Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

10 Ocak '11

 
Kategori
Haber
 

Başkan Sertel, "sert" konuştu: "10 Ocak, mücadele günüdür!"

Başkan Sertel, "sert" konuştu: "10 Ocak, mücadele günüdür!"
 

Başkan Sertel ve yazar Yazgülü Aldoğan


Türkiye Gazeteciler Federasyon Genel Başkanı ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel, “kaybedilen hakların geri kazanımı için gazetecilerin kendi haklarını savunma noktasında birlikte hareket edemediğini ve çaresiz kaldığını” söyledi.

50 yıl önce elde edilen hakları yeniden elde edene kadar 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nün “mücadele günü” olacağını ifade eden Başkan Sertel, bunun da ancak ortak bir mücadele ile mümkün olabileceğini ifade ile: "Sonuna kadar mücadele edeceğiz!" dedi.

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısı ile İzmir Gazeteciler Cemiyeti Lokali’nde düzenlenen bir törende, . İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel ” İçeride tutuklu arkadaşlarımız var. Onlar suçluysa, cezaları verilsin. Ama değilseler, boş yere tutuklu kalmasınlar. Hiçbir suç isnat edilmeden meslektaşlarımız içeride tutuluyorlar. İddianame yok. Soruyorlar, kiminle konuştun? Ne konuştun Ne zaman konuştun. diye. Balbay, mesleği ile ilgili sorular sorduğu için, gazeteciliği suçlu kılınıyor. Onları çok sık ziyaret etmeliyiz. Bizleri gördüklerinde, bir aile ferdini, çok yakınlarını görmüşcesine mesut oluyorlar, moral buluyorlar. Bazı bazı, kifayetsiz kalıyoruz. Bu acıdır işte. Çok sık ziyaret etmeliyiz onları.” dedi.

Yönetim Kurulu üyelerinin ev sahipliğinde gerçekleştirilen törene Posta Gazetesi Yazarı Yazgülü Aldoğan ve cemiyet üyelerinin de katıldığı kahvaltılı toplantıda,Türk basın tarihine milat olarak geçen 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nün bugün 50. yılı olduğunu hatırlatan Atilla Sertel, ‘Çalışan Gazeteciler Bayramı’ olarak kutlanmaya başlayan bu önemli günün 1972 yılından bu yana bayram olma niteliğini kaybettiğini dile getirdi.

12 Mart darbesi ile Anayasal hakların bir çoğunda olduğu gibi gazetecilerin de kazanılmış birçok haktan yoksun kaldığını dile getiren Sertel, şunları söyledi: “Gazetecilerin bu hakları kaybetmesi yalnızca siyasi iktidarların baskısıyla olmadı elbette. Gazetecilerin hakları birer birer tırpanlanırken gazeteciler birlikte hareket etmedi, patron baskısına dayanamayanlar sendikalardan istifa etmek için sıraya girdi. Üzülerek söylüyorum ki gazeteciler kendi haklarını savunma noktasında çaresiz ve örgütsüz kalıyor. Meslektaşlarımız değişik kesimlerin hak ihlalleri ortaya çıktığı zaman gereken ilgiyi gösteriyor ama kendi çalıştırdıklarının hak ihlalleri söz konusu olduğunda ise tam bir sessizliğe gömülüyorlar. Dolayısıyla toplumun her kesiminin sesini yansıtan basınımızın aynı duyarlılığı kaybedilmiş haklarına karşı da göstermesini diliyoruz. Tek ses, tek yürek olarak bu gidişata bir son verilmesini arzu ediyoruz.”

TUTUKLU GAZETECİLER

Türkiye’de basının oto sansür, ekonomik baskılar altında tutulduğunu, bunun da yetmeyerek bazı gazetecilerin tutuklandığını, ifade eden İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Atilla Sertel, “Türkiye’de gazetelerin sendikal haklarının olmadığı oldurulmadığı, iş güvencelerinin olmadığı oldurulmadığı ortamda gazeteciler kendilerini özgür hissedemiyor. İfade özgürlüğü de bu sorunlardan bir tanesi. İfade özgürlüğünün teminat noktasında gelişmelerin de olacağını bekliyoruz. Türkiye’de yazdığı için yargılanmayacak, cezaevine atılmayacak bir ortamın mücadelesi içindeyiz. Çünkü bugün. Cemiyetimiz üyesi gazeteci-yazar Mustafa Balbay 676, gazeteci Tuncay Özkan ise 747 gündür cezaevinde. Meslek örgütleri olarak her platformda meslektaşlarımızın tutuksuz yargılanmasını talep ederken, 31 Aralık tarihinde CMK’nın 102. maddesinde yapılan değişiklikle tutuklu gazetecilere adeta tahliye yolu kapatıldı” diye konuştu.

HİTLER BENZETMESİ

Gazeteci-Yazar Yazgülü Aldoğan ise İstanbul’daki gazetecilerin bugünü kutlamama kararı aldığını, kutlanacak bir şeyin de kalmadığını ifade etti.

10 Ocak’ın gazetecilerin sorunlardan, özlük haklarından, sendikal haklardan bahsedilmesi gereken bir gün olduğunu ancak bunlardan da bahsedecek hallerinin kalmadığını dile getiren Aldoğan, gazeteciler için en büyük hakkın özgür çalışma ortamı olduğunu ifade ederek, ‘’ Bir gazeteci için baskı altında olmadan inandığını ve düşündüğünü yazabilme tarafsız haber yapabilme hakkından daha büyük bir hak yok’’ diye konuştu.

8 yıllık iktidar süresi içinde iktidar savaşının tamamen “medya” üzerinden yürütüldüğünü anlatan Aldoğan, şunları söyledi “İktidarlar her dönem medyayı yanına çekme düşüncesi içinde olmuştur. Ama bu mücadele hiçbir dönemde böylesine acımasız olmamıştır. Medyadaki ‘biat’ kültürü hiçbir dönemde bu seviyede değildi. Bu yandaş basın mütareke basını zamanında bile görülmemiştir. Medyamız neredeyse Hitler dönemindeki gibi inanılmaz bir propaganda savaşına alet ediliyor. Bunu yapanlar da anlı-şanlı bir şekilde yapabiliyor. Böylesine yıkama-yağlama görülmemiştir. Tarih bu dönemi çok acı bir şekilde yazacak.”

Daha sonra, biz de söz olarak şunu sorduk Aldoğan'dan: " Daha önce, internet medyasını benimsiyorum" dediniz. İlerisinin gazeteleri, kağıdı terkedip, tamamen dijitale yani internete dönüşürse, köşe yazarlarının pabucu dama atılmaz mı? Onlar nereye gidecek? Cevaben de Başkan Sertel ile birlikte şu cevabı verdiler: " Olacağı da bu zaten. İnternette köşe yazacaklar"

Ört ki, ölem!

Kahvaltılı toplantıda ağırlıkta simitler boldu. Türk basınına damgasına vuran, simit ve çay, burada da kendiniz belli ettiği görüldü.. Bu durum; espri konusu olurken, kahvaltı, neşeiçinde geçti.. Biz de bu arada, Yeni Asır’dan Şirvan Bektaş’ı “Simitçi güzeli, “ Ege TV’ den muhabir Firdevs Çalışoğlu’nu da basın güzeli seçtik..

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara