- Kategori
- Gündelik Yaşam
Benim gördüklerim böyle, siz de kendiniz gidip görün…

Annem Şehitler için dua okuyor.
Benim gördüklerim böyle, siz de kendiniz gidip görün…
Bu günkü güncemi bu satırlarla başlamak istedim. Yeni bir yer gördüm, çok beğendim ve bazen bencil olmadığım için paylaşmak istedim.
Merdivenlerden tepeye tırmanırken, rüzgarın şiddetini daha çok hissediyor oldum. Fakat üşümek yerine bu esinti istirahat gibi geldi, bir yudum serin su yorgun vücuduma. Tam 97 merdiven tırmandıktan sonra Mehmetçik Anıtın yanında buldum kendimi. Tepe tek olduğu için yukarıya bakınca yakın görünüyordu, fakat aşağıya bakınca epey yol geçtiğimi gördüm. Manzara harikaydı, bazen doğa her şeyden güçlü olduğunu düşündüm.
Evet, Dumlupınar Şehitliğinden söz ediyorum.
Annem, babam, çocuklarım ve eşim ile birlikte, 16 Kasım 2008 güneşli bir sonbahar gününde, oralarını görmek nasip oldu.
Bu güncemde, Kurtuluş Savaşını ve zafer ile sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Muharebesini anlatmak niyetinde değilim. Fakat inkar edemiyorum ki şehitlikteki unutulmuş sessizlik, içimi hüzün ile kapladı.
Beni hüzünlendiren bugünün insanları oldu.
Bu Cumhuriyeti hak ediyor muyuz?
Beş yüzü aşkın şehit mezar taşı bulunmakta o şehitlikte, çoğunun yaşları on dört ve ve yirmi beş arasında….Türkiye’nin her bir yanından, tek yürek halinde bu toprakların hürriyetini canları ile ödemişler.
Ya adı bilinmeyen yüzlerce şehit…
Çocuklarımın bu şehitlikleri görerek ve varlığını bilerek büyümelerini istedim hep, çok küçük yaşlarında Çanakkale Şehitliğini tanımışlardı. Bu konudaki hassasiyetim doğdum ve büyüdüm ülkeyle ilgisi var galiba. Bulgarların milli bayramı, Türklerden kurtuluş bayramıdır… Bu törenlere katılmak nasıl bir talihsizlik olduğunu yaşamayanlar bilemezler…
Dumlupınar Şehitliğini çok geç keşfettim, fakat orayla ilgili eksik tanıtım olduğunu düşündüm. Oysa o güzel ilçe için yapılacak çok şey olabilir ...
Dumlupınar toprağının ruhu kaybolmuş sanki, o şirin bağların bir zamanlar içinde barındırdığı şehitlerin ve doğaya bağlı olan gerçek insan ruhlarını hissedemedim.
Dumlupınar Şehitliği ve Dumlupınar ilçesine gereken önem verilmediğini düşündüm, adeta dün oraları gezerken, kendimi sanki yurt dışındaymışım ve yalnız hissettim. Çok acı…
Kül altından yanan kıvılcımlardan toplamak istedim bir şarkının sözlerini hatırlayarak. Ezgisisini de çok sevdiğim bu şarkıyı öğretmen olan annemden Türkiye’ye geldikten sonra öğrenmiştim.
Dumlupınar geldik sana
Yüz sürmeye toprağına
Dumlupınar Dumlupınar
Ne de şirin bağların var
Ey gelincik nedir tasan
Sevgilinden ırakmısın
Şehitlerin al kanından
Yaratılmış bayrakmısın
Dumlupınar suyun kevser
Armağanın büyük zafer
Dumlupınar Dumlupınar
Bu gün herkes seni arar
Karış karış gezmek istiyorum ülkemi, kanlarla sulanmış bu kutsal toprakları…
Şehitlikte okuduğum, Mithat Cemal Kuntay’ın bir şirindeki mısrası beni çok etkiledi:
“ Toprak, eğer uğruna ölen varsa vatandır”
Bitirirken, sorular aklımı kurcalıyor… Özgürlük nedir… 1922 yıllında özgürlüğün tanımı böyle miydi… Özgür olabilmek tam olarak nasıl bir his… Bugün özgür müyüz…