- Kategori
- Kent Yaşamı
Beklenen
İşte yine umutla beklediğimiz günleri yaşıyoruz. Biten tatilin ardından yağan kar, tatil olan okullar, sevinen çocuklar... Evet, tatile sevinen çocuklar!
Hatırlıyorum da ilkokul ve ortaokul yıllarımı. Dört gözle beklerdim tatil haberini ve ciddi ciddi sevinirdim buna. Tatil olmadı diye üzüldüğümü bilirim. O kadar rahatız ki... Gerek yok aslında tasalanmaya! Yağan her karda tatil olacağını biliyoruz. Neden sevinirdim bilmiyorum. Bu kadar sıkıcı mıydı okumak, okula gitmek? Hiç mi sevmemiştim okulu? Yoksa sevdirememişler miydi? Oysa gelecek, gelişmek ve ilerlemek değil mi okumak? Çok kızıyorum şu anda kendime! Neden bu sevinç? Bir hafta önce biten tatili hatırlıyorum. Tam bir ay süren ve hergün sıkıldığım tatili. Tatil başlamadan iki hafta öncede kurban bayramıydı yani yine tatildi. Şimdi öğrencilere sorsak 19 Mayıs, 23 Nisan ne ifade ediyor diye "tatil" cevabını alırız herhalde... O günün başka bir anlamı yok sanki. Daha önceden belirlenmiş tatil günleri...
Ülke olarak çok mu rahatız ne. Haberlerde gözlerim dolu dolu izlemiştim askerlerin elinden tutup okula yürüyen küçücük çocukları. Üzüldüğüm zaman babamın anlam veremediğim acı gülümsemesini şimdi anlıyorum... Onlar kimdi acaba? Bu ülkenin çocukları değiller miydi? Giyecek ayakkabısı, okuyacak kitabı olmamasına rağmen hava koşullarına aldırmadan her sabah umutla, neşeyle, sabırla okul yolunu yürüyen çocuklar! Onlar bizim çocuklarımız. Bizlerden biri. Yılmayan, her türlü zorluğa göğüs geren, hatta çocuk olmak ne demek bilmeyen...
Az önce öğrendim. İstanbul ve Ankara'da okullar tatilmiş. Artık sevinmiyorum. Nedense içim acıyarak tebessümde bulunuyorum sevinen kardeşime. Batıda yaşamak ayrıcalığı bu galiba. Çaktırmadan Doğu-Batı olmuşuz haberimiz yok sanki! Büyük merak içindeyim nereye doğru yol alıyoruz...