Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Eylül '11

 
Kategori
Siyaset
 

Bilgece Erdoğan mı? Zekice Erdoğan mı?

Bilgece Erdoğan mı? Zekice Erdoğan mı?
 

KOPYALANMIŞTIR


Bu sorunun cevabı Erdoğan için yol ayrımıdır. Çünkü Recep Tayyib Erdoğan başlangıçta bilgece hareket ediyordu. Örneğin ‘’derin devlet yerini derin demokrasi’’ ‘’alışkanlıklar ülkesinden akıl ülkesine’’ gibi bazı söylem ve davranışları ülke için ilham alınan konulardı. 

Şahsen tarih öğretmeni olarak bende bir çok konuda ilham almışımdır hele o ünlü ‘’nereden, nereyee" sözü kuantum sıçramasında adeta bir eşiği ihtiva ediyordu. Lakin gücü eline geçirince bilgeliği unuttu, tabiri caizse; ayık kafa ile güç sarhoşluğuna düştü ve bu sefer bilgece kazandığı gücü bilgeliği unutup sadece zekice yollarla elinde tutma yanılgısına düştü. Oysa zeka bazı durumlarda ve bazı durumları kurtarıp bazı çevreleri memnun edebilir lakin ilk önce kişiye lider olma vasfını yitirtir. Çünkü egonun hizmetine girmiş bir zeka önce kişinin ufkunda ve sonra çevresinde daralma yaratır. 

Şöyleki: doğası gereği zeka karşıtını da yaratmak zorundadır ve nihayetinde bu çatışma kesin bir düşmanlığa ve zıtlığa dönüşür ki bir lideri bundan daha hızlı aşağı çekebilecek bir şey yoktur. Oysa bilgelik evrenseldir kapsayıcı ve yaratıcıdır. Zekacılık devrin ve yerin adamlığını oynamaktır oysa bilgelik devri alemliktir, devinimsel bir döngüdür. Devrin adamlığını oynayanlar devran döndüğü zaman arkasındakilerin hepsinin de döndüğünü göreceklerdir. Zeka her zaman karşıtlık, farklılık, sayısal çoğunluk, mefaat gibi mevcut durumları kullanır. Buna biraz kurnazlık sosu da eklediğimiz zaman tadından yenilmeye doyulmayabilir lakin mideye indiği zaman kurnazlığın içinizde kocaman bir kurt’a dönüştüğünü göreceksiniz. Kimse bilgece kazandığı bir gücü sadece zekice yollarla elinde tutamaz. Çünkü bilgelikten yoksun bir zeka evrenle ile işbirliği yapmaz. Bilgeliğin zekaya ihtiyacı da yoktur; şöyle bir kıyaslama yapılırsa: bilgelik denizse, zeka onun yanında ancak bir damla gibi kalır. Bilgelik birliğin gücüdür zeka onun sadece kişisel bir veçhesidir. 

Zekice davranışlarla bazı insan üzerinde etkili olabilir, onları maniple edebilirsiniz hatta onları rencide edebilirsiniz. Zaaflarından ya da bazı kişisel korku ve zayıflığından faydalanarak onları siyasi anlayışlarının ötesinde kişiliği ile de vurmaya çalışabilirsiniz. Nitekim R. Tayyib Erdoğan’ın K.Kılıçdaroğlu’na karşı yaptığı budur. Lakin bunlar o an tahtınızı kurtarabilir ancak tarihe geçecek tınıda şeyler değildir. Çünkü zeka bir rüzgar gibidir ve sadece kendi zamanına ve mekanına aittir zamanı geçtikten sonrada zavallı kalmaya mahkumdur. Oysa bilgelik, rüzgarı yaratan havadır, her zaman ve her yerdedir hareket etmeden hareket ettirendir. Rüzgarı da şiddetini de yaratan havadır ancak rüzgar havanın dengesini bozamaz yani kimse havaya hava atamaz. Kimse havasız yaşayamaz, kimse havaya karşı da koyamaz kısacası hava her koşulda havasını korur ve o kimsenin onsuz kalmaya cesaret edemeyeceği evrensel bir ihtiyaçtır. Bu anlamda bilgeliğinde hava gibi dili, dini, mezhebi, cinsiyeti ırkı ve rengi yoktur. O bütün evreni kuşatan ortak ruhtur. Lakin bu büyük gerçeği unutup rüzgarına güvenenler yel gibi geçer giderler bi bakarlar ki güvendikleri herkeste yelle birlikte el olup gitmiş.. 

Tarihin hafızası bu kayıtlarla doludur. O yüzden unutmak insanın en nankör en hain ve en güçlü düşmanlarından biridir .Malum eskiler ‘’Hafıza'i beşer nisyan ile malüldür’’ demişler. Bu büyük ve güçlü bir deneyimdir bu yüzden unutma oyununa karşı dikkatli olmak lazım, hele bir liderin birincil işlerinden biri unutma hilesine karşı sürekli uyanık olmaktır ve hatırlamak olmalıdır ''hatırlaki unutulmayasın'' ''hatırla ki unutturulmayasın'' yoksa bu ufacık dünyada un ufak olmak unutanların en unutulmaz işlerden biri olmuştur eskiden beri. Bu yüzden bir liderin hatırlaması gereken birinci işlerden birisi bilgelikle elde ettiği gücü yine bilgelikle daha büyük güçlere dönüştürmek olmalıdır ki gelecek insanı olmanın en güçlü yolu budur. Aksi halde elde ettiğiniz gücü rakipleriniz üzerinde güç gösterisine dönüştürürseniz bu gücünüzü yitirmenizin en emin yoludur. Çünkü çekici eskiten örstür. 

R. Tayyib Erdoğan rakiplerini siyaseten söylem ve davranış olarak zayıf görebilir lakin bu onları zekice bir şekilde aşağılama yada kendisiyle kibirlenme yolu olmamalıdır. Aksi şekilde bundan bilgece bir üzüntü duyulmalıdır çünkü hiçbir boksör içinde pamuk bulan torbaya döverek dünya şampiyonu olmamıştır. Bu gerçek futbolda da böyledir güçlü bir takım sürekli güçsüz takımlarla oynayıp kazanma yolunu seçerse kendiside aynı akıbete uğramaktan kurtulamayacaktır. Çünkü insan bir şekilde birbirinden öğrenir iyi, kötü, doğru yanlış, zayıf, güçlü, ve zekice(!) kazanma yolunu seçmeye çalıştığınız için aynı zeka öğrenme konusunda da ayrım yapmaz. 

Bu adeta bulaşıcı bir hastalıktır, bazen yanından bile geçerseniz hemen kendinize bulaştırırsınız. Bu anlamda güç kaybetmenin en güçlü yolu sürekli kendinden güçsüze vurmaktır ve bildiğini unutmanın en emin yolu sürekli bilmeyenlerle birlikte olmaktır. Görünen odur ki R.Tayyib Erdoğan son zamanlarda siyasi hırsın etkisiyle kibirlice bir zekanın tuzağına düşmüş, bilgelik geçmişinde bir düş olarak kalmıştır. Örneğin ‘’taraf olmayan bertaraf olur’’ demek korkuları kullanmak açısından zekice olabilir lakin yasemin devrimini önceden görseydi böyle kara kış laflar etmezdi.. 

Bir diğer husus R. T. Erdoğan Kemal Kılıçdaroğlunun bazı kişisel zayıflıklarını ve kaçtığı noktaları kullanarak onu kovalıyormuş havası içinde adeta teşhir edecek şekilde kendi çevresine onu alevi kimliği ile küçümsüyor olabilir lakin bilgelik; etki- tepki yasasını ve nihayetinde etkinin şiddetinde tepileceğinin gerçeğini şaşmaz adalet terazisinden kaçmayacağını bilir ki ilahi adalet delen şeyde kelimenin tam anlamıyla evrenin bu fiziksel kimyasal ve matematiksel yasasıdır. Hele R. Tayyib ERDOĞANIN zekice bir şekilde ‘’tükürdüklerini yaladılar’’ sözü üzerinden Kılıçdaroğlunun ağzına kirli demeside ‘’yaradılanı seviyoruz, yardandan ötürü’’ bilgeliğinin de sadece kendi yararına olan yaradılanları sevme zekasına dönüştüğünü göstermiştir. Oysa bilgelik şunu bilir ki o an bizim yararımıza gibi görünmese de evrende yararsız hiçbir şey yoktur. Yaratan; yararsız bir şey yaratmış olamaz, aksine her şeyi sonsuz bir yarar gücüyle yaratmıştır. Bizim mitolojiden beri ‘düşman’ diye nitelediğimiz yılanın bile evrime muhteşem bir şekilde katıldığı gerçeği ekolejinin havızasında saklıdır. 

Hele üç çocuk yapın meselesi gerçekten bir trajik durumdur. Eskiden anne babalar çocuklarına ‘’sizi karga getirdi’’ derlermiş şimdi herhalde ‘’Recep amcan söyledi oldun’’ diyecekler. 

Ben bu konuda R. Tayyib Erdoğanı anlamıyorum. Bir insan nasıl böyle ağır bir yük alabilir nasıl böyle ağır bir sorumluluğun altına girebilir. Bu gerçekten üremek için zekice olabilir ama üretim, kalite, gelişim, sorumluluk verimlilik açısından asla bilgece değildir. Ayrıca dünyaya, yaşam koşullarına isyan eden her çocuğun R. Tayyip Erdoğan’ın karmasında nasıl bir yük yaratacağını bilse yer yerinden oynardı herhalde. Ayrıca başlangıçtaki insan odaklı vatandaşlık siyasetinden sayısal çoğunluk zekalığına düşerek K. Kılıçdaroğlu’nu da kullanarak mezhepçilik ve ırkçılık siyasetine dönüştürmüş olması bilgelikten kelimenin tek anlamıyla U dönüşüdür ve unutmayın ki SN ERDOĞAN Bazı dönüşlerin geriye dönüşü de yoktur. 

Yol yakınken bilgelikten döndüğünüz noktaya dönün ya da en azından bilgelikle zeka arasında köprü kurun. Bu dengeyi ihlal eden her şeyin dengesi kaçınılmaz olarak bozulur Çünkü hayatın yasası denge yasasıdır . ve bu günümüzde medeni dünyanın ruhudur. Ve dünya bu ruhla ileriye gidecektir…..(imza bir dost) 

 
Toplam blog
: 124
: 736
Kayıt tarihi
: 28.06.08
 
 

Kelebek için kanat neyse insan için kelime odur. (m.ali şirin) 1969 senesinde  Tunceli/ pülümürde..