Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Temmuz '11

 
Kategori
Deneme
 

Ben hiç anne olamadım!

Ben hiç anne olamadım!
 

internetten alıntıdır.


 

‘’Nedense? Hep çok sevdim çocukları. Ayırt etmeden! Çirkin, güzel demeden. 

Kâh sildim, gözlerindeki o boncuk boncuk damlayan inci tanesi misali yaşlarını, kâh kirden pastan görünmeyen yüzlerini ve yanacıklarını. 

Hep sevdim, hep çok sevdim ben onları. 

Yaramazlıklarını, akıllarını, büyümüş de küçülmüş tavırlarını ve ele avuca sığmaz afacanlıklarını. 

Genç bir kız iken kurdum, çocuklarımın, doğacak çocuklarımın hayallerini, onları nasıl sevgimle kucaklayıp, sarmalayıp, sarılacağımı. 

Nasıl şefkatle öpüp koklayacağımı. 

Sevdim, sevildim ya da öyle zannettim. Yanıldığımı çok geç anladım! 

Evlendim! 

İlk günler, mutluluk ve sevinç içerisindeydim. Sevgi sarhoşu olmuş ayılamıyordum. 

Hay! Ne güzel günlerdi onlar! Yalandan bir denizde yüzdüğümü bilmiyordum! 

Bir gün eşime; artık bu mutlu yuvamızı, bir çocukla taçlandıralım dedim. 

‘’Hayır! Ben kendimi baba olmaya hazır hissetmiyorum.’’ dediğinde; dünyalar başıma göçtü de ne olduğumu bilemedim! 

Ayları ve birkaç yılı böyle geçirdim. 

Ümitlerimi birer birer tükettim. 

Günler geçtikçe arttı kederim. Buymuş demek ki kaderim dedim. 

Yine de! Belki bir gün diye için için ümit besledim amma her söz konusu ettiğimde terslendim. 

Kimseler olamadı derdime çare, ne annem ne de babam. Her ay işyerime gelip, beni teselli etmeye çalıştılar. Onlar’ Üzülme kızım’ dediklerinde; gözyaşlarım, daha bir hızla aktı, coştu da dinmedi günlerce! 

Çevremdekiler, sormaktan vazgeçtiler. Üzülmeyeyim diye ses etmediler. Her daim soran bakışları hissettim üzerimde. 

Soldu yüzüm günler geçtikçe. Gülüşlerim bitti, gözlerim battı derinlere. 

Eşimin ailesindekiler sürekli tacizde! Bizim gelin kısır demekteler her sorana, her fırsatta. O zamandan beridir düşmanım kısıra bile. 

Rezil oldum ele güne. 

Nasıl derim ki; eşim çocuk falan istemez diye. 

Böyle, böyle geçti zaman! 

Ben tam kaderime razı olmuş yaşarken! 

Bir kez daha yıkıldı dünyam! 

Meğer! Aldanmışım yıllardır. Başka kadınlarla gezermiş eşim dediğim adam! 

Hayallerim tarumar, yıkıldılar kâğıttan kuleler gibi ortalık toz duman! 

Kavga, kıyamet yaptı tavan! 

Konu komşu dediler! Aman aman! 

Ayrılık oldu vaki. Tak sepeti koluna, herkes kendi yoluna! Benim ellerim, kucağım boş, oldum viran! 

Şimdi! Korkarım, her karşılaştığım sevgiden, aşktan. Yoğurdu bile üfleyemem, yine yıkılacağım diye korkudan! 

Çocuklara hasret kaldım. Seslerini duydukça baka kaldım. Olduğum yerde çakıldım! 

Yıllar tükendi biteviye, sayamadım! 

Yaş erdi gayri kemale! Yansam da, üzülsem de ne faide! 

Alev alev yanar, halen daha içim! Derdimi saklarım. 

Yüzümde güleç bir maske! 

Söyleyemem derdimi kimselere, anlayacaklar diye de korkarım! 

Bir bilseniz ne kadar özlerim. 

Ben hiç anne olamadım!!!’’ 

 

Ayşen Arslangiray Kura 

11.7.2011/Kuşadası 

 
Toplam blog
: 533
: 1375
Kayıt tarihi
: 14.11.10
 
 

Aydoğdu; kızgın güneşinde Ağustos'un, sararmıştı altın sarısı başaklar. Kırlangıçların göç dansın..