço telefonda..

Eşimin sesi bir kez daha, ama biraz yüksekçe, odanın duvarlarına çarpınca; üzerime soğuk su atılmış gibi oldum. Bu sırada yeni yeni uyanmaya çalışıyordum!

-Ne! telefon mu? Barış Manço' dan mı, dalga mı geçiyorsun, dedim..

İnanmakla inanmamak arasında gidip geldim. Eşim bazen bu tür şakalar yapardı. Bunlardan birisi mi diye, düşündüm. Soluğu salonda aldım.

- 4x24 programına önümüzdeki hafta sizi bekliyoruz, atlayın uçağa gelin dedi Barış Manço; çabuk çabuk konuşması ile... Ben de kendimi anlatmanın derdinde idim.

Telefonun ahizesini yerine koydum. Heyecan ile merak duygularıma, umulmaz sevinç duygularım arkadaşlık edince; şaşkınlığım yüzüme vurdu herhalde..

Yazdığımız mektubun karşılığını almak beni mutlu etmişti. Ben kendimi anlatmanın değil; karşımdaki insanın beni anlamasında, nerede kopukluk yaşıyordum. Ama her zaman değil. Bunu bir türlü çözemiyordum.

İstanbul' a gittiğimde, kendimi yine ifade edebilmenin kulvarında buluvermiştim. Rahmetli, çok rahat tavırları ile; ' ben sizi anladım' deyivermişti... Bu hengamenin içinde sevgili eşi Lale Manço ile de tanışmıştım.

Programa çıkıncaya kadar, tanıdık, bildik bir insanın yaklaşımı ile bana güvendiğini hissettirmişti. İki şarkı söylemiştim.

Barış Manço, çok zeki, duyarlı, sorumlu çalışkan bir insandı. Şarkılarındaki melodiler, hikayemsi sözleri ile o kadar uyumlu idi ki; akıllarda kalmayı kolaylaştırıyordu. Verdiği mesajları çocuklar bile anlıyordu. Çocuklarımıza verdiği önemi ekranlara taşıyarak, geleceğimizi eğitmenin önemini vurguluyordu. O büyük adam şöyle diyordu espri ile karışık; 'İşte adam olacak çocuk' ...

Her çocuğun birey olmasında ilk adımlarının frekanslarını finalle noktalamayı başarıyordu. Puanlar vererek akıllara göndermeler yapıyordu: 'On, on, on, tam puan...'

Farklı ülkeleri, her renkten insanları, dinleri, ırkları kısaca kültürleri çabuk çabuk sözcüklerle anlatıyordu. Bizlere ne söylemek istiyordu? Demokrasinin sınırlarını evrensel duygu olan sevgide ve saygıda resmediyordu; anlatırken...

Bugün ben bunları neden yazdım?

Barışı BARIŞ MANÇO'da anlamak için..

İçimizdeki barış duygularının yok olmaması için sevgide buluşalım... Şarkılarında buluşalım...

'Unutmaki dünya fani, veren Allah alır canı!...'

 
Toplam blog
: 21
: 1615
Kayıt tarihi
: 15.08.06
 
 

Yaşamın ne kadar değerli olduğunun bilincinde, hatalarına gülebilen, İnsanlara değer veren, hayvanla..