Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

09 Şubat '08

 
Kategori
İlişkiler
 

Belirsiz

Belirsiz
 

en büyük mutluluk


Telefonda, yazdığım bir yazıyı okumak istiyorum derken sesi titriyordu. Ağlayacaktı fakat o güçlü kişiliği bunu bastırmasına yardımcı oluyordu. Tahmin ve merak karışımı bir duygu oluştu içimde. "Sonsuzluk nedir ki? Ucu bucağı görünmeyen, upuzun bir yol mudur acaba? Geçerken gördüklerine selam verdiğin bir tünel midir yoksa? Nedir babamı gönderdiğim gerçek ve sonsuz bu yaşam?" diyerek başlamıştı yazısına. Çok olmamıştı babasını kaybedeli. Zaman geçiyordu, evet. Ama çare olmuyordu ki içindeki bu derin sızıya. Yara her gün büyüyordu. Her geçen gün babaya ve sevgisine olan özlem artıyordu.

Acı haberi aldığında neler hissetmişti bilmiyorum. İnsan ne hisseder, ilk tepkisi ne olur? İçine girdiği büyük boşluktan biraz olsun kurtulmak adına çırpınırken daha çok batar mı? Bataklık mıdır bu? Pişmanlık duygusu sarar mı insanı? 'Keşke'lerle başlayan cümleler mi geçer akıldan? Oysa elinden gelen herşeyi yapmıştı babası için. En büyük desteği olmuştu. Her gün elini tutup, gözünün içine bakıp onu sevdiğini, hiçbirşeyin ondan daha değerli olamayacağını hissettirmeye çalışmıştı. Bir silah ayırdı onları. Büyük sevgilere meydan okudu o buz gibi alet. Gözyaşları bıraktı. Belki de gitmesi gerekiyordu babasının. Ömür bitti derler ya öyle birşey işte... Kim bilir neler düşünmüştü giderken? Ya da birşey düşünmüş müydü? Düşünmüş olsa gider miydi?

"Baba özlemi nedir? Dünya'nın seni avuttuğu, bazen tamamen unuttuğu, koca bir yalanın ortasındayken içindeki o büyük yara mıdır? Yoksa gözyaşlarından oluşan kalbinin her an darbe alıp paramparça olması mıdır?" yazının sonu buydu. Geride bir çok soru vardı cevaplanması imkansız. Bir de geçmeyeceğini bildiğin bir yara. 'Baba'kelimesini her duyduğunda burkulacak bir yürek. Bununla birlikte yaşanması gerekilen yeni günler... Ne olursa olsun hayat devam ediyor işte! Yeri gelecek hıçkıra hıçkıra ağlanacak, yeri gelecek kahkahalarla gülünecek. Yeni dallar bulunacak tutunmak adına.

Okuması bittiğinde hıçkırıklar boğazımda düğümlenmiş bekliyordu. Ama ağlayamadım. Çünkü karşımda duymaya alışık olduğum bu defa neşesi içinde saklı kalmış ses tonu vardı. Hayatımda en önemli yere sahip olan, aklıma her gelişinde gülümsetebilen, mükemmel insan, kuzenim... Ellerin ellerimde! Sıcacık, yürekten... Seni çok seviyorum...

 
Toplam blog
: 5
: 418
Kayıt tarihi
: 27.01.08
 
 

İstanbul doğumluyum. Doğdum doğalı bu şehrin güzelliklerini, çirkinliklerini tadıyorum. Yıldız Tekni..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara